“Kur’an bize yeter” sözünün maksadını aşan manalar
içerdiğini, aslında bu sözün ortaya atılması; Peygambersiz din icat etmek
isteyenlerin bir oyunu olduğunu bu ifadenin bizzat Kur’an tarafından
reddedildiğini Kur’an’dan ayetlerle açıklamaya devam ediyoruz:
“Allah'a ve Resûlü'ne inananlar ve onlardan
(peygamberlerden) hiçbiri arasında ayrım yapmayanlar, işte onlara ecirleri
verilecektir. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” Nisa /152)
Peygamberleri her dönemde yalanlayanlar çıkmıştır kimi
müşrik kimi münafık! Hepsinin temel gayesi nefislerine göre bir din icat etmek:
“Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler
de. Tümü, Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inandı. "O'nun
elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik.
Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sanadır" dediler.” Bakara
/285)
“Eğer seni yalanlarlarsa, senden önce apaçık belgeler,
Zeburlar ve aydınlık kitapla gelen elçileri de yalanlamışlardır.” Al-i İmran
/184)
Allah Kur’an’da peygamberini hakem olarak tayin ediyorsa
tayin edilenin hükmüne itiraz tayin edene de itirazdır:
“Eğer o meseleyi
peygambere ve müminlerden ihtisas sahibi kimselere havale etselerdi, elbette o
kimselerden hüküm çıkarmaya ehliyetli olanlar işin doğrusunu bilirlerdi.”
(Nisâ, 4/ 83)
“Her kim de hidayet
yolu kendisine iyice belli olduktan sonra, Resûlullah’a muhalefet eder ve
müminlerin yolundan başka bir yola tâbi olursa, Biz onu döndüğü yolda
bırakırız. Fakat ahirette kendisini cehenneme koyarız. Orası ne fena bir varış
yeridir!” (Nisa, 4/115)
“Allah ve Resûlü,
herhangi bir meselede hüküm bildirdikten sonra, artık inanmış bir erkek ve
kadının, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve
Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab, 33/36)
Kur’an da hiçbir ayet diğeriyle çelişmez. Yorumcular,
mealciler tefsirciler, eğer bir ayetin anlamındaki sırrı kavrayamaz ise mutlaka
bütünlük içinde kendisiyle çelişir, eliyle çukura düşer. Anlayanlar anlarlar!
Anlayamayanlar da o çukura düşmekten kurtulamazlar.
Bu sebeple Allah kulunu peygambere havale ederek o nasıl
anlarsa ve anlatırsa ona göre anlayın. Yoksa helake düşersiniz şeklinde
uyarılarda bulunarak peygambere iman etmeyi Allah’a iman etmenin parçası olarak
emretmiştir:
“Kim Resûlullah’a itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur.”
(Nisâ, 4/80)
“(Resulüm!) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki
Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı
ve esirgeyicidir.” “De ki, Allah’a ve resulüne itaat edin. Eğer yüz
çevirirlerse, elbette Allah küfre girenleri sevmez.” (Âl-i İmran, 3/ 31-32)
(Devam edecek…)
Uğur Kepekçi