Gayri
Safi Milli Hâsıla (GSMH), bir ülkede belirli bir zaman diliminde (genellikle
bir yılda) üretilen mal ve hizmet biçimindeki çıktıların parasal değerlerinin
toplamıdır.
GSMH,
üretim, tüketim ve gelir yönlü
hesaplamalardan elde edilir. Bu hesaplamalarda kayıt içi kayıt dışı tüm işler
hesaba katılır. “Bizde kayıt dışı işler
çok. Bunlar milli gelir hesabına girmiyor” şeklindeki inanış yanlıştır.
Ülkemizde
milli gelirin hesaplanmasında belli dönemlerde hep değişikliğe gidilmekte.
Son yıllardaki en kapsamlı
değişiklik 2006 yılında yapılmıştı.
2016 hesaplamalarında milli gelir hesaplamalarında
revizyona gidilmesi ile TÜİK açıklamalarında kişi başına düşen gelirin 9 bin
130 dolara düşmesi beklenirken bir anda 11 bin 14 dolara çıktığını öğrendik.
Kapital
sistemde ekonomi verileri kötüye gidince; en iyi bulunan çözüm hesaplama
şekillerinin değiştirilmesidir. Bu değişim "uluslararası standartlara uyum" için yapılması gereken
düzenlemelerdir denilip kapital sistemin bir gereği olarak lanse edilmektedir.
Hesaplama
şekli değişince eski dönemlerle karşılaştırma imkânı da ortadan kalkmaktadır.
Hesaplama
şekline bağlı olarak, dönemsel olarak milli gelir ve büyüme oranları hep
değiştirilebilmekte; yükseltilebilmektedir.
Ekonomik
verileri iyi göstermenin başka bir yolu da yatırım ve tüketim tanımlarının
değiştirilmesi, harcamalarda yatırımların payının artırılması şeklinde
yapılabilinir.
Son değişiklikle ilgili olarak
sadece 3 maddenin altını çizmek isterim.
1-
‘AR-GE’ ve ‘Silah Sistemleri’ harcamaları yatırım harcaması kategorisine
alındı. Bu Avrupa Birliği Standartları çerçevesinde yapıldı.
Burada
atlanan durum; o ülkelerde üretim ön plandadır. Ama ne yazık ki; bizim
ülkemizde bu sistemlerin temini mal alımı şeklindedir. Böylece harcamalarda yatırımın oranı
artırıldı.
2-
Hesaplamalarda bir baz yılı seçilir. Düzenleme ile 2009 yılı baz yılı olarak
seçilmiş. 2009 yılı, 2008 yılında ABD’de başlayan küresel krizin Türkiye
ekonomisini en fazla etkilediği yıldır. 2009 yılında Türkiye ekonomisi yıllık
olarak yüzde 4,7 oranında küçülmüştü. 2009 yılı gibi küçülmenin olduğu bir
yılın seçilmesi bazın düşük tutulmasına ve sonraki yıllara ilişkin verilerin
yüksek çıkmasına yol açmıştır.
3-
Yeni hesaplamada inşaat üretimi payı %4,4'ten, %8,2'ye yükseltilmiştir. Mevcut
durumda inşaat üretimi yüksek olduğu için GSMH'ı da yukarı çekmektedir.
Öyle
ki; revize edilen rakamlar karşılaştırıldığında 2011 ve 2013 yıllarında
Türkiye’nin büyümede Çin’i bile geride bırakmıştır.
Bu
örneklerden de anlaşılacağı üzere; GSMH hesaplamaları sağlıklı değildir.
Bu
konuda daha çok şey söylenebilir.
Bakınız;
bu hesap öyle bir hesap ki; bir evin temizliğini yapan eğer o evin annesi ise;
GSMH' a bir katkısı olmamakta; ama evin temizliğini yapan bir hizmetçi ise GSMH
rakamlarına bu gelir olarak kaydedilmektedir.
Milli
Ekonomi Modelindeki ev hanımı maaşı, işte bu açmazı, çözmüştür. Bir eylem söz
konusu ise; bunu yapan kişinin kim olduğuna göre ekonomiye katkısının olup olmaması kapital sistemin
mantıksızlığıdır.
GSMH 'a bir de Milli Ekonomi
Modeli kapsamında bakalım.
Milli
Ekonomi Modelinde "Büyüme, gelirde dengeli bir dağılımı
sağlamalıdır. " denilmektedir.
Yani
toplumun her kesimini kapsamalıdır.
Aksi
takdirde gelir dağılımında dengesizliği getiren büyüme, toplumda sosyal yapıyı
bozduğu gibi, ekonominin dengesini de bozmaktadır.
Gerek yeni vergi ve sosyal
devlet politikası ve gerekse para politikası sayesinde Milli Ekonomi Modeli
toplumun her kesiminin gelir düzeyini yükseltecek bir büyümeyi hayata
geçirmektedir.
Kapital
sistemde,
1-
Harcamalar yönlü yapılan hesaplamalarda stok artışları da hesaba dâhil
edilmektedir
2-
Ülkedeki yabancıların elde ettikleri gelirler de GSMH 'a dahidir. Ama ne var
ki; Yabancılar elde ettikleri gelirleri o topraklarda tutmazlar. Dolayısıyla GSMH'a
katkıları sanaldır.
Kapitalist
anlayışlarda üretim yönlü yapılan hesaplamaların harcamalar ve gelir yönlü yapılan
hesaplamalara eşit olduğunu var saydığımızda ekonominin tam istihdam düzeyinde
dengede olması gerekmektedir. Çünkü üretilen kadar tüketim olmakta, elde edilen
gelir kadar da tüketim olmaktadır. Böyle bir tablonun kapitalist modeller ile
yakalanması mümkün değildir. Ekonomi ile ilgili rakamlar böyle bir tablonun
kapitalist modellerin uygulandığı son 150 yıldır yaşanmadığını göstermektedir.
Ayrıca
yatırımların tasarruflara eşitlenmesi Milli Ekonomi Modeli'nde kabul
edilmemektedir.
Yatırımlar Milli Ekonomi
Modelinde maliyetsiz para ile yani emisyon ile destekleneceği için büyüyen
ekonomilerde yatırımlar, tasarruflardan büyük olacaktır.
Milli
Ekonomi Modeli'nde GSMH hesaplaması üretim yönlü yapılırken stok artışlarından
arındırılarak yapılacaktır.
Unutmayalım ki; bu tarz
hesap değişiklikleri; artık batmakta olan kapital sistemi kurtaramaz.
Çok iyi biliyoruz ki; gerçekte,
ne ülkenin geliri, ne de kişi başı milli gelir değişmeyecektir. Bunun böyle
olduğunu zaten elini cebine atan herkes çok iyi bilmektedir.
Yrd.
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi / 23.01.2017
e-posta:
[email protected]