Hayat, kimine göre bir rütbe arayışıdır. Hepimiz, kendimizi geliştirmek, daha iyi bir yere gelmek ve toplumda saygınlık kazanmak için çabalarız. Maddi manevi bir rütbe kazanmak için çabalar dururuz. Bu çabalarımız bizi başarıya ve yüksek mevkilere götürebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, her rütbe kazanılabilir, fakat adam olmak kaybedildikten sonra kazanılmaz.
Adam olmak, maddi ve manevi değerlere sahip olmak, erdemli olmak, dürüst olmak, saygılı olmak ve ahlaklı olmak demektir. Bu değerler, doğuştan gelen veya sonradan kazanılan özelliklerdir. Bir insan bu değerleri kaybettikten sonra, ne kadar çabalarsa çabalasın, onları geri kazanamaz.
Yüksek bir rütbeye sahip olmak, bir insanın saygınlık kazanmasına yardımcı olabilir. Ancak bu saygınlık, kişinin sahip olduğu değerlere dayanır. Eğer bir insan erdemsiz ve ahlaksız ise, ne kadar yüksek bir mevkiye sahip olursa olsun, saygı görmez. Hatta zamanla saygınlığını kaybedebilir.
Tarihte, yüksek mevkilere sahip olup da erdemsiz davranışlardan dolayı saygınlıklarını kaybeden birçok kişi vardır. Tarih bize gösteriyor ki, rütbeler geçicidir. Önemli olan, erdemli ve ahlaklı bir insan olmaktır. Bu değerlere sahip olan bir insan, her zaman saygı görür ve toplumda önemli bir yere sahip olur.
Konunun önemini Prof. Dr. Haydar Baş, “Kardeşlerim, Çok samimi olarak konuşuyorum. Her rütbe kazanılır ama adam olmak artı dost doğru bir Türk evladı olmak, mükemmel bir şahsiyet olmak, kaybedildikten sonra asla kazanılmaz” diyerek ifade ediyor.
Sonuç olarak, her rütbe kazanılabilir ama adam olmak kaybedildikten sonra kazanılmaz. Hayattaki en önemli şey, erdemli ve ahlaklı bir insan olmaktır.