Ekmek Türk milletinin vazgeçilmezi...
Yemin
ederken bile" ekmek, Mushaf çarpsın" der.
Ekmeği
nimet bilir yerdeki emeği alır kaldırır öper başına koyar.
Bir iş
yapılacaksa "Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmekte fazla ver" der
"Ekmek
aslanın ağzındadır" der
Hakikaten
de son zamanlarda iş aş bulmakta, sofrada ekmek bulundurmak zorlaştı.
Emperyalist
devletler, Atatürk ebediyete göçtükten sonra, siz tarım ülkesisiniz
tarımla uğraşın biz size sanayi ürünlerini temin ederiz dediler.
Bizim
sanayi devrimini yapmamıza engel oldular ve bizi sanayide kendilerine bağımlı
hale getirdiler.
Bir
zaman sonra ise, sizde tarım nüfusu fazla, hem de ektiğinizi, biçtiğinizi ,pahalıya da mal ediyorsunuz, gelin biz size ucuz tarım ürünleri
verelim, hem iç piyasada istikrar olur, hem de enflasyon olmaz dediler.
Bu
geçici rahatlığa aldanan iktidarlar, tarımın stratejik bir önemi olduğunu
unutarak, tarıma gerekli önemi ve desteği vermediler, dış ülkelerden gümrük
vergilerinin sıfırlayarak ,aynı zamanda birilerine çıkar sağlayarak, ucuz ürün
ithal ettiler.
Pandemi,
iklim değişikliği ve kuraklıkla beraber, dünyada gıda milliyetçiliği baş
gösterdi, en büyük buğday ihracatçılarından olan Rusya,halkının ihtiyaçlarını düşünerek buğday ihracatını %25 azalttı
2021' in
ilk aylarında ülkemiz buğdayı yurt dışından ton başına 250 dolara alırken, şimdi
350-400 dolara yükseldi dışarıda artan
fiyatlar la beraber, ocak 2021 dolar
7.40 olan dolar kuru şimdi 14,00 'e
dayandığı için yılbaşında 150 TL olan 50 kiloluk unun torbası şimdi 360
TL oldu.
İthal
ürünlerle baş edemeyen, para kazanamayan, üretemeyen Türk çiftçisi iflas etti,
üretimi bıraktı ve köyünü terk etmek zorunda kaldı.
Şimdiye
kadar değerlendirmemize dikkat ederseniz hep ithal edilen buğday üzerinden yaptık. Bu değerlendirmeyi niye yaptım,
çünkü biz dünya devletleri arsında buğday ithalatında, Çin devletinin bile önünde
birinci sıradayız da ondan.
Gelelim
yerli üretime üreticiye, dünyada bu gelişmeler olurken ona göre strateji oluşturması
gereken iktidar, maalesef çiftçinin en önemli girdi maliyelerini oluşturan, mazotun 10 TL
seviyesine, Haziran
2020'de ton fiyatı 1,800 TL olan üre gübresi; Haziran 2021'de 4,100 TL, Ekim'de
9,000 TL, şu anda ise 11,700 TL gelmesine, artan tohum fiyatların ve bankaların
faiz kıskacına karşı çiftçisini koruyamamıştır.
Tüm bu gelişmelere rağmen üretim yapan yapmaya çalışan, çiftçinin mahsulüne hasat zamanı
iktidar 2500 TL fiyat vererek adeta onu tüccarın inisiyatifine bırakmış, zarar
etmesine resmen göz yummuştur .
Bugün buğday fiyatı piyasada 4000 TL civarındadır. Aradaki kar tüccarın
cebine girmiştir, zarar eden çiftçinin tekrar buğday ekecek gücü kalmamıştır.
Bunun
neticesinde , sadece son 10 yıl içerisinde 9 milyon hektar buğday ekili alan şu
an itibariyle 6,8 milyon hektara kadar gerilemiştir.
Kuraklık, artan döviz kuru, yükselen girdi fiyatları, buğdayın, unun ve halkın sofrasındaki ekmeyin fiyatının ne yazık
ki daha da yükselmesine sebep olacaktır.
Halkın
yapacağı tek şey ise iktidara "Ekmeğime Dokunma "diyerek , seçimlerde
işine, aşına, ekmeğine sahip olacak, çözümü olanı iktidar etmek olacaktır vesselam.