Geçmişimiz göz ardı edilemeyecek kadar çok bilgi ve birikim ile doludur. Atalarımız onlarca, yüzlerce hatta ciltlerce dolacak bilgi ve birikimlerini bir cümlelerle özetlemişlerdir. Bizler bu birikimlere atasözlerimiz diyerek sahip çıkıyoruz. Aklınıza gelen hemen her konuda bu özlü sözleri bulabiliyoruz.
"Su uyur düşman uyumaz"
"Kurt puslu havayı sever" gibi...
Sözümüz "pus" kelimesine gelmişken kısaca açıklayalım "pus ile sis"in farkını
Vikipedi'de yazılana göre; Pus, görüş mesafesini çok azaltmayan bir tür hafif sistir. Atmosferdeki çok küçük su damlacıklarından (50-200 mikron çapında) kaynaklanır. Sis ile pus arasındaki tek fark görüş mesafesidir. Görüş mesafesi 1 km'den az ise sis, eşit veya fazla ise pus kabul edilir.
Kısaca özetlemek gerekirse görüş mesafesinin kısaldığı durumlar için Sis ile pus kelimelerini kullanıyoruz. Kaostan beslenenler için bu gibi durumlar çok önemlidir. Pandemi nedeniyle puslu ve sisli havadan beslenenler çoğaldı. Hatırlarsanız pandeminin ilk dönemlerinde maske bulunamaz bulunsa bile çok pahalı idi. Bir litre kolonya 11 lira civarından 120 liraya çıkmıştı. Sadece maske ve kolonya mı?
Hayır! Bunlarla bitmiyordu.
Zorlu süreçte yeteri kadar üretim yapamadığımız için neredeyse tüm ürünler ateş pahası. Pazarda, bakkalda, markette mevsiminde 15 liranın altında meyve yok. Pandemi sürecinde gelir kaybı da yaşayan vatandaşlarımız ancak bu ürünlere bakarak geçiyorlar.
Zifiri karanlık bir süreçten geçiyoruz. Virüs haberlerinin gölgesinde kalan haberlerde bizleri bekleyen ne büyük tehlikeler var.
Yunanistan ülkemizin önemli kulüplerinden biri olan Galatasaray'ı ülkesine sokmamak için yapmadık oyun bırakmıyor. Karadeniz'de, Akdeniz'de yaşanan satranç oyunları bitti mi dersiniz?
...
Konumuz ile ilgili sosyal medya üzerinde paylaşılan bir karınca hikayesi var. Karınca hikayesi şöyle:
“Gidin bir çölden 100 tane kırmızı ateş karıncası yakalayın. Daha sonra bir başka topraktan 100 tane bildiğimiz siyah karıncayı alın ve bunların hepsini bir kavanozun içine koyun.
İlk başta hiçbir şey olmayacaktır. Daha sonra kavanozu elinize alın, oldukça şiddetli bir şekilde sallayın ve tekrar yerine koyun. Kavanozun içinde bir anda karıncaların birbirlerini öldürmek için savaştığı bir kaos ortamı göreceksiniz.
Kırmızı karınca bunu yapanın siyah karıncalar olduğunu düşünürken siyah karıncalar bu kaosun nedeni olarak kırmızı karıncaları görmektedir.
Oysa çok iyi bildiğiniz üzere kaosun asıl nedeni sizin ellerinizdir. O nedenle günümüzde gerek sosyal medya aracılığıyla gerekse de başka ortamlarda normalde hiç tanımadığınız insanlarla tartışacak ya da kavga edecek bir duruma geldiğinizde kendinize hep şu soruyu sorun;
Kavanozu sallayan kim?”
Dünyada cennetten bir köşe konumundaki ülkemiz tüm güzelliği ile dururken kavanozu sallayıp topraklarımızı elimizden almaya çalışan, suyu uyutan, puslu havayı seven hep düşmanlarımız olacaktır. Bize düşense birlik ve beraberliğimizi savunan, bu uğurda çalışan Hüseyinler bulup onlarla bir ve beraber olmak ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk tam bağımsızlıktır, Atatürk birleştirici harçtır."…” dediği gibi milli ve dini değerlerimize sahip çıkmak olmalıdır.