Ne hazindir ki batılılar kendilerine hizmet eden bu insanları işleri bittiklerinde bir paçavra gibi atmaktan çekinmemişlerdir.
Yakın tarihimizde bu gibi olaylara rastlamak mümkündür. Mesela 25 yıldır İranın başında bulunan Şah Rıza Pehlevi Amerikanın kadim dostuydu. Amerika İran da Şah Rıza Pehlevinin sayesinde her şeyi rahatça yapıyordu. İranın paraları Amerikada, İranın petrolleri amerikan şirketlerinin elindeydi. O zamanlar dünya İran için küçük Amerika yorumları yapılıyordu.
Ama ne zamanki 1979 da Humeyni darbesiyle yıkılan Şah yurt dışında kendisine sığınacak bir ülke, ölümünde ise naaş'nı gömecek ülkeyi zor bulmuştur.
Irak lideri Saddamın akıbeti ise daha kötü olmuştur. Amerikan CIA ajanları tarafından eğitilen Saddam 1979 da darbe ile Irakın başına geçirilmiş, bir yıl sonra Amerikaya kafa tutan Humeyninin İranı ile savaşa tutuşturulmuştur. 8 yıl süren İran, Irak savaşında tam 1 milyon Müslüman ölmüştür. Batılı ülkelerin bir kısmı el altından İrana, bir kısmı da açıktan Iraka destek vererekten yıllarca bu ülkelere silah satıp kar etmişlerdir.
İki ülke 8 yıl sonra başladıkları yerde birbirlerine üstünlük sağlayamadan savaşı bırakmışlardır.
Savaştan sonra o bölgelere yerleşme planı yapan Amerika Bağdat büyükelçisi tarafından ikna edilen Saddam ı Kuveyte saldırtmıştır.
Amerika aynı Saddamı Kürtlerin üzerine saldırtmıştır. Halepçede 5 bin insanın ölümüne sebep olmuştur. Güneyde Şiilere de saldıran Saddam amerikanın Irakı üçe bölme planının alt zeminini hazırlamıştır.
Dünya kamuoyunu ve birleşmiş milletleri arkasına alan Amerika 1. körfez hareketini yapmış ve Irak Kuveytten geri çekilmeye mecbur etmiş ve geriye dünya sahnesinde üç parçalı bir Irak oluşmuştur.
Kuzeyde Amerikan İsrail hareketlerine hizmet edecek bir Kürt bölgesi, güneyde ise bir iç savaş için kışkırtılacak Şiiler oluşturulmuştur.
Nükleer silah bulma bahanesi ile tekrar Iraka II. Körfez hareketini yapan Amerika savaşta vermediği kaybı savaş sonrası gerilla hareketi ile vur kaç çatışmalarında fazlasıyla vermiştir.
Ölü sayısı her geçen gün artan Amerika Vietnemdan beter bir bataklığa saplandığını fark etti.
İşte bu aşamada II. Plan devreye sokuldu, bu bölgede bir Sünni- Şii mezhep çatışmasıydı.
Amerika yıllarca sağlığında faydalandığı Saddamın ölüsünü de kullanmalıydı. Yıllarca Amerika adına bölgede kan döken Saddam bir Şii katliamından yargılanıp, idama mahkûm oluyor. Şii cellâtlar tarafından geçmişte Şiilere işkence yapılan bir evde bayram sabahı apar topar idam ediliyor.
Bu olay Şii-Sünni çatışması için fitili ateşleyen önemli bir kilometre taşı oluyor. Nitekim ertesi gün birçok Şii camisinin önünde peş peşe patlamalar olmuş birçok İranlı ölmüştür.
Neticede demokrasi ve insan haklarını getirdiğini söyleyen Amerikanın aslında ne büyük bir zulüm getirdiği ortadadır. Bölgede 650,000 insan ölmüş binlercesi yaralanmıştır
Burada lafı şuraya getireceğim bu olaylar dünyada Amerika ile şu an işbirliği yapan liderlere iyi bir ders olacak niteliktedir.
1960 lı yıllarda merhum İnönüye soruyorlar Niçin ABD ile ilişkileri daha ileriye götürmüyorsun? o da tarihe geçen menşur sözünü söylüyor. ABD ile iş birliği yapmak ayı ile yatağa girmeğe benzer.
Bu demek değildir ki bu ülkelerle hiç görüşmeyelim, vatanın bağımsızlığından, toprak bütünlüğümüzden, iç ve dış güvenliğimizden ödün vermeden devletlerin karşılıklı çıkarları doğrultusunda her zaman görüşülebilir.
Bizim karşı çıktığımız iş birliği ABD ile stratejik ortaklık adı altında ABD den aldığı direktifleri ülkenin hassasiyetleri dikkate alınmadan uygulanmaya konmasıdır.
Neticede stratejik ortak olanların hali ortadadır
ALAİDDİN ÖZKAR