...Allahtan günahının bağışlanmasını iste. (Muhammed: 47/19)
Allahtan bağışlanma iste, çünkü Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. (Nisa: 4/106)
Peki günahlarımızdan kurtulmak için Rabbimizden bağışlanmak isteyeceğiz istemesine ama bu bağışlanma isteği öyle basit bir işlemden ziyade, bazı kurallara bağlılığı ve bazı yapılması gereken şeyleri de beraberinde getirecektir.
Tevbenin kabul olması için tevbe makamına ciddi bir yöneliş ciddi bir gönül hazırlığı gerekmektedir
Suç işleyen insan, suçunun sabit olduğu ispat edildiği zaman; bağışlanmak için nasıl bir eziklik, pişmanlık, mahzunluk içerisinde yakarır ise, kulun da Allahtan af dilerken, hüsnü edep içerisinde olması lazımdır.
Ceza makamından, ciddi bir şekilde korku halini yaşaması lazımdır.
Beşeri mahkemelerde bile suçlunun iyi hali nasıl dikkate alınırsa, Hakkın mahkemesinde de suçlunun pişmanlıktaki edep ve ısrarı dikkate alınacaktır.
Suçlunun affa layık olması için Rabbine mutlak manada yönelmesi, Onu sevmesi, övmesi gerektiği de yine bize Kuran-ı Kerimde haber verilmiştir;
Hemen Rabbine yönel, Onu eksiksiz övgülerle överek tesbih et ve kendisini her türlü yakıştırmalardan uzak ve mukaddes bil, onun şanını yücelt. Ondan bağışlanmanı ve affedilmeni iste. Çünkü gerçekten o kendisine tevbe ile yönelenleri her zaman bağışlayıp affedendir. (Nasr: 110/3)
İnsanoğlunun işlediği günahlar yüzünden kalbi perdelenir.
İşlediği günahları sayesinde, kalbin duyarlılığı kaybolur, tabiri caizse kalbi bozulur. Bunun tamiri için sürekli tevbe ile meşgul olması lazımdır.
Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) Efendimiz bize bu durumda da örnek olmuş ve tavsiyede bulunmuştur;
Bazan kalbimin perdelendiği olur. Ama ben Allaha günde yüz defa istiğfâr ediyorum. (Müslim, Zikir 41. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 26.)
Kişi ne kadar günahkâr olursa olsun, Yüce Rabbimizin, tevbe edildiği taktirde onu da af edeceğini yine Resullullah Efendimiz haber vermiştir;
Enes radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi şöyle buyururken dinledim dedi:
Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım.
Ey Âdemoğlu! Günahların gökyüzünü kaplayacak kadar çok olsa, sonra da benden affını dilesen, seni affederim.
Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla karşıma gelsen; fakat bana hiçbir şeyi ortak koşmamış olsan, şüphesiz ben de seni yeryüzü dolusu bağışla karşılarım (Tirmizî, Daavât 98. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, V, 172.)
Yüce Allahın bize lütfünden verdiği bu tevbe müjdelerinden sonra yapılacak iş; ne kadar günah işlemiş olsak da; günahların çokluğuna yada azlığına bakmadan, O na hüsnü edeple ve bir daha işlememek kaydıyla tevbe edip günahlarımızdan kurtulmalıyız.
Yoksa huzuru mahşerde rezil, rüsva olmaktan ve azaba çarptırılmaktan kurtulamayız
UĞUR KEPEKÇİ
www.ugurkepekci.com