CHP Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu’nun ifadesiyle "Türkiye’nin AKP’den ibaret olmadığını, iktidara talip bir parti olduklarını" anlatmaya gitti, CHP’li heyet Beyaz Saray’ın kapısına…
Ana muhalefetin ağzından, ülkemizde siyasetin geldiği acı tablonun bir itirafı bu cümle…
Aslında ekonomide, sosyal hayatta, yargıda, iç politikada, dış siyasette vs. her sahada içinde bulunduğumuz sıkıntıların da sebebi.
Okyanus ötesi ile kurulan diyalog, beraberinde tavizleri, koltuğun karşılığında, icazet alınan çevrelerin çıkarlarına göre hareketi kabul demektir.
Atatürk’ün CHP’si, “bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal’in partisi bugün iktidara talip olduğunu, “bizi seçin acziyeti” ile ABD’dekilere bildiriyor.
Nerede seni oyları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderen Türk vatandaşları?
Nerede tam bağımsızlıktan başka çare olmadığını dile getiren ve bunu ilke edinen Atatürk’ün altı oku?
Sadece parti ambleminde kalan altı okun, bu CHP ile hayata geçeceği hayallerini kuran seçmene seslenmek gerekir.
Milliyetçiliği yıllar önce yitiren MHP gibi, CHP de Ata’dan miras temel varlık nedenlerini çöpe atmıştır.
Türk milletine sırtını dönmüş, açık bir ilanla, ABD’den medet ummaktadır.
AKP’nin kuruluş aşamasında da, bir gizli anlaşma zaman içinde basına yansımış ve kurmaylar tarafından reddedilmemiştir.
Bugün geldiğimiz nokta, anlaşmanın maddeleri ile bire bir örtüşmektedir.
Sayın Kılıçdaroğlu ABD’ye uçmadan evvel düzenlediği basın toplantısında, demokrasi, özgürlük, barış, refah ve istikrar mesajları vereceklerini ifade etti.
IMF yetkilileriyle, Yahudi lobisi ile görüşülüp onay alınacak hangi projeler, Türk milletine özgürlük ve refah getirecektir?
Nasıl bir demokrasi anlayışıdır ki, icazeti demokrasinin gereği oy veren milletten değil, okyanus ötesinden almakla hayata geçirilecektir?
CHP’ye bir de kötü haber verelim.
CIA’nın eski uzmanlarından Fuller, The Cristian Science Monitor'daki makalesinde şunları kaleme aldı:
"...bir yanda her şeyin elden kayıp gittiğine, ABD’nin çöküşte olduğuna, güçten düştüğüne, etkisizleştiğine dair bir görüş var.
Müttefiklere sırt çeviriyoruz, kenara çekiliyoruz, işlerin hallini başkalarına bırakıyoruz… Kötü tasarlanmış Suriye politikalarında Türkiye ve Suudi Arabistan’a destek vermemeliydik."
Sayın Kılıçdaroğlu, bugün sizin gezdiğiniz Beyaz Saray koridorlarında dün Erdoğan dolaştı, icazet aldı ve beraber yürüdükleri on yıldan sonra yapayalnız bırakıldı. Hatta Ortadoğu’da ABD ve İsrail planları ile çıkabilecek bir savaş Türk başbakanının sırtına yüklenmiş durumda.
İcazeti milletten değil de okyanus ötesinden almak isteyenler, mutlaka ama mutlaka kullanılıp atılacaktır.
Bu, ABD siyasetinin bir teamülüdür.
Siyasi çizgilerini gizlemeyen CHP seçmenine seslenerek bitirelim.
Madem demokrasi var, sandık var ve oy vereceksiniz, Sorumluluk sizdedir, milletimizdedir.
Bu zihniyete bile bile tekrar oy vermek, onları tercih etmek, okyanus ötesinin her türlü müdahalesine izin vermek demektir.
Sandık başında karar size kalmıştır…
