• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Ekonomi
  • İslam
  • İlçeler
  • Kilis Güncel
  • Analiz
  • Eğitim
  • Siyaset
  • Vefat
  • Spor
  • Güncel Haberler
  • Kültür & Sanat Teknoloji Sağlık Dünya Türkiye Videolar
  • Ara
SON DAKİKA:
17:10
Bugün Vefat Edenler 22 Mart 2023
16:32
Kilis Usulü Kaburga Dolması Tarifi: Kaburga Dolması Nasıl Yapılır, Malzemeleri Nelerdir?
09:57
Ramazan'da Beslenmede 9 Madde
09:22
Altın Fiyatları 22 Mart 2023
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Prof. Dr. Haydar Baş
  3. Vesile haktır
16 Ağustos 2013 - 09:14

Vesile haktır

16 Ağustos 2013 - 09:14
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Ramazan ayı içerisinde Hz. Peygamberimizin Sakal-ı Şerifi’ne yapılan ziyaretler hakkında şu yorumları yapmıştı:
“Türkiye’nin muhtelif yerlerinde Peygamberimize ait olduğu iddia edilen sakalın veya sakalından bazı parçaların, kılların muhafaza edildiği, Müslümanların da O’nu ziyaret ederek bir noktada bir kutsiyet atfedildiği şeklinde bir izlenim edindim. Biraz da büyüteç gibi bir camın içine koyulmuş, pek de fark edilmiyor.” “Sevgili Peygamberimiz vefatından asırlar sonra, kendi sakalından olduğu iddia edilen o kıllara böyle bir saygı gösterileceğini bilseydi kesinlikle yasaklardı.” 
Sayın Şahin bir din âlimi olmamasına rağmen keşke Hz. Peygamber hakkındaki böyle hassas mevzularda fikir beyan etmese idi.
Zira İslam literatüründe “tevessül “olarak nitelenen “vesile edinmek” konusu, ayet ve hadislerde ifadesini bulan İslami bir hakikattir.
Vesileye dil uzatmak, başta ayeti inkârdır ve inanan milyonlarca Müslüman’ın itikadı konusunda bir eleştiridir ki, biz Bakan’ın buna cesaret edeceğini zaten düşünmeyiz.
Geçmişi bu şekilde inkâr eden açıklamalar, açıklamaları okuyan veya dinleyenleri de yanlışa sürükleyebilir.
Mektubat isimli eserimizde, vesile konusu geniş bir şekilde yer almaktadır.
Biz de kimseyi şüpheye düşürmeyecek delillerle, ayet ve hadislerin ışığında bu yazıyı hazırlamaya karar verdik.
Herkesin ayıkmasına vesile olmasını niyaz ederiz. 
İslam akaidine göre, mümkünün vücut bulmasında yaratıcı, yalnız Cenabı Vacibu’l Vücut’tur.
Fail-i hakiki, Allah’tır. Ancak Cenab-ı Hak (cc) zatını gizlemek kastı ile sebepler silsilesini araya koymuştur. Bu yüzden esbaba tevessül şart olmuştur.
Maddi sahada mümkünün vücut bulmasında, Allah’ı zikretmeden ve de inkâr etmeden; “dünyayı aydınlatan güneştir”, “yağmuru yağdıran buluttur” gibi cümleler kullanmak Sünnetullah’tır.
Ve kainatta fail-i hakiki yalnız Cenab-ı Hak olmasına rağmen, insanın sebepler silsilesini (Sünnetullah’ı) zikretmesi küfür olmaz.
Maddi sahadaki durum manevi sahada da aynıdır.
Ayette, “Ey inananlar, Allah’tan korkun, O’na yaklaşmaya vesile arayın…” (Maide 35) emri vardır. Bu emri yerine getirmek de  ibadettir.
Kur’an-ı Kerim’de, vesileler hakkında örnekler pek çoktur.
