Anasayfa
  • Ekonomi
  • İslam
  • İlçeler
  • Güncel
  • Analiz
  • Eğitim
  • Siyaset
  • Spor
  • Kültür & Sanat Teknoloji Sağlık Dünya Türkiye Videolar
  • Ara
SON DAKİKA:
15:41
Kilis'te Rekor Kredi Kartı Kullanımı
13:54
Kilis Üniversitesi Rektör Danışmanı "Göç Yolunda" programına konuk oldu
13:20
Kilis'te Akıllı Bisiklet Kiralama Sistemi hayata geçti
10:09
Altın fiyatları 9 Ağustos 2022
09:37
Yaşam olayları insanın mutluluğunun tek belirleyicisi değildir
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Prof. Dr. Haydar Baş
  3. İnsan öyle bir umman ki -1
29 Mart 2022 - 10:36

İnsan öyle bir umman ki -1

29 Mart 2022 - 10:36
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş

Günümüzün asıl problemi veya meselesi şu veya bu değildir. Ülkelere baktığınız zaman, ülke insanları çeşitli problemleri önümüze koyuyorlar.
Dolayısıyla, olayların çözümünü hep insanın dışında, maddi öğelerde, maddi boyutlarda arıyorlar. Bunlar, hiç problem değildir manasına da gelmesin. Elbette ki bu problemler var.
Ama bugün insanın asıl problemi bizatihi kendisidir. İnsan kendisini tanımıyor. İnsan, en çalışkan, en bilgili akademisyeninden, profesöründen sokaktaki vatandaşına kadar "ben neyim?" sorusunun cevabını veremiyor.
Yani insan kendisini bilmiyor. Biz kendimizden o kadar çok uzağız ki...
Kendimizden uzak olmamızın asıl sebebi de; problemlerin, hastalıkların ne olduğunu bilmememizdir. İşte bunu da gördüğümüz zaman diyoruz ki; biz, kendimize çok yabancıyız.
İnsanoğlu kendine yabancılaştı
Bugün asıl mesele, asıl dava, insanoğlunun kendisine yabancı olmasından kaynaklanıyor.
O halde sormamız lazım: "İnsan nedir?" "Nereden geliyor, nereye gidecek?" Yani "sen bu alemde başıboş, hüda-i nabit, dağda tesadüfen büyüyen bir ağaç mısın, kırdaki bir çiçek misin, çimen misin, ahırdaki bir inek misin, sen nesin?" sorusu sorulduğu zaman hepimiz apışıp kalıyoruz.
Bazı konferanslarımda sorardım. Derdim ki: "Lütfen! Yaşınızın her yılını bir dakika nispetinde değerlendirin. Bir yıl için bir dakika kendinizi anlatın. 60 yaşındaki insan bir saat kendini anlatsın. 80 yaşındaki 80 dakika kendini anlatsın. 20 yaşındaki 20 dakika anlatsın."
Bu soruyu tevcih ettiğim her yerde, herkes, hepimiz, apışıp kalıyoruz. Yani ben, beni tanımıyorum. Ben 70 sene benimle beraber dostum, benimle beraber arkadaşım ama kim olduğumu bilmiyorum.
Bu gafletin yaşandığı böyle bir dünyada huzurdan, saadetten, mutluluktan bahsetmek mümkün olabilir mi? İşte biz, bunu anlatmaya çalışıyoruz. Gelin, hep beraber bu "ben"i çözelim. Bu meçhullerden kurtulalım.
İşin en garip tarafı insanlık o kadar şaşırmış ki "ben neyim?" sorusunu soran şahıs, "ben meçhulüm" cevabını vermiş, bundan dolayı da Nobel ödülü almış.
Bu da ikinci bir cehaleti teşkil ediyor. Bu korkunç bir cehalettir. Demek ki bu dünya iyice gitmiş durumda. O halde "ben neyim?" sorusunu sorduğumuz zaman Hz. Adem'in (a.s.) yaratılışına gideceğiz.
Allah (c.c.), Adem'e, "Sana ruhumdan üfledim üfledim" buyuruyor. Şimdi ortaya bir gerçek çıktı. "Sana ruhtan soruyorlar. Habibim de ki: O Allah'ın bir emridir." Sende ve bende öyle bir nefha-i İlahi var ki meçhuliyet ortadan kalkıyor. Böyle bir varlık hiç meçhul olur mu?
Bu malum ama insan olaya boş gözlerle baktığından bu incelikleri göremiyor. Onun için bu "ben neyim?" sorusunda çok durmak lazım.
Bizim öyle kıymetlerimiz var ki değerini bilmemek mümkün değil. Evet, Batı kendi nirengi noktasını tespit edemediği, mutlak değerinden uzaklaştığı, bilahare o değerlerini kendi, kendine ikame etmeye çalıştığı için bir şey bulmuş, demiş ki: "Evet, ruh var."
Doğru! Ama sadece Ruhullah'ta var, diyor. O kim? Hz. İsa (a.s.). O zannediyor ki, o zannediyor ki sadece Hz. İsa'da var. Halbuki bende de var, sende de var. Bundan haberi yok.
Bizim Hıristiyan dünyasından farkımız; Hz. İsa'ya atfettikleri ruhun bir mislinin insan dediğimiz varlıklarda var olduğuna inancımızdır.
Bu manada sen de ruhullahsın, ben de ruhullahım. Oradaki mucizat-ı İlahi, Hz. İsa'nın, ana rahmine babasız yerleştirilmesidir. Mucize buradadır. Yoksa ona ruh verdi de başkasına vermedi değil.
Tabii bir insan, merkezi bilmezse hasta insanların kapıldıkları yanlışları aynen kendi hayatına geçirir, sonra da kendi problemi imiş gibi insanlığa anlatmaya çalışır.
Bizim halimiz bunu gösteriyor. Onları örnek aldığımızı söylüyoruz. Halbuki onlar hasta. Adam benliğini kabul etmiyor. Psikolojide ruhu tarif edilirken, "Olayların karşısında organizmanın tepkisine ruh denir" deniliyor.
Olaylar karşısında organizma ortaya bir tepki koyuyor bunun adına ruh diyorlar. Bu anlayışın insana maneviyat öğretmesi, onun önünü açması, sonsuza taşıması, Allah ile buluşturması mümkün mü? Yarın devam edecek (Prof. Dr. Haydar Baş İcmal Dergisi Kasım 2017)
 

