Dinlerarası diyalog faaliyetleriyle birlikte var olan tüm ölçülerimiz tarumar edilmektedir. Tahribat; milletimizin yıllardır istifade ettiği orijinal temel dini eserlere kadar ulaşmıştır. Bu konudaki eserlerden istifade ederken, gayet dikkatli davranmak gerekmektedir.
Tahribat daha çok orijinal eserlerin sadeleştirilmesi esnasında yapılmaktadır. Önceleri açın Kuranı, ne anlıyorsanız öğle davranın denilerek, sıradan insanların bile Kuran ve Hadis hakkında söz söylemesine zemin hazırlandı. Sonrada orijinal eserler sadeleştirmek adına; aslından saptırılarak okuyuculara sunuldu. Zaten çok bilgili olmayan normal vatandaşların da, hazırlanan bu tuzaklara düşürülmeleri kolaylaştırıldı.
Bu konuda öncelikle, itimat edilen eserler daha rahat kullanılmıştır. Vatandaşın gözünde sağlam ve doğru olarak bilinen temel eserler, tefsir ya da mealler, veda hutbesi metinleri, güya sadeleştirmek adına; kendi görüşleri doğrultusunda değiştirilmiştir. Özellikle internet üzerinde bu işler ölçüsüz bir halde devam etmekte ve dolayısıyla insanımızın düşünce dünyası ifsat edilmektedir.
Kuran-ı Kerim meal ve tefsirleri arasında milletimiz tarafından itimat edilen 1935 yılında yayınlanan Diyanet İşleri Reisliği Neşriyatından HAK DİNİ KURAN DİLİ Yeni Mealli Türkçe Tefsir adlı orijinal eseri mevcuttur. Bu tefsirde Nahl suresi 43. Ayet Senden evvel de Resul olarak başka değil, ancak kendilerine vahy veriyor idiğimiz erler göndermişizdir, ehli zikre sorun bilmiyorsanız olarak geçmektedir.
Gerek internetteki bazı sitelerde, gerekse de yazılı eserlerde, Elmalılı Kuran Meal ve Tefsirinde Nahl suresi 43. ayeti sadeleştirilmek adına, aslından farklı olarak değiştirilmiştir.
Karşılaştığımız bu eserlerde Elmalılı Meali ya da Elmalılı Tefsiri adı kullanılarak Nahl suresi 43. ayetinde geçen bilmediklerinizi zikir ehline sorun ifadesi, güya sadeleştirmek adına; bilmediklerinizi Tevrat ve İncil âlimlerine sorunuz diye değiştirilmiştir. Bu sıradan bir olay değildir. Tahribatın boyutlarının anlaşılması açısından önem arz etmektedir. Bu konuda milletimizin hassas davranarak, eserlerin orijinalleriyle karşılaştırma yapmaları, böylece oynanan oyunların bozulması gerekmektedir.
İlgili ayet hakkında diğer tefsir ya da meallerden yaptığımız inceleme neticesinde;
Diyanet mealinde; Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun.
Mevdudinin Tefhimul-Kuran tefsirinde; daha önceki peygamberlerin kıssalarını bilenlere sorun.
ibni kesir de; Öyleyse bilmiyorsanız zikir ehline sorun.
Teberi Tefsirinde ve Fahruddin Er-Razi Hazretlerinin Tefsir-i Kebir Mefâtıhul Gayb adlı eserinde de bazı müfessirlerin görüşlerine yer verilerek, ayet şöylece tefsir edilmiştir.
"Ehl-i Zikr" den maksadın, Kur'an ehli kimseler olduklarını söylemişler, buna delil olarak da, Kur'an-ı Kerimin başka yerlerinde "zikir" kelimesinin "Kur'an" manasına geldiğini gösteren misalleri vermişlerdir. Bu görüşe göre de ayetin izahı şöyledir: "Ey müşrikler, daha önce gönderilen Peygamberlerin de bir kısım erkek kişiler olduklarını bilmiyorsanız, Kur'ana iman eden Kur'an ehline sorunuz. Kendi mantığınızla karar vermeyiniz."
Ebu Cafer el-Bâkır ise: Buradaki "Ehl-i Zikr" den maksat biziz. Yani, ümmet-i Muhammeddir." demiştir.
Bununla beraber, ayet-i Kerimenin manası geneldir. Bu sebeple "Ehl-i Zikr"i belli bir takım insanlara sıfat yapmaktansa, genel anlamda bırakıp "İşi bilenler" şeklinde izah etmenin daha uygun olacağı söylenebilir. İfadelerine yer verildiği görülmüştür.
Görüldüğü gibi nahl suresi 43. ayet hakkında hemen hemen hiçbir müfessir bilmiyorsanız zikir ehline sorunuz ayetinden bilmiyorsanız Tevrat ve İncil âlimlerine sorunuz manasını çıkarmamıştır. İlgililerin bundan sonra daha dikkatli davranmaları, orijinal eserlerin sadeleştirilirken aslına sadık kalınmasına, özen gösterilmelidir.
UĞUR KEPEKÇİ