Kulların hayır ve şerrini tespit eden Allah, bu işte Kiramen Katibin’i vesile kılmıştır:
“Kulların üstünde galip O’dur ve üzerinize, amellerinizi yazan “hafaza” melekleri gönderir…” (En’am 61.)
İnsanı koruyan Cenab-ı Hak olduğu halde, bu işe de melekleri vesile kılmıştır:
“Her insan için önünden ve arkasından takip eden melekler vardır. Onu Allah’ın emri ile korurlar…” (Ra’d 11)
Kısaca vesile haktır ve bir emirdir. Melekler bir vesiledir de “Sen olmasaydın bu âlemi yaratmazdım” hitabına mazhar olan Allah’ın sevgilisi Hz. Peygamber (sav) bir vesile olmaz mı? 
Hz. Peygamber (sav) döneminde ashabı kiram, Resulullah’ın (sav) ismini, sakalını, saçını, tırnaklarını, terini, kanını, abdest suyunu ve hatta idrarını vesile kılmıştır.
Resulullah’ın (sav) bu kutsal emanetleri hastalıkların şifasına ve duaların kabulüne vesile olarak kullanılmıştır.
Hatta Hz. Peygamber (sav) bunların sahabeler arasında paylaşımını bizzat kendisi yapmıştır.
İbn Hanbel’in bir rivayeti şöyledir: 
Rasulullah, başının sağ kısmındaki saçlarını bizzat kendi eliyle tuttu, berber kesince Enes b. Malik’e: “Bunu Ümmü Süleym’e götür” buyurdu. Bunun üzerine yanındaki sahabeler, saçlarının diğer kısmını birbiriyle yarışarak kapışıp aldılar.
(İbn Hanbel, Müsned, III, 256)
Ahmed b. Hanbel, ayrıca Abdullah b. Zeyd b. Sa’lebe’den şunu nakletmektedir: 
Resulullah (sav), Veda Haccı’nda kesilen saçından Abdullah b. Zeyd’e verdi, kalanını başkalarına dağıttı. Tırnaklarını da kesti ve onları da Kureyşli (bir rivayete göre Ensar’dan) bir sahabiye verdi. (İbn Hanbel, Müsned, IV, 42; İbn Kayyim el-Cevziyye, Zad’ul Mead, I/ 270; Beyrut 1988)
Osman b. Abdullah b. Mevheb şöyle anlatıyor:
“Ailem beni içinde su bulunan gümüşten bir kapla Hz. Peygamber’in zevcesi Ümmü Seleme’ye göndermişti. (Ravi, üç parmağını tutarak söz konusu kabın o kadar olduğuna işaret etmiştir). O kabın içinde Hz. Peygamberin saçlarından vardı. İnsanlar, bir kimseye nazar veya başka bir hastalık isabet ettiği zaman Ümmü Seleme’ye bir kabını (teberrüken almak üzere) gönderirlerdi. Ben de Ümmü Seleme’nin yanında küçük bir kabın içinde kırmızı saçlar gördüm.”
(Buhari, Sahih, Libas 66, (VII, 57)
Enes b. Malik, annesi Ümmü Süleym’in yaptığını şöyle anlatıyor:
Hz. Peygamber, (annem) Ümmü Süleym evde yokken evimize gelir; deriden yapılmış bir yatakta uyurdu. Yine bir gün onun yatağında uyudu. O sırada Ümmü Süleym eve geldi: “Bu Peygamberdir, senin yatağında uyuyor” dediler. Ümmü Süleym, Hz. Peygamber’in yanına geldi. Resulullah terlemiş; teri yatağın üzerindeki bir deri parçasının üstünde toplanmıştı. O hemen küçük eşya kutusunu açtı; bu teri silerek şişenin içine sıkmaya başladı. Bu esnada Resulullah (sav) uyandı: “Ne yapıyorsun? Ya Ümmü Süleym!” diye sordu. O da: “Ya Resulallah, O’nun (terinizin) çocuklarımıza bereket getireceğini umuyoruz” dedi. Hz. Peygamber, “haklısın” buyurdu.
