Kurban, Allah Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerîm'de; "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" (Kevser, 108/2), emriyle Müslümanlar üzerine vacip bir ibadet olmuştur.
Kurbanın Müslümanlara vacip oluşu İbrahim Peygamberle başlar. Bu hadise Kur'an'da şöylece dile getirilir.
"Rabbim, bana Salihlerden ihsan et. Biz de ona, hilim sahibi bir oğul müjdeledik. O, kendisinin yanı sıra yürümeye başlayınca dedi ki: Oğulcuğum; doğrusu ben, rüyada iken seni boğazladığımı görüyorum. Bir bak, ne dersin? O da dedi ki: Babacığım; sana emrolunanı yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun. Kişi de teslim olunca, babası; oğlunu alnı üzere yatırdı. Biz, ona şöyle seslendik: Ey İbrahim; Sen rüyayı gerçekleştirdin. Elbette Biz ihsan edenleri böylece mükâfatlandırırız. Muhakkak ki bu, apaçık bir imtihandı. Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. Sonrakiler arasında ona da (bir güzel sena) bıraktık. Selam olsun İbrahim'e. Biz, ihsan edenleri işte böyle mükâfatlandırırız. Muhakkak ki o, mümin kullarımızdandı." (Saffat /100-111)
Elbette Kurban Bayramı birçok sırrı ve hikmeti içinde barındıran, Allah'ın kendi yolunda "kurban eden" ve "kurban edilen" arasında cereyan eden önemli bir hadiseyi vesile kılarak kullarına öğretmek istediği bir şeyler vardır.
Eğer işin imtihan sırrını ve Allah'ın öğretmek istediklerini kaçırırsak, bu bayram "et bayramı" olmaktan öteye geçmez. Kurbanı keseriz, etini yer ve yediririz, sırrını da kaçırır, kısır bir döngü içinde döner dururuz…
Arefe gününün fazileti
Haccın farzlarından olan Arafat Vakfesi zilhiccenin 9. Günü Arafat'ta bulunmakla gerçekleşecektir. Arefe günün faziletleri sadece hac görevini ifa etmek üzere Arafat'ta bulunanlarla sınırlı değildir. Arefe gününün kıymetini bilen iman ehli bütün kullar için mükâfatlar mevcuttur.
İbn-i Ömer (ra) Resülullah Efendimizden şöyle dinlediğini anlatmıştır. "Allah'u Teâlâ Arefe günü kullarına bakar; onlardan kalbinde zerre kadar iman bulunan kimseyi dahi bırakmadan bağışlar." İbn-i Ömer'e (r.a.) sordum: Bütün insanları mı, yoksa Arafat'ta bulunan kimseleri mi? Şöyle dedi: "Bütün insanları" (Abdulkadir Geylani / Gunyattüttalibin /Sayfa:689)
Şimdi bu konuda sizi tefekküre davet ediyorum. Bu mana ve özelliği tefekkür ederek Arefe gününü uyanık bir gönül haliyle değerlendirip, her anını Allah'tan (c.c.) rahmet ve af talep ederek geçirmeliyiz.
Arefe günü yapılacak şu üç şeyin fazileti çoktur. Oruç tutmak, gündüz veya gece namaz kılmak, gündüz veya gece dualarda bulunmaktır.
Arefe günü namazı
Peygamberimiz tarafından tavsiye edilen 2 namaz vardır. Gücü yetenlerin bu namazları kılması kendi menfaatinedir.
-Öğle ile ikindi arasında 4 rekât namaz kılınır. Her rekâtta 1 Fatiha, 50 İhlas suresi okunur.
-Arefe günü herhangi bir vakitte 2 rekât namaz kılınır. Her rekâtta, 3 Fatiha, 3 Kâfirûn, 1 İhlas suresi okunur. Her sureye başlarken Besmele okunur. (Büyük İslam İlmihali / Prof. Dr. Haydar Baş / sayfa 819-820)
Teşrik tekbirleri
Kurban Bayramından 1 gün önceki güne (zilhiccenin 9. Gününe) Arefe günü denmektedir. Arefe günü sabah namazında başlayan, bayramın 4. günü ikindi namazı ile (23 vakit) sona eren her vakit farz namazından sonra teşrik tekbiri okumayı unutmayalım. Teşrik tekbirleri okumak vacip olup, unutulduğunda kazası yapılabilir. Teşrik tekbiri: "Allahu ekber. Allahu ekber. Lâ ilâhe illâllahu vallahu ekber. Allahu ekber velillâhi'l-hamd" (Allah her şeyden yücedir, Allah her şeyden yücedir. Allah'tan başka ilâh yoktur. O Allah her şeyden yücedir, Allah her şeyden yücedir. Hamd Allah'a mahsustur.)
Yazımızı bayram gecesini değerlendirmenin de faziletine işaret ederek bitirelim; Yüce Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadislerinde bu konuda şu müjdeyi vermiştir; "Sevabını Allah'tan umarak iki bayram gecesinde kalkıp ibadet eden kimsenin kalbi, kalplerin öldüğü gün ölmez." (îbni Mace, Sıvam: 67) Arafat'taki gönül dostlarımızın ve inananların gönlünde, dua gündeminde, yer almak umuduyla; Arefe gününüz ve Kurban Bayramınız kutlu olsun.