Bugün anneler günü günler öncesinden kutlama hazırlığına başladık bile. Derin derin düşüncelere daldık. Anneler Gününü nasıl kutlarız diye...
Düşünüyorum da, yılda bir gün anne sevgisini anlatmaya yaşamaya yeterli olabilir mi? Bir günlük sevginin yetersiz olduğu aşikardır. Hele bu canımız, varlık sebebimiz Annelerimiz ise bir günle kesinlikle sınırlandırılamaz.
Saçını süpürge ederek ömrünü evladına adayan elleri öpülesi annelerimizi anmaya yılda bir gün elbette yetmez. Bizlere yakışan annelerimizi bir gün değil her gün başımızın tacı yapmamızdır.
Onun içindir ki; yuvamızda anne varsa, o orada sevgi, huzur ve bereket vardır. Annemiz varsa bayram vardır Annemiz giderse öpülecek el, ağlanacak diz, sevinecek bayramımız da gider.
Bundan dolayıdır ki, sıkışan ekonomiyi canlandırmak için Kapitalizm bizlere dayattığı bir günler, bir günlük kutlamalar bizlere yetmez.
Bizde anne ve babalar bir gün anılmaz, bir gün sevilmez, yılın tüm günleri hatırlanır, sevilir ve sayılır.
Yüce Rabbimiz bizleri bir çok Ayeti Kerime ile bu konuda uyarıyor.
“Rabbin kendinden başkasına kulluk etmemenizi ve ana-babaya iyilik etmenizi emretmiştir. İkisinden birisi ya da her ikisi, senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara; “öf!” bile deme. Onları azarlama. Onlara güzel söz söyle. Onlara rahmet ve şefkat dolu tevazu kanadını ger. Onlara alçak gönüllü ve şefkatli davran ve onlar hakkında dua edip şöyle de: “Ey Rabbim! Bunlar küçükken beni nasıl yetiştirip büyüttülerse, Sen de onlara merhamet et, acı!” (İsra: 17/23-24)
“Biz, insana ana-babasını (onlara karşı iyiliği) tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflık çekerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içindedir. Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız Banadır.”(Lokman:31/14)
“Allah’a ibadet edin ve O’na hiç bir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve ellerinizde ki kölelere de güzellikle davranın. Şüphesiz ki Allah, kendini beğenen ve büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.” (Nisa: 4/36)
“Biz, insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, o zaman onlara itaat etme. Dönüşünüz banadır. Yapmakta olduklarınızı size haber vereceğim.” (Ankebût: 29/8)
Ayetlerde de görüldüğü gibi Rabbimiz, “ana-babaya iyilik etmeyi” her zaman bizlere emrediyor. Bu yüzden bizler için anne ve babalar çok değerlidir. Analarımızın ayaklarının altı cennettir.
Bizleri; yememiş yedirmiş, içmemiş içirmiş, giymemiş giydirmiş, uyumamış uyutmuş, hayatın her anında bizlere bir toz konmasın diye bütün varlığını seferber etmiş olan annenin babanın hakkını ödeyebilmek mümkün mü! Elbette mümkün değildir.
Bakınız Hazreti Mevlana, “Anne hakkına dikkat et! Onu başında taç et! Zira anneler doğum sancısı çekmeselerdi, çocuklar dünyaya gelmeye yol bulamazlardı.” diyor.
Burada sözlerime son vermeden önce bir evladın canından kıymetli annesine bir gününü tüm ömrünü feda etmesi olması gerekendir. Unutmayalım; Bizim bir annemiz babamız var onları üzmeyelim sevelim, bir gün değil her gün başımıza taç edelim. Yarın geç olmadan Sağlıklarında kıymetlerini bilelim.
Yılın her gününde anılan, sorulan, anne ve babalardan olmamız dileklerimle, tüm annelerimizin Anneler Gününü kutluyor, sevgi ve selamlarımı sunuyorum.