Organik (ekolojik) tarım, üretimde kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Organik tarımın amacı, toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden, çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığını korumaktır. Kitaplarda böyle yapılıyor işte organik tarımın tanımı ve amacı.
Avrupa ülkeleri, üretim maliyeti biyoteknolojik ürünlerden daha pahalıya mal olan organik ürünleri tercih etmektedirler. Bu alanda önde giden ülkeler arasında Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere bulunmaktadır. Türkiye de, organik gıda ve içecek pazarında yerini alabilmek umuduyla, çeşitli çalışmaları başlatmak durumunda kalmıştır.
Bilindiği üzere Türkiye tam anlamıyla bir tarım ülkesidir. Tarım ürünlerinin ülke ekonomisine sağlamış olduğu maddi girdiler azımsanmayacak derecede yüklü miktarlardadır. Organik gıda sektörünün gelişmiş ülkelerde hızlı bir şekilde ilerlemesi ve Türkiyenin bu gelişime ayak uyduramaması durumunda, ülkemiz tarım sektöründe halen yaşamakta olduğu ciddi maddi kayıplara yenilerini eklemek durumunda kalacaktır. Bu da çiftçi kesiminin büyük bir bölümünü iflasa sürükleyecektir.
Türkiyeden Avrupa ülkelerine ihraç edilen tarım ürünleri, sıkı denetimlere tabi tutulmaktadır. Örnek vermek gerekirse, Türkiyeden Almanyaya ihraç edilen bir tır dolusu sebze yahut meyve, gümrük sınırında durdurulmakta ve araçta yüklü olan gıda ürünleri tamamen boşaltıldıktan sonra, görevli memur tarafından alınan örnekler, test amacıyla laboratuara gönderilmektedir. Numunelerin alınmasının ardından, tekrar yüklenen araç yoluna devam etmektedir. Araç yükünü teslim etmeden önce laboratuar test sonuçları, yükünü bırakacağı şehrin sebze hali görevlilerine bildirilmektedir. Eğer alınan numunelerde ilaç ve kimyasal gübre kalıntıları, belirlenen sınırın üstünde çıkmış ise, aracın yükünü boşaltmasına izin verilmemektedir.
Unutulmaması gereken önemli bir nokta var ki o da şudur: Türkiye tarımsal geçmişinde tamamen organik bir tarımcılık yaparken, Avrupa ülkelerinin bir bakıma dayatması ile tarımda ciddi anlamda ilaç ve kimyasal gübre kullanımına geçiş yapmıştır. Her dönemde geliştirilen ilaçlar, gübreler, genetik şifresiyle oynanmış bider ve tohumlar, bunlardan bihaber, ürününü tamamen organik şekilde üreten çiftçimize altın tepsi de sunulmuştur. Halen ülkemizde bazı bölgelerde, yöresel tohumlar kullanılarak sadece o yörede tüketilen organik tarım ürünleri üretilmektedir.
İlaç sanayinde dev adımlar atan ve ürettikleri ilaçları bize süsleyerek pazarlayan Avrupa ülkelerinin, şimdilerde tarımsal ürünlerimizde ilaç kalıntılarının miktarına sınırlama getirdiği göz önünde bulundurulsa, yakın gelecekte bizlerden tamamen organik ürünler isteyecekleri kesin gibi gözüküyor.
Organik bir tarım yaparken bizi tamamen inorganik olma yolunda destekleyen Avrupa ülkelerine karşı, tarımsal alanda ciddi önlemler alınması için geç kalınmadan harekete geçilmesi zaruridir. Ne yazık ki, hükümetin tarımsal politikası ile yok olma tehlikesi içerisinde bulunan çiftçi kesimimizin, değil organik ürünler yetiştirmek, normal bir şekilde tarım bile yapamayacak hale geleceği pek açık bir şekilde görülmektedir.
Selim BAYTÜRKMEN