Hafta sonu BTP Genel Başkanı Hukukçu Hüseyin Baş, partisinin Kahramanmaraş
ve Gaziantep il kongrelerinde katıldı. Bu vesile ile Sayın Baş’ı yakından
dinleme şansı bulduk.
Sayın Baş’ın söylemleri her zamanki gibi tek kelime ile harika idi. Neler
dedi? Sadece başlıklarını sıralayalım:
· ÖTV adı altında millete zulmediliyor.
ÖTV kaldırılmalı.
· Diyanet’i Atatürk gibi işletelim.
· Hükümet çiftçiye 100 lira para
veriyor. Sonra 'bana 120 lira olarak geri öde' diyor. Babası çocuğuna faizle
harçlık verir mi?
· Devlet bana ‘Al şu evi bana 20 yılda
750 lira taksitle öde, ev sahibi ol dese’ Bunu Devlet yapamaz mı? Niye TOKİ 150
bin liraya mal ettiği evi 1-1,5 milyona size satıyor.
· Emeklilik yaşı 55’e çekilmeli. Bu yaş
50 olur, 45 de olabilir.
Sonra da ekliyor Genel
Başkan: “Tüm bunların olabilmesi için sistemin
topyekun değişmesi lazım.”
Öyle değil mi gerçekten? Yine Sayın Baş’ın ifade ettiği gibi, sadece
iktidarların ya da muhalefetlerin, Milli Eğitim Bakanının, Sağlık Bakanının,
Ekonomi Bakanının vs. değişmesi neyi tek başına neyi ifade eder ki?
Bahtsızın bağına, ya yağmur yağar ya dolu! Bizim halimiz de bu misal. Kim iktidara gelse ezilen vatandaş, sömürülen
vatandaş. Yetmedi! Gelen gideni aratıyor. Değişen sadece şekiller. Kongrede Prof. Dr.
Ömer Eyercioğlu’nun ifade ettiği gibi; eskiden vatandaş gaz almak için kuyruğa
giriyordu. -Ki, biliyorsunuz, mevcut iktidar da hep gaz kuyruklarının
kaldırılması ile övünür.- Eskiden vatandaşın cebinde para vardı, gaz almak için
kuyruğa giriyordu. Şimdilerde evet kuyruk yok. Ama milletin gaz alacak cebinde
parası da yok. Sıraya girerek mağdur olan vatandaş, şimdi gaza hiç ulaşamıyor.
Yani mağdur olan yine vatandaş. Olan
yine Kel Ali’nin bağına oluyor.
Artık bu bahstsızlığa son vermek lazım. İTÜ Okul
Birincisi Hüseyin Umutcan Ay’ın ifadesiyle "Bizler
ve bizim yetiştireceğimiz çocuklar hegemonların elinde yozlaşmış bu sistemi
değiştireceğiz. Değiştirmeliyiz"
Bir önceki yazımızda (Sapere Aude!) da ifade ettiğimiz
gibi “Bilmeye Cesaretli Ol”cümlesini hayatımıza düstur edinmemiz lazım. Yine Hüseyin Umutcan’ın ifadeleri
ile “Sorguladığınız şeyi öğrenmeye
başlarsınız, öğrendiğiniz şey sizi bazen uykularınızdan da edebilir. Ben bu
bedeli ağır bir şekilde ödedim.”
Evet! Genç Beyin uykusuz gecelerinden dert yanıyor ama
ismi gibi “ümitli” ve de “kararlı”: “Yarattığımız
bu yeni dünyada onlar sadece yozlaşmış bir düşüncenin son temsilcileri olarak
kalacaklar...”
Geçen ay Almanya’da seçim yapıldı. Seçmenler, oyları
ile son yıllarda Avrupa’da birçok ülkede olduğu gibi adeta demokrasiye meydan
okudular. Güçlü, geleneksel söylemi olan tüm partiler oy kaybederken, yeni
söylemlere sahip partiler küçük olmalarına rağmen ciddi oy kazandılar. Ülke ya
da dünyayı kurtarmak şeklinde söylemleri olmayan ancak spesifik alanlara
yoğunlaşarak yeni ve farklı söylemler ifade eden bu partilerin taraftarları her
gün artıyor. Son seçimlere Almanya'da 20 civarındaki küçük diyebileceğimiz bu
partilerin toplam oyları % 8’e yükselmiş.
Popülist geleneksel ifadeler, mevcut sistemin parçası
şeklindeki iktidar ya da muhalif partiler, hep oy kaybetmişler. Farklı
söylemlere sahip küçük partilerin güçlenmesi son yıllarda Avrupa'da birçok
ülkede görülüyor. Siyaset bilimciler tarafından "the Dutchification of European politics" olarak isimlendirilen
bu durum geleneksel söylemlerin iflasının işareti aslında. İnsanlık yeni
çözümler, yeni söylemler bekliyor.
İşte Sayın Baş’ın “sistemin topyekun değişmesi lazım!” söylemi bu yönelişin de
ifadesidir: “İhtiyacımız olan sistem
Milli Ekonomi Modeli'ndedir. Bunu iktidar edersek her şeyden kurtulmuş
olacağız. Türkiye'nin kurtuluşu bugün herkesin çokça söylediği gibi Bağımsız
Türkiye'dedir, BTP'dedir. Bu ülkenin birliğindedir, kardeşliğindedir, Atatürk
etrafında birleşmesindedir, Ehl-i Beyt'in etrafında birleşmesindedir.”
Yoksa kapital sistem içerisinde çözüm aramak
boşunadır. Suyu havana koy, döv döv yine su.
Bir çift lafım da kapital sistem içerisinde çözüm
arayan, ömrünü beraber tükettiği partilerden ayrılarak “ben kapital sistemi
daha iyi uygularım” deyip; güya “yeni” olanlara: Lezzetsiz çorbaya tuz kâr etmez.
Dert bellidir, çözüm bellidir! Başka söze hacet olmasa
gerek.
Gafile kelam, nafile kelam.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
#VarBiHayalimiz
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi