2011 yılında Suriye'de başlayan iç karışıklıkların ardından patlak veren savaşın etkilerinin Türkiye'de ve de özünde Kilis'te bu kadar derinden hissedileceği kimsenin aklına gelmezdi.
Kilis'te herkesin malumu olduğu üzere nüfusumuzdan daha fazla bir sayıdaki Suriyeli popülasyonu ile birlikte yaşıyoruz.
İşin ilginç tarafı şudur ki, dünyada irili ufaklı mülteci akınına uğrayan ülkelerde, bir şehre yerleşen yabancı kökenli insanların orada belli bölgelerde yoğunlaştığını ve ilerleyen yıllarda o kısıtlı alanda kendi gettolarını kurdukları gözlemlenir. Newyork'ta Çin Mahallesi gibi mesela!
Oysa Kilis'te durum biraz farklı! Uzun zamandır Kilis'te yaşayan Suriyelilerin, hem ticari hem de yaşamsal anlamda şehrin geneline yayıldığını görüyoruz. Yani Suriyelilerin, konteyner kentleri bu işin dışında tutarsak toplu olarak yaşadıkları bir mahalle veya hep birlikte ticaret yaptıkları bir alan yok. Suriyeliler Kilis'e çok homojen bir şekilde yayılıyorlar. Cumhuriyet Caddesinde de Suriyeli bir esnafa rastlayabileceğiniz gibi şehrin en zengin semtlerinde oturan Suriyelilerle de görebilirsiniz. Bu durum, çok anormal bir şekilde Suriyelilerin Kilis'in tamamında gettolaştığını bize ispat ediyor.
Bu da Kilis'in yaşamsal dinamiklerinin kökünden değişmesine neden oluyor ki, şimdi etkileri pek hafif gibi görünse de; ilerleyen yıllarda bunun etkilerini, şehrin daha şiddetli hissedeceği öngörülüyor.
Suriyelilerin Kilis'teki varlıklarının artıları ve de eksileri pek çok platformda konuşula dursun, bu sorun kangrenleşme gibi eğilime sahip!
Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Özbek’in dediği gibi: “Burada bize düşen Suriyelilerin Suriye vatandaşı olarak Suriye’de yaşamalarına olanak sağlamak olacaktır.”