Pandemi dolayısıyla toplum olarak ekonomik ve sosyal sıkıntılar içerisinde bir bayramı daha idrak ettik.
Ülkemizde bunlar yaşanırken, İsrail devletinin Müslümanlarca kutsal sayılan Mescid-i Aksa'ya ve Gazze'ye saldırması, Filistinli Müslüman kardeşlerimizi şehit etmesi ayrıca yüreklerimizi dağladı.
Fuzili'nin dediği gibi "Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil" sözü misali hangi halimize yanalım?
Dünyada yaşayan bir buçuk milyar Müslüman'ın çaresizliğine mi yanalım?
Yüzlerce İslam ülkesinin, İsrail devleti ile olan hiçbir anlaşmasını askıya almadan, kınamaktan öte hiç bir şey yapmamasına mı yanalım?
Eline bir bayrak alarak, kahrolsun İsrail sloganları ile şehir turu atıp, nefsini tatminden öteye gidemeyen Müslüman halka mı yanalım?
Ülkesinin; petrolünü, altınını, elmasını, yakutunu bilumum yer altı kaynaklarını Yahudi şirketlerine, kendi ikballeri uğruna peşkeş çekerek, onların daha da semirmesine sebep olan devlet liderlerine mi yanalım?
Ülkelerinin birikmiş paraları ile beraber, kendilerinin kaynağı belli olmayan servetlerini Yahudi bankalarına yatırarak onları ekonomik yönden daha güçlü yapan devlet liderlerine mi yanalım?
Politikalarını İsrail düşmanlığı üzerine kurarak, meydanlarda Kudüs propagandası ile "kahrolsun İsrail" sloganlarıyla siyaset yapanların, iktidar olduklarında, İsrail ile en kapsamlı askeri ve stratejik anlaşmalar imzalamasına mı yanalım?
Gazze'yi bombalayan İsrailli pilotların Müslüman bir ülkede eğitildiklerine mi yanalım?
İsrail'e atılacak füzeleri, erken tespiti için kurulan radar üssünün, Müslüman bir ülkede olduğuna mı yanalım?
Yahudilerden 'üstün cesaret' ödülü alanlara mı yanalım…
Bu tespitleri uzatmak mümkün, fakat bugünkü geldiğimiz durumu en güzel sevgili Peygamberimiz anlatıyor.
Hazret-i Sevban -radıyallâhu anh rivayetle
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
"–Yabancı kavimlerin, yiyicilerin birbirlerini sofralarına davet ettiği gibi, birbirlerini sizin üzerinize çullanmaya çağıracakları zaman yakındır!" buyurmuşlardı.
Orada bulunanlardan biri:
"–O gün sayıca azlığımızdan dolayı mı bu durum başımıza gelecek?" diye sordu.
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
"–Hayır, bilâkis o gün siz çok olacaksınız. Lâkin sizler, bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan kimseler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!" buyurdular.
"–Zaaf da nedir, ey Allâh'ın Rasûlü?" denildi.
"–Dünya sevgisi ve ölüm korkusu!" buyurdular. (Ebû Dâvûd, Melâhim, 5/4297; Ahmed, V, 278)
Ne diyelim "Bir olursak var oluruz, dağılırsak yok oluruz."
ALAİDDİN ÖZKAR 16.05.2021