(İbn Hanbel, Müsned, VI / 377, III / 221, 226; Tayalisi, Müsned, H. no: 2078, Haydarabad 1321; Müslim, Sahih, Fedail, 84, (IV), 1815.)
Enes (r.a) anlatıyor: “Rasulullah (sav) sabah namazını kılınca, Medine’nin hizmetçileri elinde su bulunan kaplar olduğu halde kendisine gelirlerdi. Efendimiz de bütün kaplara elini batırırdı. Bazen sabahları hava soğuk olurdu, ancak yine de elini suya batırırdı.”
(Müslim, Sahih, Fezâil 74.)
Sahâbeden Osman bin Huneyf (ra) şöyle rivâyet eder:
Bir âmâ Rasûlullâh’a (sav) gelerek, “Yâ Râsûlullâh! Allâh’a yalvar da gözümdeki hastalığı gidersin! Gözümün kör olması bana çok zor geliyor” dedi.
Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- “Dilersen sabret, bu senin için daha hayırlıdır” buyurdu.
Âmâ ise “Yâ Rasûlullâh! Beni elimden tutup götürecek kimsem yok. Bu hâl bana çok meşakkat veriyor. Lütfen gözlerimin açılması için dua ediniz” deyince Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: “Git abdest al! Sonra iki rekât namaz kıl. Ardından da şöyle dua et: “Allâh’ım Rahmet Peygamberi olan Nebin Muhammed’le (O’nun hürmetine) Sen’in zatından diliyor ve sana yöneliyorum... Yâ Muhammed! İhtiyâcımın verilmesi için seninle Rabbime yöneliyorum!.. Allâh’ım! O’nu bana, şefaatçı kıl.” 
(Tirmizî, Deavât, 118; Ahmed b.Hanbel, Müsned, IV. 138.)
“ Ümmü Eymen Bereke şöyle anlatıyor:
“Bir gece Resulullah kalktı ve evin bir kenarındaki kabın içine bevl etti. Ben gece susamış vaziyette kalktım ve yanlışlıkla onun içindekini içtim. Sabah olunca Hz. Peygamber: “Ya Ümmü Eymen! Kalk da şu kabın içindekini döküver” buyurdular. Bereke, “Vallahi ben onun içindekini içtim” deyince. Resulullah, azı dişleri görününceye kadar güldü ve “Bundan sonra asla karın ağrısı duymayacaksın” buyurdu.
(Taberani, el-Mu’cemü’l-Kebir, XXV / 89-90, nr. 230; Hakım, el-Müstedrek, IV / 63-64.)
“….Uhud Savaşı’nda, Ebu Ulbeyde b. el-Cerrah, miğfer halkalarını Resulullah’ın yüzünden çıkarmaya çalıştı; fakat halkalar çıkarılınca, Rasulullah’ın mübarek yüzünden eski kırbadan su akar gibi kan akmaya başladı. Malik b. Sinan kanı ağzıyla emdi; sonra da yutuverdi. Bunun üzerine Resulullah, “Kanım kanına karışan kimseye bakmak isteyen Malik b. Sinan’a baksın” dedi. Bazı rivayetlerde ilave olarak Malik’ e, “Kan mı içiyorsun?” dediler. “Evet, Resulullah’ın kanını içiyorum” dedi. Resulullah: “Kanım kanına değen (karışan) kimseye cehennem ateşi dokunmayacak” buyurdular.
(Vakidî, Megazi, I/ 247; lbn Hişam, es-Sire, III, 85; Taberani, el-Mu’cemü’l-Evsat, X / 40-41, nr. 9094; lbn Hacer, el-lsabe, VII / 727.)
Kısaca vesile haktır, vesileye sarılmak bir emir ve sünnetullahtır.
Özellikle Ramazan ayı gibi halkın manevi duygularının doruk noktada yaşandığı bir dönemde, konu hakkında bilgisi olmayanların bu çıkışları büyük bir yanlıştır.
Bilgisi olduğu zannedilen kişilerin de yanlış ifadeleri kullanması bilgi noksanlığı ve vebaldir.
