Televizyonun tek kanallı olduğu döneme yetişenler, Lüküs Hayat müzikalini anımsarlar. Şarkısı bile bazen dilimize takılır, Lüküs hayat lüküs hayat yan gel yat da keyfine bak.
Elbette konumuz bu müzikal değil. Ülkemizde normal yaşam standardına sahip kişilerin bile büyük kayıplar yaşadığı bu dönemde, ne ilginçtir ki lüks tüketim sınıfına giren birçok ürün, halka pazarlanmaya çalışılıyor.
Ekonomik krizler nedeniyle, kendi pazarlarındaki satışları iyice düşen lüks eşya üreticileri, yeni pazarlar oluşturmak için ciddi reklâm kampanyaları düzenliyor. Başta pırlanta sektörü olmak üzere, ankastre beyaz eşya üreticileri, araba firmaları ve daha birçok firma bu şekilde kaybetmekte oldukları müşterilerine yenilerini ekleme çabası içerisindeler.
Peşin fiyatına 12 ay veya 36 ay taksitle halka pazarlanmaya çalışılan ürünlerin fiyatları hiç de ucuz değil. Bin dolarlara ulaşan fiyatları ile bu ürünler halka cazip gösteriliyor. Normalde tüketmeye ihtiyaç duymadığımız bu ürünler, yapılan reklâm ve özendirme kampanyaları ile alınması gerekli veya zaruri ihtiyaçlar gibi gösterilmeye çalışılıyor.
Oysa ülkemizdeki nazik ekonomik dengeler nedeniyle ülkemizdeki birçok kişi geçim sıkıntısı yaşıyor. Yaşanan bu ekonomik nedenlerden dolayı bu tür ürünlere ihtiyaç duymuyor. İhtiyaç duymuş olsa bile almaya gücü yetmiyor. Ancak ürünlerini satma endişesi taşıyan firmalar hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan reklâm kampanyalarını arttırdıkça arttırıyor ve böylece insanımızın bu tür lüks ürünlere karşı olan iştahını kabartıyor.
Parasal sıkıntısı hiç tükenmeyen halk bu şekilde iyice borç ve faiz batağına itiliyor. Bu tür ürünler alanlar ise yıllarca borç ödedikleri için normal ihtiyaçlarını alamaz hale geliyor. Halk giyiminden, yiyeceğinden daha da fazla fedakârlık etmeye başlıyor. Üstüne giyecek, evine yiyecek almayıp lüks ürün tercih edenler yüzünden, orta kesim esnafın azalan işleri iyice durma noktasına geliyor. Bu nedenle ekonomik dengeler iyice bozuluyor.
Biz de çok güzel atasözleri vardır. Bunlardan birisi de Ayağını yorganına göre uzat. Evet ne yazık ki insanımız ayağını yorganına göre uzatmıyor. Kendini aşan harcamalar yapıyor, kredi kartlarının limitlerini sonuna kadar zorluyor. Yani kendini batıracak her şeyi bir fiil yapıyor.
Hayatını devam ettirmek için ihtiyaç duymadığı bu ürünleri insan neden satın alır? sorusunun cevabını net olarak ortaya koymak mümkün değil elbette. Birçok neden sayılabilir. Ancak unutulmaması gereken tek bir şey var o da bu durumun böyle devam etmesi halinde insanımızın ekonomik durumunun daha da kötüye gideceğidir.
Bir ara salam, sucuk, sosis gibi her kesimin almaya gücü yetmediği ürünlerin reklâm saatleri gece yarısına alınmıştı. Belki de bu tür lüks eşya reklâmlarına da bir sınırlandırma getirilmeli ne dersiniz?
Selim BAYTÜRKMEN