Nereden başlasam bilemiyorum. Samanlıkta iğne aramaya çalışan siyasileri mi, yoksa her gün temel gıda maddelerine gelen zamları mı, yada altın ve dövizin Türk Lirası karşısında şahlanışını mı anlatayım karar veremedim.
Döviz kurları sert dalgalanmalarla birlikte yukarı yönlü bir seyir izleyip rekor üstüne rekor kırarken, Temel gıda maddeleri dövizin peşinden son surat koşarken siyasilerin “Yeni Ekonomik Model” olarak ilan ettikleri ihracat modeline kısaca değinelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Tek derdimiz: İhracat, ihracat, ihracat...” diye tarif ettiği, Bakan Nebati’nin ise “Eğer başarılı olmazsa üzülürüm” dediği modelin detayları açıklandıkça ekonomistler tarafından fiyasko ile sonuçlanır açıklamaları yapılıyor. Nasıl fiyasko açıklaması yapılmasın? Bu yeni modelle ülkem insanı az bir bedel karşılığında hep çalışacak, çalışacak, çalışacak ve ihtiyaçlarını zorlukla karşılayacaktır.
Yetmedi mi bu milletin çektiği çile? Samanlıkta iğne aramayı ne zaman bırakacağız? Çin Modeli, yok Japonya Modeli dediniz. Neden Türk olan “Milli Ekonomi Modeli” demiyorsunuz.
Uygulanan ülkelerde halkın alım gücünü artırdığı için mi?
Uygulayan ülkeyi Rusya’da olduğu gibi süper güç yaptığı için mi?
Dilim varmıyor söylemeye, yoksa Türk’ün dünyada yeniden söz sahibi olması istenmediğinden dolayı mı? Neden...
Durumumuzu en iyi şu doktor hasta konuşması açıklıyor.
“Doktor yanık tedavisi gören hastasını inceleyip “Yanıkları anlıyorum da, vücudunuzda bunca kırık nasıl oluştu anlamış değilim” deyince hasta inleyerek yanıtladı:
“Yanıyordum, kürekle vurarak söndürdüler.”
Evet, sorunlarımız belli ve çözüm de bellidir. Kazmayla, kürekle uğraşmaya gerek yok. Çözüm, yönümüzü Prof. Dr. Haydar Baş’a döndürmek kadar basit. Çözüm, 4 milyar insanın istifade ettiği Milli Ekonomi Modeli’nde.
Çözüm, Milli Ekonomi Modeli’nin savunucusu, Z kuşağının temsilcisi BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’tadır.