• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Ekonomi
  • İslam
  • İlçeler
  • Kilis Güncel
  • Analiz
  • Eğitim
  • Siyaset
  • Vefat
  • Spor
  • Güncel Haberler
  • Kültür & Sanat Teknoloji Sağlık Dünya Türkiye Videolar
  • Ara
SON DAKİKA:
09:28
Altın Fiyatları 27 Mart 2023
02:57
Çadır Kent İmzalanan Protokol İle Devredildi
02:50
Omuz Omuza Yeniden Sahalara
02:38
Kadınlar Birçok Sağlık Şikayeti Menopoz Kaynaklı Olabilir?
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Prof. Dr. Haydar Baş
  3. İnsanoğlunun bitmeyen arayışı
18 Nisan 2022 - 14:39

İnsanoğlunun bitmeyen arayışı

18 Nisan 2022 - 14:39
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş

Daha önce kaleme aldığımız makalelerde ısrarla vurguladığımız bir mevzu var; o da insanın manevî bir arayış içerisinde olmasıdır.
İnsanın özünde "ben" diye tarif olunan bir kişiliği var. Şu anda unutulan, inkar edilen, onunla birlikte onu huzura, saadete, huzura, mutluluğa kavuşturan yollardan kopmuş insan. Hep dış dünyasıyla meşgul oluyor. İçinde bir oluşa hasret.
Bugün insanlığı meşgul eden şeylere bakın. İnsanın kendini tatmin etmek için gösterdiği gayretlere bakın.
Bütün bu gibi faaliyetlerle insanoğlu aslında kendini arıyor. Bir güzeli arıyor. Rabbını arıyor.
Ama işin farkında değil. Mevlana'mız bunu çok güzel ifade ediyor: "İnsanoğlu öyle bir güzel ses duydu ki Elest Meclisi'nde, o Rabbının sesini, Allah'ın sesini... Şimdi o güzel sesi arıyor."
Bütün musıki dallarında dikkat ederseniz biz hep bu sesi arıyoruz. Bir ses diyoruz, "bu bize aittir." Biraz dinliyoruz, "Hayır! Bu değil" diyoruz.
Niye? Çünkü başlangıçta, "O'dur" diye bize Cenab-ı Hakk'ı hatırlatan o nefhanın, biraz ilerledikçe, biraz zaman geçtikçe beşerî bir sıfat olduğunu anlıyoruz, "bu da değilmiş" diyoruz. Hemen ondan vazgeçiyoruz. Kısaca insan ruhu devamlı bir koşuş içerisinde, bir koşuş halindedir.
İşte bugün kabul etsek de etmesek de insan, kendine ait meseleleri çözmek istiyor. İyi bir insan doktorudur günümüzün ihtiyacı.
Şöyle bir olay da var: Psikiyatrinin sahasıdır psikiyatrik olaylar, hastalıklar. Ama bizde psikolojik ve psikiyatrik sahaya girdiğinizde ruhu tanımayan bir dünya, bir tıp dalı görürsünüz.
"Ruh nedir?" diyorsunuz. "Organizmanın hadiseler karşısında tepkisidir" cevabını veriyor.
"Organizmanın olaylar karşısında tepkisidir" diye insanı tanımlayan bir ilim, insana kendini anlatamaz, insanı anlatamaz. Bu ilim dalı da insanın muhtaç olduğu sıhhati insana veremez.
Onun için insanı ilaçlarla uyuşturarak tedavi etmeye çalışıyorlar. Mesele insanın dimağını uyuşturarak onu bir noktalara taşımak değildir.
Ona geldiği yeri, geldiği kökü, özü tanıtarak onu kendine kavuşturmaktır; bugün insanlığın asıl meselesi budur.
Bugün biz, bunu arıyoruz. Batı bunu arıyor. Uzakdoğu'su bunu arıyor. Şark dünyası bunu arıyor. İşte böyle bir anlayışla insanoğlu, "kim çözerse ben onun yanında olurum" diyor. Bugün hakikatte zımnen insanlığın verdiği mesaj budur.
Hak hesabına kazanılmış insan
Dikkat edilirse, biz yazılarımızda, sohbetlerimizde insanı merkeze alan bir anlayış ortaya koyuyoruz.
Çünkü insanı tanımadan, insanı anlamadan insanla ilgili hiçbir meseleyi çözmek mümkün değil.
Yine biz şöyle bir tespitte bulunmuştuk: "İnsanı kendi yararına ve Hak hesabına, Hak adına kazanmak." Mutmain olmuş insanı tarif ederken; kendi yararına ka-zanılmış, Hak adına kazanılmış bir insan modelinden bahsediyoruz.
Bugün insanlığın huzuru, saadeti, mutluluğu için "kalkınma" diye bir maddi problemden bahsediliyor. Zannediliyor ki biz, insanı çok fazla doyurduk mu, çok fazla giydirdik mi, çok fazla ev yaptık mı, çok fazla altına araba verdik mi o insan mutlu olacak.
Ben diyorum ki, bu çok yanlış. Bunlar olmasın, demiyoruz. Elbette bunların insanın hayatında yeri ve değeri vardır. Veya insanın kullandığı malzemeleri siz son derece mükemmel, teknik araç ve gereçlerle donattığınız zaman, onun hukuk düzenini mükemmel hale getirdiğiniz zaman, onun sistematiğini geliştirdiğiniz zaman, mutlu olacağı zannı var, vehmi var bugün.
Bu, niçin böyle oldu? Evvela buradan hareketle bir meseleyi gündem etmemiz lazım. Ve ondan sonra bizim ifademizin ne demek olduğunu anlatalım.
Müslüman kimliği özel bir kimliktir
Batıda felsefe olarak insanlar bir yere konulur. İnsana layık olan, insana gerekli olanları düşünmek yerine bir düzen düşünülür. Bir sistem, bir ideoloji düşünülür. Bu, felsefenin gereğidir.
Kendinize göre bir dünya ortaya koyarsınız. O dünyada sizin kendinize göre insanın bir yeri vardır. İnsan koyduğunuz donelerde bir değerdir. O ölçülerde bir varlıktır.
Artık siz ona ne kadar faziletten, merhametten, adaletten vs. vermeye çalışıyorsanız, veya sizin dünyanızda adalet neyse, sizin dünyanızda merhamet neyse, sizin dünyanızda şefkat neyse, sizin dünyanızda eşitlik neyse, o felsefi olarak aktarmaya çalıştığınız dünyada da odur. İşte "adalet" dendiği zaman, o dünyadaki adalettir. "Saadet" dendiği zaman o dünyadaki saadettir. Yarın devam edecek
(Prof. Dr. Haydar Baş İcmal Dergisi Ekim 2017)
 

