Zeytin Dalı Harekatının başlaması ile birlikte bir süre terör örgütünün hain saldırılarına hedef olan, ancak Mehmetçiğin can siperane mücadelesi sonrası rahat bir nefes alan Kilis, ekonomik problemler ile boğuşmaya devam ediyor.
Kilis bu sorunlarla mücadele ederken, Türkiye'nin farklı bölgelerinden ekonomik anlamda destekler gelmeye başladı. Kimi yerel yönetimler Kilis'e gelerek esnaftan alışveriş yaptı. Bazı sivil toplum kuruluşları Zimem Defteri uygulaması ile esnafa borçlu olan halkın borcunu ödedi. Kimileri gıda ve giyim yardımları gönderdi.
Ancak hiçbir belediye Kilisli esnafın tamamından alışveriş yapacak kadar zengin değildi, hiçbir sivil toplum kuruluşu tüm halkın bakkala olan borcunu ödemek durumunda değildi ve hiçbir yardım, muhtacın ihtiyacına tam yanıt veremezdi.
Bu yüzden alışveriş edilen sevindi, edilmeyen üzüldü. Borcu ödenen mutlu, ödenmeyen mutsuz oldu.
Buradan gelmek istediğimiz nokta şudur ki, adalet sadece hukukta değil ekonomide de bir gerekliliktir.
Öyle bir model ve sisteme sahip olmalısınız ki, yaptığınız bir faaliyet tüm halkı kuşatmalı!
İmam Ali, Hz. Peygamberin ahirete rıhleti sonrası uygulanmayan Beytül Mal'dan herkese eşit pay dağıtılmasını, Halife olduğunda kayıtsız şartsız uygulamaya koyacağını deklare etmişti.
Bugün her Türk vatandaşına Vatandaşlık maaşı vereceğini açıklayan MİLLİ EKONOMİ MODELİ sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın görüş ve düşüncelerinin ne kadar yerinde olduğuna Kilis halkı bu uygulamalar karşısında düştüğü durum ile adeta delil olmuştur.
Adeta Türkiye'de ekonomi, bir şans oyununa dönüştü. İnsanın çalışmaya çalıştığı bir ortamda ekonomik rahata kavuşmak milyonda bir ihtimale dönüşürken, 27 Şubat 2018'de MEM'in Duma'da deklare edilişinin 5. Yıldönümünde bu modelin Türkiye için bir ihtiyaçtan çok zaruriyete dönüştüğünü görüyoruz.
Kim ister ki komşusu tokken kendisi aç yatsın!