Bu durum ayet ve hadislere terstir.
Özellikle batı kaynaklı hareketler İslam’ın yayılmasını ve yaşanmasını önlemek için bu konular üzerinde durmuş, vesile, şefaat ve kabirleri ziyaret konusu gibi meselelerde Müslümanları saptırmışlardır.
Yapılması gereken husus, bu konuları ehlinden ve kaynağından öğrenmektir.

Bu yazı 524 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Ramazanımız hayırlı olsun - 22 Mart 2023
  • Türkiye'nin dış siyaseti - 21 Mart 2023
  • Olayları doğru okuyabilmek - 20 Mart 2023
  • Düşünmek zamanıdır - 17 Mart 2023
  • Küreselleşme karşısında milli devlet - 16 Mart 2023
  • ECO Zirvesi - 15 Mart 2023
  • Esad denklemi - 14 Mart 2023
  • Gerçekleri görme vaktidir - 13 Mart 2023
  • Ehl-i Beyt paydasında buluşmalıyız - 12 Mart 2023
  • Lider, halkının sahip çıktığı kişidir - 11 Mart 2023
  • Bir kaşık suda fırtına koparanlar - 10 Mart 2023
  • Kayıkçı kavgası - 08 Mart 2023
  • 8 Mart - 08 Mart 2023
  • Milli Ekonomi Modeli'ni anlatmak için Rusya'dayız… - 07 Mart 2023
  • Berat Kandiliniz mübarek olsun - 06 Mart 2023
  • MEM toplantıları vaktidir - 05 Mart 2023
  • MEM uygulanmadan Türkiye ekonomisi düzelmez - 04 Mart 2023
  • Milli paralarla ticaret için önce milli paraya sahip olmalıyız - 03 Mart 2023
  • Dövizle borçlanmayın milli parayı basın - 02 Mart 2023
  • Dünya MEM diyor ya Türkiye - 01 Mart 2023
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 60
Köşe Yazarları
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş
Ramazanımız hayırlı olsun
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi
14 Mayıs sürprizlere gebe
Alaaddin Özkar
Alaaddin Özkar
Çanakkale Kahramanı Atatürk.
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Depremi "Unutmayalım!"
Hüseyin Baş'tan 'Baba Devlet' uyarısı
Uğur Kepekçi
Hüseyin Baş'tan 'Baba Devlet' uyarısı
Mustafa Çobanoğlu
Mustafa Çobanoğlu
Deprem Olmuş Kime Ne!
Krala Ateş Edeceksen Öldüğünden Emin Ol…
Selim Baytürkmen
Krala Ateş Edeceksen Öldüğünden Emin Ol…
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Güner Özbalcı
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Hava Şehidi Ali Büyükdicle Hatırasına
Misafir Kalem
Hava Şehidi Ali Büyükdicle Hatırasına
Çok Okunan Haberler
Kilis Tahtalı Mahallesi Konut Proje Teslim İşlemleri
Kilis Tahtalı Mahallesi Konut Proje Teslim İşlemleri
Servet Ramazan'dan Deprem Sonrası TOKİ Açıklaması
Servet Ramazan'dan Deprem Sonrası TOKİ Açıklaması
Kilis Belediyesi Depremden Zarar Gören Binaları Yıkıyor
Kilis Belediyesi Depremden Zarar Gören Binaları Yıkıyor
Ana Sayfa
Ekonomi
İslam
İlçeler
Kilis Güncel
Analiz
Eğitim
Siyaset
Vefat
Spor
Güncel Haberler
Kültür & Sanat
Teknoloji
Sağlık
Dünya
Türkiye
Videolar
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Analiz
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • İlçeler
  • İslam
  • Kilis Güncel
  • Kültür & Sanat
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

kilispostasi.com Haber Portalı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na %100 uygun olarak yayınlanmaktadır. Ajanslardan alınan haberlerin yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, ilgili ajansların bu yöndeki politikasına bağlı olarak önceden yazılı izin gerektirir.