Bu yazı 324 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Zekat, fitre, sadaka - 26 Mart 2023
  • Orucun kazandırdıkları - 25 Mart 2023
  • İnsan neyi arıyor? - 24 Mart 2023
  • Hayırlı Ramazanlar - 23 Mart 2023
  • Ramazanımız hayırlı olsun - 22 Mart 2023
  • Türkiye'nin dış siyaseti - 21 Mart 2023
  • Olayları doğru okuyabilmek - 20 Mart 2023
  • Düşünmek zamanıdır - 17 Mart 2023
  • Küreselleşme karşısında milli devlet - 16 Mart 2023
  • ECO Zirvesi - 15 Mart 2023
  • Esad denklemi - 14 Mart 2023
  • Gerçekleri görme vaktidir - 13 Mart 2023
  • Ehl-i Beyt paydasında buluşmalıyız - 12 Mart 2023
  • Lider, halkının sahip çıktığı kişidir - 11 Mart 2023
  • Bir kaşık suda fırtına koparanlar - 10 Mart 2023
  • Kayıkçı kavgası - 08 Mart 2023
  • 8 Mart - 08 Mart 2023
  • Milli Ekonomi Modeli'ni anlatmak için Rusya'dayız… - 07 Mart 2023
  • Berat Kandiliniz mübarek olsun - 06 Mart 2023
  • MEM toplantıları vaktidir - 05 Mart 2023
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 61
Köşe Yazarları
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş
Zekat, fitre, sadaka
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
Prof. Dr. Ata Selçuk hocamızı uğurladık
Alaaddin Özkar
Alaaddin Özkar
Çanakkale Kahramanı Atatürk.
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Depremi "Unutmayalım!"
Ramazan Muhasebesi
Uğur Kepekçi
Ramazan Muhasebesi
Mustafa Çobanoğlu
Mustafa Çobanoğlu
Deprem Olmuş Kime Ne!
Krala Ateş Edeceksen Öldüğünden Emin Ol…
Selim Baytürkmen
Krala Ateş Edeceksen Öldüğünden Emin Ol…
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Güner Özbalcı
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Hava Şehidi Ali Büyükdicle Hatırasına
Misafir Kalem
Hava Şehidi Ali Büyükdicle Hatırasına
Çok Okunan Haberler
Kilis Belediyesi Depremden Zarar Gören Binaları Yıkıyor
Kilis Belediyesi Depremden Zarar Gören Binaları Yıkıyor
Altın Fiyatları 27 Şubat 2023
Altın Fiyatları 27 Şubat 2023
Kilis'teki Park ve Bahçelerde Bahar Hazırlıkları
Kilis'teki Park ve Bahçelerde Bahar Hazırlıkları
Ana Sayfa
Ekonomi
İslam
İlçeler
Kilis Güncel
Analiz
Eğitim
Siyaset
Vefat
Spor
Güncel Haberler
Kültür & Sanat
Teknoloji
Sağlık
Dünya
Türkiye
Videolar
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Analiz
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • İlçeler
  • İslam
  • Kilis Güncel
  • Kültür & Sanat
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

kilispostasi.com Haber Portalı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na %100 uygun olarak yayınlanmaktadır. Ajanslardan alınan haberlerin yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, ilgili ajansların bu yöndeki politikasına bağlı olarak önceden yazılı izin gerektirir.