Bir süre gözlerimi kapatıp geçmişe gittim. Sokakta arkadaşlarımla "Tavşan kaç tazı tut oyunu oynuyorum. Oyunun heyecanından bazen "tazı kaç tavşan tut diyorum. Bazense Tavşan kaç tazı tut diyoruz hep birlikte. Sonra gözlerimi açıyorum oyun bitmemiş devam ediyor. Bu sefer oyunu oynayan ben ve arkadaşlarım değil. Oyuncular değişmiş, oyun Türkiye'de oynanıyor.
Bir bakıyorsunuz, 50 artı bir gerekliyken bir masa kuruluyor ve 6 rakamına sabitlemiyor.
Masanın genişlemesi fikrine şiddetle karşı çıkıyor, masanın küçük ama en karlı çıkan ortakları. Masada siyasi partiler Atatürkçü oldukları gerekçesiyle kabul görmüyor. Kazanacak aday vurgusu yapılarak kazanması en zayıf aday seçiliyor. Aday yıpranmasın diye açıklanmıyor ama 20 yıldır yıpranan Kemal Kılıçdaroğlu aday gösteriliyor.
Birde bakıyorsunuz masanın karşı tarafında masanın hamlelerini önceden tahmin eder tarzda adımlar atılıyor. Yoksa her iki ittifakta aynı eller tarafından mı dizayn ediliyor. Ya da masanın küçük karlı ortakları ikili mi oynuyorlar.
Anayasaya göre 3. kez aday olamayacak Erdoğan'ı sandıkta yeneceğiz düşüncesiyle adaylığına itiraz edilmiyor. Böylece Cumhur İttifakı için zor süreç kolay aşılıyor. Millet İttifakı için ise kolay olacak seçim yanlış hamleler sonucunda kaybediliyor.
Zamanında anayasamıza göre aday olamazsın diye tepki vermeyenler, şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ayağa kalkmayarak protesto yaptıklarını sanıyorlar. Oysa o artık milletin oyuyla seçilmiş Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, şahsa değilse bile biraz makama saygınız olsun. Yine halktan uzak halkçılık yapıyorsunuz.
Oyun ne de güzel kurgulanmış, benim saf gariban halkım bir ekmeğe muhtaç kalmış.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli çok şeylerin değişeceğini söylüyor. İnşallah Türkiye değişmez diyerek endişelerimize korku katıyor.
Bahçeli, "Önümüzdeki dönemde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez.' diyor.
Sayın Bahçeli'nin, gördüğü nedir? 'Her şey değişecektir' dediği, her şeyin kapsama alanı nedir?
'İnşallah Türkiye değişmez' sözü ne anlama geliyor? Türkiye'yi nasıl bir değişim bekliyor.
Bir hikaye var bilir misiniz?
Çakalın biri kasaptan et, bakkaldan peynir süt, fırından ekmek alıp kaçar. Peşine kasabın, fırının, bakkalın ve demircinin köpeği düşer. Çakal önde köpekler arkada kovalamaca devam eder. Bir süre sonra bakkal, kasap ve fırıncının köpeği koşmaktan vazgeçer. Çakal arkasına bakar sadece demircinin köpeği peşinde.
Demircinin köpeğine seslenir, "Yahu arkadaş, sütçünün sütünü içtim tamam, fırıncının ekmeğini yedim o da tamam, hadi kasabın etini kaptım ama buna rağmen onlar bile pes etti peşimi bıraktı da, ben demirciye ne yaptım ki bi türlü ayrılmıyorsun peşimden?"
"Seni cezalandırmam için bana zarar vermen şart değil. Sen, başkalarına zarar verdiğin için suçlusun" diye düşünüyor demircinin köpeği...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk bir sözünde, "Vazgeçenler değil, mücadele edenler tarihe geçer! " demektedir. Bizlerde demircinin köpeği gibi adalet sağlanıncaya kadar mücadeleye devam ederek, Atamıza layık birer vatandaş olacağız. 'Cumhuriyetten krallığa evrilen tek örnek Türkiye' olsa da yeniden özlenen günlere dönmek için Hüseyin Baş gibi mücadeleye devam edeceğiz.
Biz mücadeleden vazgeçersek; Yeni AKP ve müttefiklerinin 322 vekili, eski AKP ve müttefiklerinin 38 vekili var. Toplam 360 vekil ile Anayasayı değiştirmek mümkün oluyor. Parlamenter sistemi getirelim derken Hilafeti getirmiş oluruz.
Unutmayın, "Vazgeçenler değil, mücadele edenler tarihe geçer! "