''Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler,
Vatandaş soyulurken aldırmıyor öküzler!
Hayâdan eser yoktur nafile bütün sözler,
Beyhude inat etme hemen salla başını,
Dilini tut, uslu dur, zıkkımlan maaşını.''
Şair Eşref
Son günlerde yazılı ve görsel basında kaz dağlarında ağaç katliamı ve maden talanı ile ilgili birçok haber izliyoruz. Haberlere üzülmemek mümkün değil.
Kaz gibi yonulmuş dağlara mı, yoksa altındaki servetin iç edilmesine mi, Türkler iyi taş taşır denilerek yapılan hakaretlere mi , "Lozan Antlaşması'nda gizli bir madde var ve bu maddeye göre 2023 yılına kadar madenlerimizi çıkartamıyoruz" yalanına inanan halkımıza mı yanayım bilemedim.
Kanadalı Alamos Gold adındaki bir şirket yerli ortağı Doğu Biga madencilik ile birlikte Kaz Dağları'nda Kirazlı Atik hisar bölgesinde altın çıkarmak için maden ruhsatı alıyor.
Firmanın yürüttüğü altın madeni projesi kapsamında, Enerji Bakanlığı'na göre 13 bin ağaç, bölgede yaşayanlara ve çevrecilere göre en az 200 bin ağaç kesiliyor.
Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan'ın ifadelerine göre, firmanın toplam yatırım maliyeti 940 milyon TL iken, devletten aldığı teşvik 865 milyon TL. Yani sizin anlayacağınız işletme giderleri de devletten.
Ceylan şunları söylemektedir: "Ağaçlar katledilip, bölgenin tek su havzası ve toprak zehirlenirken ne tür bir yatırım var ki teşvikten söz edilebilir? Böylesi bir teşvik neden verilmiştir? Kanadalılara yerli işbirlikçileri eliyle, 7 yıl süreyle Sigorta Primi İşveren Hissesi desteği, yüzde 80 vergi indirimi, yüzde 40 yatırım katkısı, Gümrük Vergisi muafiyeti, faiz desteği ve KDV istisnası sağlanmaktadır."
Ayrıca Kanadalı maden şirketi Alamos Gold’un CEO’su John McCluskey; milletin gözünün içine baka, baka “Mütevazı bir yatırım yaptık. İlk üretime 2020 yılında başlayacağız ve 15 sene sürecek.
-TL’nin değer kaybetmesi maliyetleri düşürdü
- Yabancı işçi çalıştırmıyoruz
-Türkler taş taşımakta çok iyiler, ifadelerine yer verdi.
AKP döneminde çıkarılan 3213 sayılı Maden Kanunu önce 5177 sayılı kanun ile son olarak da 04.02.2015 tarihli 6592 sayılı kanun ile değiştirilerek yabancıların çıkardıkları madenden devlet payı yüzde 2 seviyelerine kadar düşürüldü.
Yani anlayacağınız altınlar yabancılara hafriyat işleri bize % 2 payda güvenlik hizmeti mi dersiniz bekçilik mi dersiniz ne derseniz deyin bize çok bile!
Prof Dr Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli kitabında;
- Yeraltı kaynakları bir millete ait olan doğal zenginlerdir.
- Devletlerin yapması gereken, bu kaynakları milletinin menfaatine millet ile birlikte çıkarmak, işlemek ve satmaktır.
Haydar hoca Türkiye'de bulunan 3 katrilyon dolar değerinde ki madenleri devlet millet ortaklığıyla çalıştıracak ve sosyal devlet projesi gereği her Türk insanına vatandaşlık maaşı verecekti.
Ne yazık ki müthiş bir algı operasyonu ile BTP gizlendi, yok sayıldı, medyada bir kare dahi yer verilmedi. Maden lobileri fısıltı gazetesi ile 2023 yılına kadar maden çıkaramaz yalanını koca insanlara inandırdı.
Sonuçta; maden ve jeoloji mühendislerimiz işsiz gezerken, biz hazine üzerinde oturan dilenci durumundayız. Ecdadımızın canı pahasına Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşında bize bıraktığı toprakları koruyamamanın acizliği içerisindeyiz. Ne diyelim kendi düşen ağlamaz.
ALAİDDİN ÖZKAR 05/08-/2019