Üniversiteyi kazanan kızımı okuluna yerleştirmek, kalacak yer ayarlamak için Ankara’ya gitmeye hazırlanıyordum. Benim için Ankara’ya gitmek demek, Atatürk’ün makamı Anıtkabir’e de özel bir yer ayırmak demekti. Anıtkabir'i her ziyaret edişim farklı farklı duygular yaşamama neden olur, değişik bir haz alırdım.
Her milletin tarihinde kahramanları olabilir. Ama Bizim tarihimizdeki kahramanların başında Mustafa Kemal Atatürk gelir. Hiçbir kahraman O’nun yerini tutamaz. Atatürk’ün bu özelliğinin farkında olarak, manevi huzuruna çıkacak olmak beni fazlasıyla heyecanlandırmaktadır. Anıtkabir’e yaptığım her ziyaretimde; ilk defa gidiyormuş gibi heyecanlanır, duygularıma hakim olamam.
Heyecan yüklü ruh halimle sabahın ilk saatlerinde yapacağım ziyaretin saatini zorlukla bekliyorum. Bir türlü heyecandan uyuyamıyordum.
Ankara’ya ziyaret saatim yaklaşıyor, heyecanım kat ve kat artıyordu. Vakit geçirmek için sabahın ilk saatlerinde sosyal medyada geziniyorum. İstikbal Gazetesi’nden Özge Zaim Hanımefendi Eskişehir’de Yeni yapılan stadyumun isminin “Yeni Atatürk Stadyumu” olarak tescillenmediğini de ifade eden bir dizi twitler paylaşmıştı, bunları hayretle okuyordum.
Özge Hanım bir tweette, Gerekirse tek başıma savunurum, yine savunurum diye serzenişte bulunuyor, çakma Atatürkçülere inat “Bizim sevdamız yeter” diyordu.
Özge Zaim’in paylaşımından bir tweet:
“Herkes şunu bilsin ki!
Bugünkü basın toplantısında Nabi Avcı yeni stadyumun adının Atatürk olacağını söylemedi, Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklayacak dedi.
333 gün önce de Atatürk ismi tescillenecek demişti ve hala tescillenmedi…”
(Bir Cumhurbaşkanı, başkanlık yetkileriyle de donatılmış, işi yok mu da bir stadyumun ismiyle bu kadar ilgilenir! Açıkçası çok merak ediyorum.
O’nlar hangi ismi verirlerse versinler bizim gönlümüzden silemezler, Orası bizim için “Yeni Atatürk Stadyumu’dur”)
Yine Özge Zaim tweeti ile devam edeyim:
“Gerekirse tek başıma savunurum, yine savunurum.
29 Ekim’de nutuk atanlara, 30 Ağustos’ta Büyük Önder diye fotoğraf koyanlara, 23 Nisan’da çocuklarıyla Atatürk sevgisi mesajı yağdıranlara, çakma Atatürkçülere lafım:
Atatürk siyasi rant değildir!
Bizim sevdamız yeter!”
Bu mesajları okuyunca bende duygulandım. Bir hanımefendi gerekirse tek başıma savunurum diyordu. İçim kıpır kıpır ederken Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdan öğrendiğimiz;
“Atatürk vatandır,
Atatürk bayraktır,
Atatürk birleştirici harçtır.” İfadelerini yorum olarak paylaşımın altına yazdım.
Bu duygular içerisindeyken hareket saatim gelip çatmıştı. Yaklaşık 1,5 saat sonra Atatürk’ün manevi huzurunda Olacaktım...
Ankara bizi Anıtkabir Nizamiye Kapısı’nda yağmurla karşılıyor, yağmurlu havaya rağmen insanlar Atatürk’ün huzuruna çıkmak için akın akın geliyordu. Son yıllarda Anıtkabir ziyaretçi sayısında ciddi bir oranda artışın olduğu yetkililer tarafından sıklıkla ifade ediliyor. Bu ziyaretçilerin büyük bir çoğunluğunun Ata’nın ruhuna dualar ettiği yine görevliler tarafından anlatılıyordu. Bizde bu ziyaretimizde O’nun ruhuna Fatihalar-Yasinler okuyan, dualar eden insanların varlığına şahit olduk.
Açığı - kapalısıyla, Alevi’si - Sünni’siyle top yekûn bir millet Atatürk’ün manevi huzurunda birleşiyordu. Yediden yetmişe bir millet Atatürk’le vatan, bayrak oluyordu. Bu güzel manzaraların hhazırlanmasına“Hoşgeldin Atatürk” eseriyle vesile olan Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza ve ekibine milyonlarca kez teşekkür ediyorum.
“Hoşgeldin Atatürk” eserini okuyan ve okutan insanlar olduğu müddetçe Atatürk’ü tek başınıza savunmaya gerek kalmayacaktır. Atatürk sevgisi ve saygısı gönüllere sığmayıp kâinata taşacaktır. Atatürk’ün adını anmaktan kaçınan insanlar, çatlasa da patlasa da Atatürk sevgisi bu milletin kalbine nakşetmiştir, dünyalar bir araya gelse de çıkmaz, çıkartılamaz.
Tek başınıza savunmanıza gerek kalmayacaktır vesselam...
Yolu yolumuzdur. Saygı, sevgi, şükran, minnet ve özlemle anıyor ve de arıyorum.