Devam eden COVID-19 salgını şüphesiz çocukların ruh
sağlığını etkiledi.
Yaşam tarzları, tatil şekilleri, oyunları değişti.
Arkadaşları ile bir araya gelemiyorlar. Yüz yüze eğitim alamıyorlar. Kısacası
çocuklar da alışık olmadıkları bir süreçten geçiyorlar. Bu sürecin geleceğimiz
olan çocuklarımızın hayatlarında ne tarz etkiler oluşturacağı en çok merak
edilen konulardan biri. Psikologlar, eğer bu dönemi iyi idare edemez isek,
çocuklarımızın ilerde birçok kişilik ya da karakter sorunu yaşayabileceğini
ifade ediyorlar.
Peki bu sorunlar, en aza nasıl indirilebilir?
Nationwide Çocuk Hastanesi’nde yapılan bir çalışmaya göre;
“Ebeveynler, bir çocuğun ev ortamındaki düzenlemeler, empatik aile konuşmaları
ve düşünceli planlama ile çocukları başarıya hazırlayabilirler, yani bu
sorunları avantaja çevirebilirler.”
Ebeveynler, şunu çok iyi bilmeli. Çocuklar doğru destekle
inanılmaz derecede dirençli olma yeteneğine sahiptirler. Yeter ki; biz onlarla
empati kurarak konuşmayı başaralım. Çocukların da bir fert olduklarını, muhatap
alınılması gereken karakterleri olduğu unutulmamalıdır.
Çocuklar büyüdükçe sürekli değişirler, yeni şeyler öğrenir
ve ortama daha kolay adapte olurlar. Elbette çocukların da kendi beklentileri,
rutinleri ve anıları vardır. Bu dönemde onları gerçekleştirememek, onlar için
tabii ki zor olabilir, kabullenmekte zorlanabilirler.
Aileler, pandemi döneminde olağan davranışların geleneklerin
nasıl değiştirilebileceği konusunda çocukları ile açık ve dürüst konuşmalıdır.
Bu değişiklikler hakkında nasıl hissettikleri konusunda tartışmalıdır. Örneğin
şubat tatili dediğimiz ara tatil yaklaşıyor. Birçok çocuklu aile bu dönemde
geçmiş yıllarda çeşitli şekillerde tatil yapıyor olabilirler. Bu tatil
sezonunda yapılacak "doğru" şeyle ilgili anlaşmazlıklar olması
normaldir. Ebeveynlerin duygularını paylaşması ve çocuklarını dinlemesi önemlidir.
Bu yıl işlerin aynı olmayacağını nedenleri ile çocuğa anlatılarak, çocukla
beraber yaratıcı çözümler bulunmaya çalışılmalıdır.
Çocukların hep evde kaldığı, dışarı çıkamadığı şu günlerde;
öncelikle çocukların rutin işler yapmayı daha çok sevdikleri göz önünde
bulundurularak, gün içinde neler yapacakları beraber planlamalıdır. Planlarını
bilmek çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacaktır. Yemek yeme,
uyku saati gibi rutinlerin yanına etkinlik ve oyun zamanları da
eklenmelidir.
Kişisel meraklarına göre çocuklara mesela evde yemek yapma,
yemek hazırlamaya katılım sağlanabilir.
Çocuklar bu dönemde kaçırdıkları şeyler yüzünden hayal
kırıklığına uğrayabilirler. Ebeveynler çocuklara uyumları için minnettar
olduklarını sık sık ifade etmeliler. Bu konuda konuşmaları için teşvik
edilmelidirler. Minnettarlığın hem çocuklarda hem de yetişkinlerde akıl
sağlığını güçlendirdiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Oyuncak seçiminde, oyuncağın çocuğun hangi gelişim alanına
hitap ettiğini göz önünde bulundurulmalı ve çocuğun gelişim düzeyine uygun
oyuncaklar seçilmelidir.
Ve yine çocukların yaşlarına göre evde oyunlar oynamalarına
imkan sağlanmalıdır. Örneğin; 3-6 yaş okul öncesi döneminde olan çocuklarının
hayal gücü oldukça gelişmiştir. Meraklı ve enerji dolu yapıları dikkat çeker.
3-6 yaş oyun çağı olarak adlandırılacak kadar oyunun öne çıktığı bir dönemdir.
Bu dönemde tercih edilebilecek oyunların bazıları; “taklit oyunları, sembolik
oyunlar, drama oyunları, el çırpma oyunları, doktorculuk, tamircilik, öğretmencilik vb. meslek oyunları, evcilik oyunları,
hayali oyunlar (mış gibi), el kuklaları ile oyunlar, müzik aletleri ile oyunlar,
Hamur, kum ve su oyunları, parmak boyası, az parçalı yapbozlar” olarak
sıralanabilir.
6 yaş ve üzerindeki çocuklar zamanla yarışılan kurallı
oyunlar oynayabilirler. Tanıma, keşfetme, deneme yaratma istekleri de oldukça
yoğundur. El işi etkinlik setleri, maket yapma, deney setleri, resimli sudoku,
kesme, yapıştırma, çizim yapma, parçaları birleştirme, yap-boz, sportif
oyunlardan jimnastik ve egzersiz oyunları, ailece oynanabilecek kutu oyunları,
zeka oyunları, geleneksel oyunlar, bu dönemde seçilecek oyunlara örnek olarak
sıralanabilir.
Ayrıca çocukların evdeyken tablet ve bilgisayar oyunlarına
karşı ısrarcı olmak, yasaklamak yerine, faydalı ve eğitici oyunlarla ve
videolarla bu isteklerini de zaman kısıtlaması şartıyla karşılamak daha
uygundur.
Özetle, çocuğunda muhatap alınması gereken bir fert olduğu
unutulmamalı, uyumları için minnettarlık göstermekten kaçınılmamalıdır.
Dr. Öğr. Üyesi Ali Bestami Kepekçi