7 Aralık Kilis'in düşman işgalinden kurtuluş 97. yıl dönümüdür. Kutlamalarda daha çok yerel kahramanların Fransızlarla mücadelesi anlatılır, halkın dilinde bayramın bir diğer adı da çete bayramıdır. Maraş'ta sütçü imam, Antep'te Şahin Bey, Karayılan, Şehit Kâmil, Kilis'te ise Aslan Bey, Kartal Bey, Şehit Sakıp gibi milli kahramanlar anlatılır ve öne çıkarılır. Elbette bölgenin Fransızlardan kurtarılmasında bölge halkının ve yürekli mücahitlerin katkısı çoktur ama bölgenin mücadelesinde Mustafa kemal Atatürk'ten bahsedilmemesine bir anlam veremiyorum oysa Mustafa kemal mücadelenin ta en başından beri içerisinde yer almaktadır
Mesela Ermenilerin, Fransızlarla birlikte yaptıkları katliamı önlemek amacıyla 29 Kasım 1919 da Maraş Müdafaa-i Hukuk Teşkilatı’nı kurdurdu. Millî Kuvvetlerin başına Sivas’tan Maraş’a subaylar göndererek buradaki dağınık kuvvetleri düzenli hale getirtti. Üsteğmen (saf takma adıyla Kılıç Ali Bey’i, Kurt oğlu Selim lakabıyla tanınan Yüzbaşı Selim Bey’i (Yürük Selim) teşkilat işleriyle meşgul olmaları için Antep, Urfa ve Maraş bölgesinde görevlendirdi. Çukurova bölgesine Topçu Binbaşı Kemal ve Yüzbaşı Osman Tufan Bey’i göndererek buralarda işgalcilere karşı çalışmasını emretti.
Kilisli duayen gazeteci Ahmet Barutçu "Şafakta Savaşanlar" adlı kitabında Anadolu'da Kuvveyi Milleyenin ilk olarak Atatürk tarafından Kilis'te kurulduğunu anlatır.
Yıldırım Orduları komutanı olarak Halep te bulunan Mustafa Kemal güney bölgelerini savunmak için bölge halkını düşmana karşı silahlandırmayı düşünmektedir. Bunun içinde Kilis’i ve Adana’yı dolaşmak incelemek kararındadır. Atatürk, 28 Ekim 1918 tarihinde dönemin kaymakamı İbrahim Bey'e Kilis'e geleceğini haber verip "şehrin ileri gelenlerini ve eşrafını kaymakamlıkta toplayınız." diye bir telgraf gönderir.
Ancak bu telgraf henüz Kilis Kaymakamlığına ulaşmamıştır. Vatanlarını, bayraklarını, namusları, kentlerini düşman saldırısından kurtarmak için Kilisli gençler Yahudi Mezarlığı tabir edilen yerde beklemektedirler. Bu sırada bir otomobil sesi duyulur. Otomobilin süzülen ışıkları çetelere doğru iyice yaklaşmaktadır.Bir ses duyulur:
-Dur, teslim olun, inin aşağıya bakalım!
Otomobilde kurtuluş savaşımızın büyük dehası meydan muharebelerinin büyük ustası, tarihi yapan ve yazan, muzaffer Başkomutan Kemal Atatürk'ün bulunduğundan Kilisli çeteler habersizdir. Atatürk’ün yaveri Cevat Abbas Bey, derhal silahını çekerek önlerini kesen gruba çevirir. Ancak o bir kez daha yanılmamıştır. Cevat Abbas Bey’e silahını yerine koymasını söyleyerek otomobilden aşağı inmesini söyler. Atatürk’le karşısındaki gencin gözleri birbirini süzmektedir. Evet, Atatürk ün karşısındaki genç, o’nun Çanakkale cephesinden tanıdığı yakın silah arkadaşı Saraç Mehmet Çavuştur. Kader, iki silah arkadaşını bu defa başka bir cephede yan yana getirmiştir. Saraç Mehmet, paşasını görünce heyecanlanır. Hazır ola geçerek tekmilini verir:
-Burhan oğlu Saraç Mehmet Çavuş.1311, Kilis, buyurun komutanım...
Mustafa Kemal Paşa Mehmet çavuşu selamlayarak tekmilini alır. Çeteleri başına toplar. Burada ne yaptıklarını neden silahlı olduklarını sorar. Çetelerden aldığı cevap onun için pek şaşırtıcı değildir. Anadolu’da düşlediği heyecan gerçekleşmeye başlamıştır. Bir ulus kadını ile, çoluğuyla, çocuğuyla uyanmaktadır. Ve…’ Ya istiklal ya ölüm’ parolası ateşlenmiştir.
Kilis hükümet konağında o gece yapılan toplantıda, bizzat Mustafa Kemalin verdiği emirle Kilis garnizonunda bulunan 1000 kadar silah ve cephaneler Yüzbaşı Ziya Bey tarafından sivil halka dağıtılır. Kilisliler tarihe Kuvayi Milliye olarak geçecek bu örgütün kurulmasını sağlayan ilk kent olarak ne kadar gururlansa yeridir. Kilis kaymakamlığında Mustafa Kemalin başkanlığında yapılan toplantıda kurulacak direniş örgütünün çalışma stratejisi de belirlenir. Geceyi Kilis’te geçiren Mustafa Kemal Adana’ya gitmek üzere kentten ayrılır.
Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk, daha sonra 28 Ekim 1918′de Kilis anılarını tarihe şöyle aktaracaktır:
-Halep’te gördüğüm vaziyet karşısında sağlam bir Türk toprağına ayak basmadan düşmana karşı koymanın hemen hemen imkânsız olduğunu iyice anlamıştım. 40 asırlık Türk Yurdu düşman eline bırakılamazdı. Şimdi ilk ayak bastığım Türk şehrindeki bu uyanıklığa cidden hayran kaldım. Ve bir daha iman ettim ki bu millet asla ölmeyecektir. Var olun aziz Kilisliler!…
ALAİDDİN ÖZKAR 7/12/2018