İnsanoğlu doğumdan ölüme sürekli gelişme ve olgunlaşmaya doğru yol alır. Tasavvuf literatüründe insanın Hakk'a seyrinde nefis tezkiyesi denen terbiye metodunda "oldum" demek abesle iştigaldir. Seyri sülûk denen yolculukta her daim kişinin nefisiyle mücadelesi istenir.
Son nefese kadar kişinin "oldum" dememesi, yani kendine yeterli olduğu hissine kapılmaması istenir. Çünkü tehlike çanları o zaman çalmaya başlıyor demektir. Bu bilgilere tasavvuf kitaplarında çokça rastlarız.
İnsan-ı Kâmiller, yolculuğuna rehber edindikleri kişinin nefisle mücadelesinin sürekli olmasını ve duraklama yaşamamasını isterler. Bu konuda da talebelerini hep uyarırlar. Bazen Yunus Emre'ye atfedilen bazen de büyükler derki diye paylaşılan şu söz çok anlamlı bir sözdür "oldum demek öldüm demektir"
Aslında bu konuda Alak Suresinde de bir uyarı vardır. Alak Suresi 6-7 ayetlerde yüce Allah "Gerçek şu ki, insan azar. Kendini kendine yeterli gördüğü için"
İşte burada kişinin kendi kendine yettiğini zannettiği an azma denen yoldan çıkma eylemi başlamaktadır. Bu sebeple "oldum demek öldüm demektir" diye söylemişler işin erbabı olanlar…
"Oldum" demenin kibirle de alakası vardır. Kibirlenenlere de Kur'an'daki ayetlerin sırrını anlayamama engeli konulacağı haber verilir:
Araf Suresi, 146. ayet: "Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri ayetlerimden uzaklaştıracağım. Onlar bütün mucizeleri görseler de iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Fakat azgınlık yolunu görürlerse, hemen ona saparlar. Bu durum, onların ayetlerimizi yalanlamalarından ve onlardan gafil olmalarından ileri gelmektedir."
Diyanet Kuran Yolu tefsirden bu ayet hakkında bilgileri de paylaşalım:
"İnsan, iyi niyetli olur, hayır ve hakikat sevgisi taşır, bu yolda çaba harcarsa Allah da ona hayır ve hakikatin yollarını açar (Ankebut /69); aksine, kötü niyetli olur, kibir ve gurura kapılarak yanlış inançlarını ve kötü gidişatını inatla sürdürme gafletini gösterirse Allah da onu ayetlerinden uzaklaştırır, iman edip halini düzeltmekten mahrum bırakır. Kur'an'ın birçok yerinde olduğu gibi burada da kibir ve inadı yüzünden 'doğru yolu' seçmekten imtina edip 'azgınlık yolunda' ısrar eden kişi ve toplumların hidayetten yoksun bırakılmalarının ilâhî bir kanun olduğu vurgulanmıştır."
"Oldum" demenin dini boyutunun yanında psikolojik ve sosyolojik yönü de vardır. Kişinin o konuda ortaya koyması gereken eylemden mücadeleden vaz geçmesi anlamına da gelir. İnsanoğlunun doğumdan ölüme durmadan yoluna devam etmek zorunluluğu vardır.
Peygamberimizin şu hadisi kulluk yolunda sürekliliği ne de güzel izah eder: "Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz."