Ekonomi nasıl gidiyor? Birilerine göre aslında pek de iyi
gidiyor.
Mesela benzine gelen art arda zamlardan sonra akaryakıt
istasyonlarında araç kuyrukları oluşmaya başladı. Vatandaş en azından bir
sonraki zamdan etkilenmeme derdinde. En azından bazı kişiler böyle diyor. Ama
gerçek öyle değilmiş.
Açıklama AKP'li Aydemir’den: "Zamlarla ilgili benzin istasyonlarında bir kuyruk yok arkadaşlar.
Kuyruk nereden kaynaklanıyor biliyor musun? Bunu ben Plan Bütçe Komisyonunda
bir iki defa daha altını çizerek söyledim. Araç sayısı fazla ondan kaynaklı."
Kara kış bastırdı, millet kış aylarında faturasını nasıl
ödeyecek bunun derdine düştü. Ama çok da dert etmeye gerek yokmuş. Çözümü Sayın
Bakan hemen açıkladı: “Evlerimizde
özellikle 1 derecelik sıcaklık değişikliği, yani 23 yerine 22 derecede evinizi
ısıtmanın aylık faturanıza etkisi yüzde 7 olur.”
Ha zaten çok da zam geldiği yok doğalgaza. Biz yanlış
yorumlamışız. Sayın AKP eski vekili yaptığı analizi sağ olsun basınla
paylaşmış: “Doğal gaza zam gelmiştir ama
mini mini gelmiştir."
KYK yurtlarında yemek porsiyonlarının küçülmesi ile ilgili bir
haber yapılmış. Bu neden diye gündem olduğunda, böyle bir gündem oluşturmakla
ne kadar büyük bir hata yaptığımızı anlıyoruz. Bizi bu konuda uyaran eski Vekilimize
teşekkür ediyoruz: “Peygamber efendimiz
de mideyi boş bırakın der.”
Artan gıda fiyatları herkesin gündeminde, hatta “mutfakta
yangın var” diye bu hali özetleyenler var. Vatandaş şaşkın ve ne yapacağını
bilemiyor. Allah’tan idarecilerimiz var. Öneriler bu kez AKP Elazığ
Milletvekilinden: " Normal şartlarda ayda iki kilo et yiyorsak yarım
kilo yeriz. Domatesi iki kilo yerine iki tane alırız. Kış günü turfanda
sebzeleri kullanmak zaten sağlığa da çok faydalı değil. Bunlara, bu
fırsatçılara tefecilere, bu fırsatı vermeyelim derim ben" Ha bu arada
bir sağlıkçı olarak şu turfanda meselesine ben de katılıyorum. Her sebze ve
meyve mevsiminde tüketilmelidir. Doğruya doğru demek gerekir yani.
Çıkmış bir milletvekili Mecliste milletin aç olduğunu ifade
etmek için hiç de düşünmeden; "Millet
aç midesine sadece kuru ekmek giriyor" diyor. Altıpasa verilen pas ve
gol: “O zaman aç değiller." Öyle
ya, kuru ekmek yiyorlarmış.
Gerçekten de haksızlık ediliyor sanki ekonomi yönetimine
Ne çabuk unuttuk. 2001 21 Şubat günü Sayın Derviş’in modeli
ile sabit kur rejiminden dalgalı kur rejimine geçilmiş idi. Hatırlayalım.
Merkez Bankası tarafından karar öncesinde 684 bin TL olarak açıklanan dolar
kuru, dalgalı kura geçilmesinin ardından, 1,2 milyon TL’ye yükselmiş idi.
Bankaların yarısı iflas etmiş idi. Para birimi yüzde 100
değer kaybeden Türkiye’de 2002’de iktidarı AKP devralmış idi.
