“Nasihat samimiyet ilişkisi” makalemizde Yüce Peygamberimizin “Din nasihattir” hadisinden yola çıkarak nasihatin kimlere ne şekilde yapılması gerektiğini izaha çalıştık.
Bugünkü yazımızda da İmam Hasan (a.s.) efendimizin nasihat ve gurur ilişkisi hakkında çok önemsediğim bir nasihatini sizlerle paylaşmayı uygun gördüm.
İmam Hasan (a.s.) şöyle buyuruyor:
“İbadet etmek isteyen, onun için temizlenmelidir. Müstahab ameller, farzları engellerse onları bırakınız, yakîn, kurtuluşun sığınağıdır. Yolculuğun uzaklığını hatırlayan, ona hazırlanır. Akıllı adam, kendine nasihat etmesini isteyen kimseye hile yapmaz. Sizinle öğüt arasında (öğüt almanızı engelleyen) gurur perdesi vardır. (Gurur ve bencillik kalkmadıkça öğüt etkili olmaz)” (İmam Hasan /sayfa 101-102/ Prof. Dr. Haydar Baş)
İnsanlar, imanın lezzetinden uzaklaştıkça, bencillik ve gurur hastalıklarına tutulmaktadırlar. Onlar bu durumun farkına varmış olsalar bile, belli aşamalardan sonra içinden çıkılması zor bir sürece girdiklerinden, içinden çıkılması zor bir kısır döngü hali yaşamaktadırlar.
Nefsi hastalıklarının müzminleşmesi halinde, nefisleri başkalarından nasihat almayı bir gurur meselesi haline dönüştürerek, nasihat vericilerden uzaklaştırmaktadır. Hastalığın bu boyutunda kulaklar nasihat duysa bile, nefisler araya gurur perdesini attığından, gönüller nasihatten nasipsiz kalmakta, tesirini yaşayamamaktadırlar.
Etrafımıza baktığımız zaman; insanların birbirinin sözlerinden sohbetlerinden gittikçe uzaklaştıklarını, özellikle de nasihatçilerin etki alanından süratle uzaklaştıklarını görürsünüz. Mesela insanlar dünyevi ya da uhrevi (belki de geleceklerini etkileyecek) çok önemli konularda birilerinden nasihat ya da fikir almak yerine, işine geldiği gibi yaşama yolunu seçmiş, nefsindeki gurur da onu bu konuda ayıkmaması için nasihatçiden uzak tutmaya çalışmaktadır.
Gururu da kişiyi “onun bildiği kadar sen de bilirisin, kimseyi dinleme, sen bildiğin gibi yap?” telkinleriyle içinde bulunduğu batakta yok etmeye çalışmaktadır.
Bu hastalıktan kurtulmak için yapılacak iş; herkesin kendi nefsini hesaba çekerek, gururunu bir kenara bırakarak, nasihat edicilerden nasiptar olmaya çalışmaktır.
Değerli dostlarım, samimi niyetle gerçeğe ulaşmak isteyene yüce Allah, hikmeti nasip eder, öğrenmesi gereken bilgileri çeşitli vesilelerle ona sunar. Hayatı da ölümü de tabiatı da insanı da ona nasihatçi kılar. Gururuna yenik düşeni de gönül gözünü kör ederek nasihatten nasipsiz kılar. Rabbim cümlemizi nasihatten nasip alanlardan eylesin. Amin.