18. asrın sonu,19. asrın başı,Osmanlının başında Sultan II. Abdulhamid bulunuyor.Dışarda düşman ,içerde hainler ile boğuşan Osmanlı ekonomik yönden iyice zayıflamış borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmiştir.
Bunu fırsat bilen bugünkü Yahudilerin dedesi siyonizmin kurucusu Theodor Herzl 19 Mayıs 1901 yılında Sultan Abdulhamid ile yaptığı görüşmede Yahudilerin Osmanlının bütün borçlarını ödemesi karşılığında Filistin topraklarını kendilerine verilmesini istiyor.
Bizim dedemiz Sultan Abdulhamid ise devletin bütün sıkıntılarına rağmen Kanla alınan topraklar,parayla satılmaz diyerek teklifi red eder.Daha sonra da Duhuliye Nizamnameleri ile Yahudilere toprak satışını tamamen yasaklar.
O gün bu gün Theodor Herzlin torunları dedelerinin yolundan ayrılmadı.Filistin toprakları Osmanlının elinden çıktıktan sonra Yahudiler Arapları para ile kandırıp topraklarını satın aldılar ve bugünkü İsrail Devletini kurdular.Devlet olan İsrailliler hedefi dahada büyüterek Yehova tarafından kendilerine bahşedildiğine inanılan Nilden Fırata kadar toprakları almak için bazı yerlerde kan,gözyaşı,zulüm bazı yerlerde ise dedelerinin yaptığı gibi toprak satın alma girişiminde bulundular.
Yahudiler dedelerinin yolunda giderken ,Sultan Abdulhamidin torunları ne yapıyor.Osmanlı devletinin mirası üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti ekonomik sıkıntılar içerisindedir.Theodor Herzlin torunları parayla toprak satın almak istiyor.Fakat bu sefer karşılarında bir Sultan Abdulhamid yok.Karşılarında AB ye iman derecesinde bağlı,AB nin her isteğini farz bilen Recep Tayip Erdoğanın AKP si var.
Bu AKP hükümeti bir gecede Atatürkün madenlerimiz yabancılardan korumak için çıkardığı yasayı değiştiriyor.3 Temmuz 2003 yılında 4916 sayılı yasa ile Köy Kanununun 87. maddesi ve tapu kanununun 36. maddesini değiştirerek yabancıların ve yabancı şirketlerin istedikleri yerden maden arama ruhsatı adı altında köyleri satın almasına izin verdi.
Bir yıl gibi kısa bir sürede Yahudiler Dicle Fırat arasında kalan Harran ovasına dadandılar ve 450.000 dönüm sulak araziyi tapularına geçirdiler Yahudiler bunula kalmayıp Manavgat ırmağı etrafında toprak alımını hızlandırdılar. Suriye uyruklu Ermeni Süryani ve Araplar ise Hatay ilinde sulak ekilebilir Amik ovasının % 44 ü olan 120.000 dönüm araziyi satın aldılar.Ayrıca Mardinde 50.000 ,Kiliste ise 54.000 dönüm toprağı satın aldılar. Yunanlılar ağırlıklı olarak İzmir, Bursa ve İstanbulda gayrimenkul satın alırken ,Fener Rum Patriği Bartholomeos İstanbul sur içinde kalan evleri ve arsaları azınlık vakıflarına katıyor.
Şu ana kadar tüm Türkiyede 4,5 milyon metrekare toprak yabancıların eline geçmiştir.Bu duruma Anayasa Mahkemesi geriye dönük olmamak (Alınan topraklar yabancıların elinde kalacak)ve üç ay sonra yürürlüğe(üç ay daha talan devam edecek) girmek kaydıyla uygulamayı durdurmuştur.
Bütün bu satışlara karşı çıkanlara AKP nin tutumu Babalar gibi satarım ne var ki toprağı sırtlarında mı götürecekler(Sayın Kemal Unakıtan) şeklinde idi.Anayasa Mahkemesinin bu kararından sonra bu işin peşini bırakmayacağız diyorlar.Unutulmamalıdır ki toprak vatandır ve her çakıl taşı kutsaldır.Ecdat Çanakkalede, bu topraklar yabancıların eline geçmesin diye savaştı.Bu konuda son sözü Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy söylesin.
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehid oğlusun yazıktır incitme atanı
Verme dünyalara aslanda bu cennet vatanı