Makalemizin hemen başında konjonktür kelimesinin anlamını vererek başlayalım. Türk Dil Kurumu'na göre konjonktür; "geçerli durum, her türlü durum ve şartın ortaya çıkardığı sonuç" gibi anlamlara gelir. Fransızca kökenli bir kelimedir. BTP lideri Sayın Hüseyin Baş'ın vermek istediği mesajın özünü bozmamak için bu terime dokunmadım.
Sayın Baş, seçim sonuçlarını değerlendirirken değişimin bizim istediğimiz anlamda değil de daha başka bir biçimde oluşmasını şu cümle ile değerlendirdi: "Konjonktür şimdilik bu kadarına müsaade etti"
Vatandaşın çözüm odaklı değil de tepki odaklı tercih yaptığına, dolayısıyla sonuç ve çözüm odaklı değişimin daha sonraya kaldığına dikkat çekti.
31 Mart seçimleri büyük bir olgunlukla neticelendi. Halkımız kendi tercihini sadığa yansıttı. Çok şükür bundan önceki seçimlerde yaşanan şaibeler bu seçimde yaşanmadı. Şaka bile olsa kimse "trafoya giren kedilerden" falan bahsetmedi.
Uzun zamandır halkımız yapması gerekeni geç de olsa kısmen yerine getirdi. Kibir ve gururla saraydan seyredenlere, tepeden bakanlara; halkımız sokaktan bir çığlık attı. "Sabrımız taştı, ölüyoruz yeter!" dedi.
Uzun zamandır siyaset sahnesinde değişimi dillendiren BTP lideri Av. Hüseyin Baş halkımıza bir umut oldu, "oyları bölün", "değiştirin", "zinciri kırın" tavsiyeleri yerini buldu. Değişimin fitili ateşlendi. Böylece yerelden genele doğru değişim başladı.
Muhalefet uzun zamandır eline geçiremediği bu fırsatı vatandaşın iktidara vurduğu tepki tokadıyla ele geçirdi. Seçimin üzerinden geçen birkaç gün içerisinde kamuoyu araştırmalarımızda gördüğümüz şudur. Vatandaş diyor ki: "Usandık bıktık yeter dedik ve daha önce verdiğimiz desteği çektik."
Vatandaş şimdilik gelene gidene bakmıyor. Sayın Tayyip Erdoğan'a ve şımarık belediye başkanlarına verdiği dersin zevkini yaşamaya çalışıyor.
Birkaç gün daha böyle geçer. Zafer sarhoşluğu biter bitmez vatandaş gözünü hizmetlere çevirir. Kim ne yapıyor, ne yapacak? Ona bakar.
Vatandaş yerelde oluşan soygun, vurgun, yalan ve rüşvet ağından bıktığı için eskileri değişti. Şimdi yenileri bekleyen önemli şeyler var. Bir yandan vatandaşın acil ihtiyaçlarını giderecek bir yandan da eskilerin vurgununu soygununu, çalanların çırpanların yardım ve yataklık edenlerin karıştığı suçları, usulsüz ihaleleri, rüşvet çarkını kırmaya çalışarak şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmak zorundalar. Mansur Yavaş gibi vatanını devletini ve halkını seven şeffaf belediyecilikte önder birinden gerekirse ders ve yardım almalıdırlar.
Türk milleti çok sabrediyor ama sabrı da taştı mı gerekene gerekli dersi veriyor. Ben bundan sonra vatandaşın çok da bekleyeceğini zannetmiyorum. Eli alışmışken hak edene daha çabuk Cumhuriyet tokadı atacağına inanmaya başladım.
31 Mart'la birlikte değişimin ayak sesleri duyulmaya başladı ama istenilen değişimin daha sonra olacağına da inanıyorum.
Seçim sonuçlarını değerlendiren Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Av. Hüseyin Baş'ın sosyal medya hesabından verdiği mesajı iyi okumak lazımdır: "Sesimizi duyan, derdimizi anlayan, bu sese ses veren, derdimizi dert edinen 200 bin kişiye yakın kocaman bir aile olduk. Yarınlar için bugünden çok güzel temeller attık. Konjonktür şimdilik bu kadarına müsaade etti ama durmak yok daha da büyüyeceğiz. Yarınlar bizim."