31 Aralık 2004 tarihinde iktidarın gayretleri ile dolar bir
anda 1,2 milyonlardan 1.34 YTL’e evirilmiş idi. Milyondan bire. 6 sıfır silindi
milindi diyorlar ama ben anlamam. 1,34 oldu işte. Milyon değil yani. Hatta hükümetin
üstün gayretleri ile Türkiye’ye sıcak para girişi hızlandı. 4 Ağustos 2008’de
dolar 1,15 YTL’ye kadar düştü.
Ardından hatta bazı ekonomi analistleri 1 doların 1 TL
seviyesine inebileceğini iddia ettiler. Aslında bunu başaracaklardı.
Ama işte onlar var ya onlar. Valla kim bu onlar diye
sorarsanız! Ben de bilmiyorum.
Vallahi şaşırmam
Şu an dolar 12,41. Yani 2002 yılında AKP iktidarının devraldığı
kurun 10,5 katı. Tabii bu hesap 6 sıfır atıldıktan sonra. Birileri çıkıp da “Ne alaka. 6 sıfırı siz mi sildiniz? Biz
sildik. Bu başarı da bize aittir. Doları biz 1,2 milyondan devraldık, şimdi
12,41. Yani biz 96.696 kat düşürdük, daha ne istiyorsunuz!” derse, vallahi
şaşırmam.
Bugün köşemizde ekonomiye iki pencereden de baktık. Siz
hangi taraftan bakmak isterseniz o taraftan bakın!
Ama şunu da belirtmeden yazımı sona erdirmek istemem.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın kaleme aldığı Milli Ekonomi Modelinegöre “Devlet, vatandaşlarının gıda,
barınma, eğitim, sağlık, güvenlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakla
yükümlüdür. Bu haklar doğumla kazanılır. Bir insanın üretim kabiliyeti olsun
veya olmasın her yaşta tüketim hakkına sahiptir. Bu insan olarak dünyaya
gelmesinin sonucudur.”
İşte bu mektepte yetişmiş ve “asgari ücret 10.000 Tl olmalı ve bu rakamın verilmesini devlet garanti
etmeli, işçiye artırılacak asgari ücretin farkını devlet ödemeli” diyen BTP
Genel Başkanı Hüseyin BAŞ bakınız ne diyor:
“Hiç düşündük mü,
asgari ücret kavramı nereden çıktı? Asgari ücret, bir vatandaşın asgari geçim
koşullarını sağlayabileceği ücrettir. İnsani bir biçimde, yoksul olmamak
şartını sağlayabileceği ücrettir. Bu ücret esasında insani ücrettir. Vatandaşın
bu ücreti nereden elde ettiği vatandaşın sorunu değildir.”
Uzun lafın kısası
Bir tarafta “evini daha az ısıt, mini mini zam, mideni boş
bırak, iki kilo et yerine yarım kilo et ye, kuru ekmekle doydu isen haline
şükret” söylemleri, bir tarafta da “Devlet, vatandaşlarının gıda, barınma,
eğitim, sağlık, güvenlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Bu
haklar doğumla kazanılır.” anlayışı.
Kimin yanında olmak lazım. Karar sizin. Ama benim kararım
belli. Ve ben kararımı bir kere daha ilan etmek için, Bağımsız Türkiye
Partisinin, 28 Kasım Pazar günü saat 14.00’de Bahçelievler İstanbul İl
Kongresi'ni gerçekleştireceği Pullman İstanbul
Otel ve Kongre Merkezi’nde olacağım.
Doya doya Genel Başkan Hüseyin Baş’ın ekonomi ve güncel konularla ilgili
olarak manifesto şeklindeki konuşmasını dinleyeceğim. Kıymetli İstanbullular gelin, çözümün adresinde birliğimizi hep
birlikte ortaya koyalım.
İstanbul dışındaki izleyicilerimiz ise ekran başına. (Şu ana
kadar canlı yayın yapacağını açıklayan kuruluşlar: Meltem TV-KRT-Tele 1-Köy Tv-Cem
Tv)
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi