Değişmeyen Suriye gündeminde, son iki günde Esad yönetimine bağlı 141 asker hayatını kaybetti, muhalifler 300 askeri esir aldılar.
Özgür Suriye Ordusu olarak kendilerini ifade eden muhaliflere dünyadan tam destek gelirken, biz Suriye işgalinin başından beri Esad hükümetinin yanında yazılar kaleme alıyoruz.
Esad’a verdiğimiz desteğin iki sebebi var.
Birincisi, bu liderin başkanlığındaki hükümetin meşruluğu. Yani halk tarafından halen desteklenmesi.
İkincisi ve bizce daha önemlisi, Esad’ı koltuğundan indirmeye çalışan batının Müslüman dünyaya karşı değişmeyen zihniyeti.
Suriye’de yaşananlar batının işgal ve sömürü planının bir parçası ve bugün ona yapılan muamelenin yarın senin başına gelmeyeceğinin hiçbir garantisi yok.
Bu coğrafyanın hamisi konumundaki Rusya’nın ve hatta uzaklardaki Çin’in, Suriye’deki katliama ve işgale hayır demesi de bu nedenle.
İşgale dur denmediğinde, sıra sana geldiğinde çaresiz kalacaksın.
Haber bültenlerinde, Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde 17 terörist öldürüldüğünü, 6 askerimizin yaralandığını üzüntü ile öğrendik.
Suriye’de batının desteği ile devam edegelen hadiseler maalesef, bir değişik boyutu ile sınırlarımızda başladı bile.
Terör saldırılarında şehit düşenlerin haberlerini ekranlardan yansıtmamak bu işin çözümü olmamıştır.
Bölücü eylemlerin dış bağlantılı olduğunu her zaman vurguluyoruz.
Ülkemizde vuku bulan hadislerde Türkiye şu anda dahi yalnızdır. İleride Suriye gibi daha ciddi ve ülke geneline yayılacak bir tehlikede bize yardım edecek tek ülke bulunmayacağı ortadadır.
Birkaç gün önce Meclis’ten çıkarılan tezkere konusu da aslında bu çerçeveden değerlendirilmeli idi.
Ancak partilerimizden Suriye konusuna yukarıdaki geniş perspektiften bakan bir yaklaşım göremedik.
Suriye meselesini kişiselleştirmek yerine, nedenlerini ve hangi neticeye ulaşabileceğini ve bize olan etkilerini ele almak gerekirdi, olmadı.
On yıldır ABD ile paralel hareket eden AKP bir yana, milliyetçilik söylemlerini işgal ile birleştiren MHP’nin tavrı ülkücü tabanca sorgulanmalıdır.
Halkının memnun olduğu meşru bir hükümeti, işgal ve zulüm ile yok etmek isteyenlere desteğin izahı yapılamaz.
Esad, birliklerini sınırın on kilometre gerisine çektiği anda, Türkiye’nin harekât için çıkardığı tezkereyi hükümsüz hale getirmiştir.
Tezkerenin çıkarılması ile Suriye’ye saldırı konusunda ciddiyetini ortaya koyan Türkiye’ye karşı batının tavrı birden değişmiştir.
Fransa, Suriye’deki savaşın Lübnan, İran veya Türkiye’ye sıçramasından endişe ettiğini vurgularken, tezkereye destek istediğimiz NATO’dan, müdahaleye gerek yok şeklinde beyanlar geldi.
ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, Suriye ile Türkiye arasındaki karşılıklı top atışlarından duydukları kaygıyı dile getirerek, savaşın komşu ülkelere sıçramasından endişe ettiklerini açıkladı.
Görünen o ki, Türkiye batının pompalaması ile geldiği top atışı-tezkere-savaş ekseninde şimdiden yalnız.
Bu yalnızlık tablosu, bizim Esad’ı destekleme gerekçelerimizin de haklılığını ortaya koymaktadır.
Batının sözüne güvenilmez, dediği ile hareket edilmez.