Bu yazı 209 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • MEM uygulanmadan Türkiye ekonomisi düzelmez - 09 Ağustos 2022
  • İmam Hüseyin ve Kerbela vahşeti - 08 Ağustos 2022
  • Hangi saftayız? - 07 Ağustos 2022
  • Ortadoğu'da değişmeyen senaryolar - 06 Ağustos 2022
  • Başörtüsü cambaza bak mı oluyor? - 05 Ağustos 2022
  • Yaşayan şehit Hz. Zeynep -2- - 04 Ağustos 2022
  • Yaşayan şehit Hz. Zeynep -1- - 03 Ağustos 2022
  • Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt - 02 Ağustos 2022
  • İmam Muhammed Mehdi (a.s) - 2 - 01 Ağustos 2022
  • İmam Hasan El-Askeri (a.s.) - 30 Temmuz 2022
  • İmam Hadi (a.s.) - 29 Temmuz 2022
  • İmam Muhammed Takî (a.s) - 28 Temmuz 2022
  • İmam Rıza (a.s.) - 27 Temmuz 2022
  • İmam Musa Kazım (a.s.) - 26 Temmuz 2022
  • İmam Ca'fer (a.s.) - 25 Temmuz 2022
  • İmam Muhammed Bâkır - 24 Temmuz 2022
  • İmam Zeynelabidin - 23 Temmuz 2022
  • Şehitlerin efendisi İmam Hüseyin - 22 Temmuz 2022
  • İmam Hasan dönemi bugüne ne kadar da benziyor - 21 Temmuz 2022
  • İmam Ali'nin hilafeti - 20 Temmuz 2022
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 49
Köşe Yazarları
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş
MEM uygulanmadan Türkiye ekonomisi düzelmez
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
"Kalpleri sizinle kılıçları size karşı"
Alaaddin Özkar
Alaaddin Özkar
Gelin Bugün Ağlayalım!
Kerbela Ehl-i Beyt'in soykırımdır
Uğur Kepekçi
Kerbela Ehl-i Beyt'in soykırımdır
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Sabit-i Kadem Olmak
Mustafa Çobanoğlu
Mustafa Çobanoğlu
Su Kuyruğunu da Gördük
Krala Ateş Edeceksen Öldüğünden Emin Ol…
Selim Baytürkmen
Krala Ateş Edeceksen Öldüğünden Emin Ol…
Arifler ölmez maruf olur, aşıklar ölmez maşuk olur (Akın Aydın)
Misafir Kalem
Arifler ölmez maruf olur, aşıklar ölmez maşuk olur (Akın Aydın)
Çok Okunan Haberler
49 Filminin Kilis Çekimleri devam ediyor
49 Filminin Kilis Çekimleri devam ediyor
Lütfi Dabanıuzun vefat eti
Lütfi Dabanıuzun vefat eti
Kilis Polateli OSB'de ilk fabrikanın temel kazma çalışmaları başladı
Kilis Polateli OSB'de ilk fabrikanın temel kazma çalışmaları başladı
Ana Sayfa
Ekonomi
İslam
İlçeler
Güncel
Analiz
Eğitim
Siyaset
Spor
Kültür & Sanat
Teknoloji
Sağlık
Dünya
Türkiye
Videolar
Foto Galeri
Video Galeri
Köşe Yazarları
Biyografiler
Vefatlar
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Analiz
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Güncel
  • İlçeler
  • İslam
  • Kültür & Sanat
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

kilispostasi.com Haber Portalı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na %100 uygun olarak yayınlanmaktadır. Ajanslardan alınan haberlerin yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, ilgili ajansların bu yöndeki politikasına bağlı olarak önceden yazılı izin gerektirir.