Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde yayımlanan 14.02.2012 tarihli yazısıdır
Bugün Türkiye'nin siyasi, ekonomik, sosyal vesaire sahalarda ciddi problemleri mevcuttur.
Bize göre tüm meseleler yetişmiş kadrolar ve doğru projeler ile kısa sürede halledilebilir. Bağımsız Türkiye Partisi de bu ihtiyaçlardan doğmuştur.
Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlarda birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğu da ortadadır.
Gelinen noktada ülkemiz demokratik yollarla nihai hedefe doğru sürüklenmektedir. Eğer planlar gerçekleşirse Türkiye parçalanmaya gidecektir.
İnsan hakları, demokrasi, hukuk söylemleri ile bir de bakmışsınız ki Misak- ı Milli sınırlarında bir Türkiye kalmamış.
Sonu belli olan bu oyuna Türk insanının feraseti ile gelmemesi gerekir.
Öyle ki, bugün ülkemizde önce karar veriliyor sonra bunun dayandığı kitap karara uyduruluyor. İşte Bağımsız Türkiye Partisi'nin görevi de burada ortaya çıkmaktadır.
BTP'nin görevi kitaba uydurmayı silmek, millet ve memleket yararına olanı kitaba göre uygulamak olacaktır.
Ortadoğu'da yaşananlar, Tunus'tan Pakistan'a İslam aleminde olaylar gözlerimizin önünde cereyan etmektedir. Biz de bu coğrafyanın bir parçası olarak aynı akıbetle karşı karşıyayız.
Akıbetimiz iyi olsun istiyorsak, bütünün içinde parça olmalıyız.
Oysa bugün Türkiye'de kurumlar arasında kaos var, hatta kurumların içinde dahi kaos yaşanıyor.
Atatürk; yeri geldiğinde müthiş bir kumandan, yeri geldiğinde mükemmel bir siyaset adamı olmayı bilmiştir. Şahsında asker ve sivil karakterlerini buluşturmuştur. Günümüzde siyasiler iki karakteri birleştiremiyor. Bunu birleştiremiyorsan, iki kurumu dost yapamaz mısın? İşte biz bunu yapacağız.
BTP'nin bir fonksiyonu da buradadır. Kurumlar arasında kavgayı ortadan kaldıracak, uzlaştırıcı bir siyaset hayata geçirecektir.
Türk milleti olarak biz inancımız ile oluşan kültürümüzü kaybettik. Komşuluğu, aile içi münasebetleri, dostluğu, arkadaşlığı yitirdik.
Bize insan hakkı diyenlerin talep ettiklerine baktık ki, beklenilen aslında İslam itikadındaki kul hakkıdır.
Hz. Peygamberin (sav) döneminde en mükemmel şekli ile yaşanılan bu hakları verecek insanı tekrar kazanmalıyız. Müslüman Türkün örfüne, adetine, geleneklerine döndüğümüzde kavgalar da sona erecektir.
Ülkemizde bugün tarım bitmiştir. Hayvan yetiştiricisi, orman köylüsü zor durumdadır. Milletin alım gücü kalmamıştır.
Biz bugüne kadar Milli Ekonomi Modeli'ni her ortamda anlattık, yazdık, milletimizin sorunlarına çözüm olacağını örnekleri ile izah ettik.
Türkiye bize ve kadrolarımıza teslim edilmiş olsa altı ayda bambaşka bir Türkiye olacağını garanti ediyoruz.
Milli Ekonomi Modeli şu anda projelerinin uygulandığı 150 yi aşkın ülke ile kendini ispat etmiştir.
Türk milletinin töresine tamamen uygun olan bu model, aslında tüm dünya insanlığının tek çaresidir.
Halkımız da buna inanmaktadır. Ancak seçim dönemlerinde son hafta çeşitli hileler ile kandırılmakta, oyuna gelmektedir. Bugünkü acı akıbette netice de halkımızın kendi tercihi olmaktadır.
Gelinen noktada Türkiye'nin, BOP'un 22. ülkesi olmamak için kaybettiklerine bir an önce dönmesi gerekir.
Biz Türkiye'nin siyasi, sosyal, ekonomik meselelerini halletmek için gelen talepler karşısında kayıtsız kalamadık ve tekrar siyasete döndük.
Bu yeni dönemde halkın bugüne kadar yaşadıklarından ders alarak aynı hataları tekrarlamayacağına, aynı oyunlara gelmeyeceğine inanıyoruz.
Çünkü biz, halkın icabetini bu inançla kabul ettik ve geldik.