Tam kapanma döneminde bir kez daha gördük ki, insanların ihtiyaçları değil ihtirasları sınırsızdır.
Özel günlerde insanlar geleneksel olarak kabul ettikleri alışkanlıklarını devam ettirme eğiliminde olurlar.
Bu tam kapanma sürecinde başlayan ve Ramazan Bayramına kadar devam eden bu alışverişlerin, bir çılgınlığa dönüştüğüne şahit olduk bir kez daha. Diyebilirsiniz doğal olarak, insanlar bayram alışverişi yapmasınlar mı? Haklısınız elbette! Yapsınlar! Ama nasıl? Ne düzeyde?
Çevremize karşı o kadar duyarsız bir hale geldik ki artık, her şey bizim olsun düşüncesiyle alışveriş eder bir hale geldik. Her şeyin sınırsızca tüketildiği bir dönemde insanların gayet mutlu olması gerekirken, bunca alışveriş telaşında olan insanların hiçbirinin yüzünün gülmediğini görmek sizce de biraz şaşırtıcı değil mi?
Bayram alışverişi yapıyor ama mutsuz! Evine her şeyi almış ama yüzü gülmüyor. Bu Ramazan sürecinde dikkat ettiyseniz eğer insanların yüzünde bu doyumsuzluğu ve mutsuzluğu sizler de görebilirdiniz.
Eski bayramlarda Kilis’te çoğu şey bir emek, bir üretimin ve de imecenin ürünüydü. Kimse birbirine gerebiç satmaya çalışmaz, hep beraber gerebiçler, tatlılar evlerde komşularla birlikte yapılırdı. Bir dostluğun bir komşuluğun meyvesiydi sofraları süsleyen lezzetler. Bugün her şeyi ama her şeyi satın almak zorunda kalan bir toplum haline gelmedik mi? Bu yüzden bir türlü alışverişi bitiremedik. Bizden başkalarına sıra gelmedi bir türlü.
“Kaynaklar sınırsızdır, insan ihtiyaçları sınırlıdır. Sınırsız olan insanın ihtirasıdır” Prof. Dr. Haydar Baş.