Altı tane kör adamı bir filin
yanına getirirler. Her birisini filin farklı bir yerine götürürler ve onlardan,
elleriyle fili tutmalarını isterler.
Sonra da, tuttukları bu şeyin
“neye benzediğini” tarif etmelerini söylerler.
Körlerden bir tanesi, filin
kuyruğunu tutmuştur ve şöyle söyler: “Fil bir halata benziyor.”
Bir diğeri, filin hortumunu
tutmuştur ve şöyle söyler:
“Fil, iri bir yılana
benziyor.”
Üçüncüsü, filin dişlerini
tutmuştur ve şunları söyler:
“Fil, bir mızrağa benziyor.”
Dördüncü kör, filin gövdesini
tutmuştur, o da şunu söyler:
“Fil, bir duvara benziyor.”
Beşinci kör, filin kulağını
tutmuştur ve şöyle söyler:
“Fil, büyük bir yelpazeye
benziyor.”
Altıncı kör ise, filin
bacağını tutmuştur ve şunları söyler:
“Fil, bir ağaca benziyor.”
Hepsi, filin farklı bir
özelliğini dile getirmişler.
Zihinlerinde filin bütünsel
bir resmi olmadığı için, elleriyle deneyimledikleri şeyin “ne olduğu” konusunda
hiçbir fikirleri bulunmuyormuş.
Elde ettikleri verileri,
yaşamış olduklarından oluşan hatıralarına göre değerlendirip, tarif etmek
zorunda kalmışlar.
Bu nedenle de, yapmış
oldukları bu tecrübeler (filin farklı parçalarını tutmak) ve bunlara bağlı
olarak yaptıkları değerlendirmeler hem bir anlam taşımamışlar, hem de
birleştirdiklerinde filin doğru bir tarifini veremedikleri için de hatalı
olmuşlar.
Bir uygulamada doğru bilgiye
ulaşmak için bütüncül yaklaşım şarttır. Eğer bütüncül yaklaşım içinde
olamazsanız, körlerin fil tarifi gibi yanlış sonuçlara varmanız muhtemeldir.
Toplumda bazen insanlar,
hayatta karşılaştıkları eylemleri ya da nesneleri, körlerin fili tarifleri
gibi, eksik, hatalı ve gerçek şeklinden ziyade, kendi algıladıkları şekilde,
kendi ufuklarına göre tarif etmeye çalışmaktadırlar. Bu da yanlış algılara yol
açmaktadır.
Körlerin fil tarifleri
hikayesini okuyunca seçim dönemine girdiğimiz şu günlerde Prof. Dr. Haydar
Baş’a ait Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet anlayışı ile
yapılandırılan Sosyal Belediyeciliğin taklit edilmeye çalışılması aklıma geldi.
Milli Ekonomi Modeli
Kapitalizm ve Sosyalizmin dışında 3. ekonomik sistem olarak dünya bilim
literatürüne girmiş başlı başına bir sistemin adıdır. Bu sistemde ekonominin
tarifinden başlayarak, para tanımına kadar hemen her ekonomik kavram yeniden
tanımlanmıştır. Ve birçok kavramda ekonomi literatürüne bu model tarafından
kazandırılmıştır. Milli Para, Vatandaşlık maaşı bunlardan sadece ikisidir.
Milli Ekonomi Modelinde
devlet senyoraj geliriyle tüketiciyi ve üreticiyi destekler. Devlet ekonomiye
gerekli müdahalelerde bulunarak sürekli büyümenin de gerçekleşmesini sağlar.
Milli Ekonomi Modelindeki asgari ücret, vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı vb.
çeşitli vesilelerle tüketiciye verilen paralar, modelin sosyal devlet
yansımasıdır. Ve bunlar yukarıda dediğimiz gibi milli para ile sağlanacaktır,
maliyetli para (faiz ile borç alınan para) kullanılmayacaktır.
Milli Ekonomi Modeli’ni
taklit etmeye çalışanlar bütüncül yaklaşımdan uzak oldukları için taklit etmeye
çalıştıkları Sosyal devlet öğeleri ile, çözümden çok sorunları daha da
büyütmektedirler. Çünkü eğer siz Milli Ekonomi Modeline ait öğeleri kapital
sistem içerisinde kullanmaya çalışır, maliyetli para kullanırsanız ekonomi
içinden çıkılmaz hal alır.
Top yekün kurtuluş için,
modelin orasını burası taklit etmek yetmez. Çözüm, modelin bizzat hem de sahibi
tarafından uygulanmasıdır. Bu uygulanmaz ise, yapılan körlerin fil tarifinden
öteye gitmez.
Eğer Rusya uyguladığı Prof.
Dr. Haydar Baş’a ait Milli Ekonomi Modeli ile ayağa kalmış ise; her adımda
Putin’in danışmanlarının gelip yaşadıkları sorunları modelin sahibi ile
paylaşmaları ve O’nu dinlemelerinden kaynaklanmaktadır.
Rusya, bununla da yetinmemiş
tam bundan 6 yıl önce 27 Şubat 2013’de Sayın Baş’ı Rusya Duma Meclisine davet
edip 5 saat dinleyerek; tüm dünyaya “ kapitalizmi ayaklar altına aldığını ilan
edip, uygulamakta olduğu yeni ekonomik sistemin sahibini tüm dünyaya deklare
etmiştir.”
Şimdi ülkemizdeki taklitçi
siyasilere seslenmek istiyorum. Hiç taklite gerek yok, modelin sahibi Prof. Dr.
Haydar Baş aramızdadır. Top yekün kalkınmak istiyorsak, partizanlığı bırakıp
Sayın Baş’a yetki vermemiz şarttır.
Ya vatandaşın yapması gereken
nedir? Yerel seçimlerde BTP adaylarına verecekleri oylarla, modelin sahibine
sahip çıkarak; sosyal belediyeciliğin, hemen ardından tüm Türkiye’de Milli
Ekonomi Modelinin uygulanması taleplerini ilan etmeleridir.
Güzel günler yakındır.
Dr. Öğr. Üyesi Ali Bestami
Kepekçi / 27.02.2018