• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Ekonomi
  • İslam
  • İlçeler
  • Kilis Güncel
  • Analiz
  • Eğitim
  • Siyaset
  • Vefat
  • Spor
  • Bitki Rehberi
  • Güncel Haberler
  • Kültür & Sanat Teknoloji Sağlık Dünya Türkiye Videolar
  • Ara
SON DAKİKA:
09:59
Dolar - Euro - TL Kuru 2 Temmuz 2025
09:57
Altın Fiyatları 2 Temmuz 2025
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Prof. Dr. Haydar Baş
  3. Herşey Allah'ı arıyor
Yayınlanma: 27 Temmuz 2020 - 12:00

Herşey Allah'ı arıyor

27 Temmuz 2020 - 12:00
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş

Prof. Dr. Haydar Baş’ın 10.10.2001 tarihinde kaleme aldığı köşe yazısıdır.

Varlığın hakikatini kavramak, insanoğlunun daima merak konusu olmuştur.

Sonsuz çeşitteki maddeyi, evreni, galaksileri hepsinden önemlisi bir su damlasından meydana gelen kendini gören insan, tüm bunlar neden varoldu, bu yaradılışın sebebi nedir, nasıl meydana geldi şeklindeki sorularına yüzyıllardır cevap aramaktadır.

Alemlerin yaratıcısı Cenab-ı Hakk olması sebebiyle, yaradılışla ilgili sorular için kesin doğrulara ulaşmak da ancak, Allah'ın yaratılıştaki hikmetini kavramakla olabilir.

"Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım" (Zariyat: 56) ayeti kerimesi ve "Ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi murad ettim, mahlukatı yarattım" kudsi hadisinde de beyan edildiği gibi, Cenab-ı Vacibul Vücut, bu alemi, kendisini bilmesi, varlığını kabul ile tanıması maksadıyla yaratmıştır.

Allah'ı tanıması muradıyla verilen eşya ve insan ise, Cenab-ı Hakk'ın tecellilerinden vücut bulmuştur ve alemin devamı bu tecellilerin devamına bağlıdır.

Maddenin boyut kazanması için mutlak olan tecelli hareket demektir. Kainat en küçük madde biriminden, en büyüğüne kadar bir hareketin eseridir. Allah'ın tecellisidir. Tecelli durduğu an madde yok olur. Bilindiği gibi, maddenin yapı taşı olan atom, çekirdeğinin etrafında korkunç bir hızla dönen elektronlardan oluşmaktadır. bu dönüş hızı o kadar fazladır ki, izledikleri yörüngede bir elektron duvarı oluştururlar. Bizim madde olarak gördüğümüz şey, aslında idrak edemeyeceğimiz kadar hızlı dönen parçacıkların oluşturduğu bir görüntüdür. Bu görüntü, hareketin görüntüsüdür. Hareket ise tecelliden başka bir şey değildir.

Elektronların tecelli sonucu meydana gelmeleri an'ı, anların ard arda oluşu zamanı, bu görünüşte mekanı meydana getirir.

Yani tecelli durunca, zaman ve mekan da yok olacaktır.

Allah'ın zat, sıfat ve esmasından hangisi ile bir tecelli olursa, madde ona göre vücut bulur, o teceli ile Rabb'ına ulaşır.

Atomun elektronlarındaki korkunç hızla dönme de, aslında O'nu yaradana bir yöneliştir.

Hz. Mevlana'nın ifadesiyle, felek aleminin yüzmesi, alemin kendini yaradanı aramasıdır.

Kürreden zerreye tüm mahlukat, tecellileriyle varolan ve devamı için her an ona muhtaç olduğu Rabb'ını arayış seferberliğidir.

Sıfat ve esma tecellileri neticesi nebatat, hayvanlar alemi, galaksiler, yıldızlar, vs. vücut bulur. Zat sıfatının muhatabı ise Cenab-ı Hakk'ın yeryüzündeki halifem dediği insandır.

İnsanın Allah'ı arayışı ve kavuşma isteği de bu sebeple çok daha fazladır. Ve ancak kendi özünü, ruhunu tanıyarak Allah'a gidecek yolu bulabilir. Peki insanın özü nedir?

Batıda Alex Crall'in nobel ödülüne layık görülen "insan bu meçhul" tezine karşın, İslam dünyasında insan meçhul değil, bilakis Cenab-ı Hakk'ın nefa-i ilahisini taşıyan O'nun en kıymetli varlığıdır.

Manevi yönden kendini keşfeder, bu nefai ortaya çıkarırsa, özünü tanımış ve Rabb'ını tanımaya başlamış olacaktır. Zira, ancak "Ben"in mahiyeti bilinirse, Allah bilinebilir. Bu ise, aklın değil, kalbin vazifesidir.

Cenab-ı Hakk'ı bilmek ancak kalp kulvarından olabilir. Akılla, kitaplar okuyarak Allah'ın bilinmesi imkansızdır. Bu sayede sadece Allah'ın ne olmadığı anlaşılabilir. Rabbimizi tanımak ise kalbe olan tecellilerledir.

Nasıl ayna, karşısındaki görüntüyü yansıtırsa, kalbimiz de Allah'ın tecellilerini yansıtan bir ayna gibidir. Bu tecellilerle Allah kulunun kalbinde kendisini sever.

Nurani tecellilerle de kul Rabb'ını tanır, O'nu sever, teklik hali olan aşkı yakalar ve bu aşkla Rabb'ına ulaşır.

Cenab-ı Hakk'ın kendini sevdiği bir ayna olarak kalbin sağlanması ise ancak ibadetle mümkündür. İbadetle nefsi kötü sıfatlardan temizlenen insanın kalbinde, ahlaki zemimenin vasıfları kalmaz. Nefsi erir, kendi varlığından geçer, Allah'ın ahlakına bürünür.

Bu sayede o kul artık, her an Rabb'ıyla beraberdir ve onun her hali ibadettir.

Kalbi temizleyecek ve Allah'a vuslatı sağlayacak en kıymetli ibadet ise zikrullahtır. Yani Allah'ı hiç unutmadan, her yerde ve her an O'nu anmaktır.

Varlık alemi, her an Allah'ı zikir halindedir. Tecellileriyle var olan mahlukatın, Allah'a ulaşma seferi bir zikirdir.

İnsanları Allah'a taşıyan 2 yol olan nübüvvet yolu Resulullah (sav) ile sona ermiştir; velayet yolu ise Hz. Ali'den günümüze onun vekilleri aracılığıyla halen devam etmektedir.

Hz. Ali'nin Resulullah'a, Allah'a ulaştıracak en kısa yolu sorduğunda, kendisine her an zikrin tavsiye edilmesi, kulun vuslatının zikirsiz olamayacağını göstermektedir.

Biz de içinde bulunduğumuz bu mübarek günleri ibadetle geçirerek varlık sebebimiz olan Allah'ı tanımada vesileler aramaya çalışmayız.

Bu yazı 1932 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Hüseyni mantığı kavrayabilmek - 02 Temmuz 2025
  • Bir varmış, bir yokmuş... - 01 Temmuz 2025
  • Atatürk'e sahip çıkmak - 30 Haziran 2025
  • Ayağa kalk Türkiye - 29 Haziran 2025
  • Şark Projesi'ni unutmayalım - 28 Haziran 2025
  • Terör meselesinin halli - 27 Haziran 2025
  • Tek çare - 26 Haziran 2025
  • Tarım kesimi iyi dinlesin - 25 Haziran 2025
  • Yine aynı iftira - 23 Haziran 2025
  • Anayasamıza ve AB'ye aykırı gidişat - 22 Haziran 2025
  • Hangi şartsız zafer? - 21 Haziran 2025
  • Kendimizi kandırmayalım - 20 Haziran 2025
  • Aklı olan - 19 Haziran 2025
  • Atatürk'ün hilafet hakkındaki görüşleri - 18 Haziran 2025
  • İmam Ali'nin hilafeti - 17 Haziran 2025
  • İslam tarihinde ilk fitne - 16 Haziran 2025
  • Gadir-i Hum Bayramınız mübarek olsun - 15 Haziran 2025
  • Gadir Hutbesi Hz. Ali'nin halife tayininin ilanıdır - 14 Haziran 2025
  • Milletin kaybına gelişmeler - 13 Haziran 2025
  • Terörün ve işsizliğin halli BTP ile olacaktır - 12 Haziran 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 99
Köşe Yazarları
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Güner Özbalcı
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Mehmet Beşe
Mehmet Beşe
DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE GIDA SEKTÖRÜ
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Misafir Kalem
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Mühim Mevzu Marifetli Matris
Mustafa Çobanoğlu
Mustafa Çobanoğlu
Nefes Alıyorsan Ölüme Koşuyorsun!
Alaaddin Özkar
Alaaddin Özkar
İmam Hüseyin İçin Gözyaşı Dökmek.
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş
Hüseyni mantığı kavrayabilmek
Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler-3-
Uğur Kepekçi
Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler-3-
Çok Okunan Haberler
Altın Fiyatları 3 Haziran 2025
Altın Fiyatları 3 Haziran 2025
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık ertelenemez!
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık...
"İsrail'in elinde 90- 100 tane nükleer silah var"
Ana Sayfa
Ekonomi
İslam
İlçeler
Kilis Güncel
Analiz
Eğitim
Siyaset
Vefat
Spor
Bitki Rehberi
Güncel Haberler
Kültür & Sanat
Teknoloji
Sağlık
Dünya
Türkiye
Videolar
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Analiz
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • İlçeler
  • İslam
  • Kilis Güncel
  • Kültür & Sanat
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

kilispostasi.com Haber Portalı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na %100 uygun olarak yayınlanmaktadır. Ajanslardan alınan haberlerin yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, ilgili ajansların bu yöndeki politikasına bağlı olarak önceden yazılı izin gerektirir.