Yıl 1988.
Benim henüz daha 14
yaşında çocukluktan delikanlılığa ilk adımlarımı attığım yıllar.
Yer Gaziantep.
Haydar Baş Hocamın verdiği
"Birlik Ve Beraberliğin Zarureti Ve Temel Unsurları" adlı
konferanslar serisinin Gaziantep ayağı.
Bu tarih benim için özel
bir tarihtir. Çünkü ilk kez; Haydar Hocamı bu konferansta görme, dinleme ve
tanıma imkanı bulmuştum.
O yıllarda Haydar Hoca,
Yunus misali ülke topraklarını, il ilçe demeden karış karış dolaşarak milli
birlik mayasını ülke sathına yaymaya çalışmıştır. O gün bugündür her fırsatta
hep “Çare, bir ve beraber olmaktır”
diye ifade etmiştir.
“Önce insan” düsturu ile
söylemlerinin ve çalışmalarının merkezine hep insanı almıştır. Bu bağlamda
Gaziantep’teki konferanstaki şu tespiti birliğin merkezine neden insanı
aldığını açıklamaktadır: "Kendi
içinde kavgalı olanın, dış tabiatında faydalı olması mümkün değildir. İnsanın
önce kendi kendi ile uyumlu olması lazımdır. Bu da kendinde inancı hakim
kılması ile mümkündür. Yani Tevhidi evvela nefse kabul ettirmek şarttır."
Haydar Hoca, geçen ay
yayınlanan son eseri ile birlikte fikir dolu ömrüne risaleler hariç tam 53 eser
sığdırdı. Şimdi elimde 1999 yılında yayınlanan “Birliğe Doğru” isimli eseri
var. Bu eserde “Nerelerde Birlik” başlığında Sayın Hocamız 4 madde sıralamış:
1. İmanda, itikatta birlik
2. Kültür birliği
3. Güç birliği, iktisadi birlik
4. Siyasi birlik
Şimdi günümüzden, Sayın
Baş’ın ortaya koyduğu açılımlardan, devrim düzeyindeki faaliyetlerinden sonra o
yıllara bakınca, yol haritasını en başta çizmiş olduğunu görmemek mümkün değil.
Ne mi yol haritası? Ona
kulak verelim:
“Bu Vatan bizim,
Bu Millet bizim
Bu Devlet bizim
Bu Sancak bizim
Bu Bayrak bizim
Sahip çıkacağız, sahip çıkıyoruz. Yaptığımız
işin temeli bu.”
Neler mi yaptı? Bunların
bir makaleye sığması tabii ki; mümkün değil? Ben bu köşe yazısında bazı devrim
düzeyindeki faaliyetlerine sadece başlık olarak değinmekle yetineceğim.
Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt’tir
Ehl-i Beyt'e değerini
verenin Cenab-ı Hakk (cc) olduğunu ifade ederek “Tevhidin, İslam birliğinin
merkezi Ehl-i Beyt'tir.” demiştir. 12.000 sayfadan oluşan Ehl-i Beyt
Külliyatını tamamladıktan sonra, bir konuşmasında “Bugün bu hakikatlerin ortaya çıkmasıyla Allah, inşallah Sünni
kardeşlerimizin gönlünü Alevi, Caferi kardeşlerimize; Alevi, Caferi
kardeşlerimizin gönlünü de Sünni kardeşlerimiz açacak; bir bilek bir yürek
olacağız." diyerek bu açılımdaki hedefini ifade etmiştir.
Hoş Geldin Atatürk
'Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk
tam bağımsızlıktır ve Atatürk birleştirici harçtır.' dediği eserinde Prof. Dr. Haydar Baş, Türk
Milleti ile Atasını buluşturmuştur. Bu eser ve Türkiye’nin her köşesinde
önderliğini ettiği “Atatürk Vatandır Sempozyumları” ile adeta Atatürk, Türk
milletinin bağrında yeniden doğmuştur. Devlet ile milleti, sivil ile askeri bir
bilek bir yürek yapmanın adresi olarak Atatürk’ü göstermiştir.
Siyasette Birlik
Siyasi tarihimizde binlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep olan
sağcılık - solculuk kavramlarına çok farklı bir yaklaşım getirerek önyargıları
yıkmıştır. Siyasal anlamda kullanılan sağ ve sol kavramları ile
dindarlık ve din düşmanlığı kavramlarının eşleştirilmesine karşı çıkmıştır. Bir
konuşmasında "Amerika'ya karşı
çıkan Deniz Gezmiş ve arkadaşları dinsiz! Onlara karşı çıkıp 6. Filo'yu kıble
yapıp namaz kılan sağcılar dindar! Ben bunu reddediyorum, kabul etmiyorum"diyerek tabuları yerle bir etmiştir.
Milli Ekonomi Modeli
Prof. Dr. Haydar Baş, yeni
bir iktisat modeli kaleme almıştır. Geçmiş tarihlerdeki sömürgeciliğin bugünkü
yüzü olan Kapitalist sistemi çökertmiştir. Küresel ekonomi üzerinde sınırsız
hakimiyet kurmak temeline dayanan kapitalizm, dünyadaki birçok savaşın, işgalin
ana sebebidir. Gerçek sosyal devlet oluşturmanın, sömürülen ülkeleri
kurtarmanın, milletlerin insanca yaşamasının reçetesini Milli Ekonomi Modeli
ile ortaya koymuştur. Bugün artık başta BRICS ülkeleri olmak üzere dünyada 4
milyarın üzerinde insan bu sistemden faydalanmaktadır. Milli Ekonomi Modelinin
yayılması ile dünyadaki doların, dolayısıyla küresel sermayenin tahtı
sallanmıştır.
Bu başlıklara toplu halde
baktığımız zaman ne görüyoruz?
Haydar Baş Hocamız, her
fırsatta ve her ortamda ifade ettiği “Birlik” için bir ömür harcamıştır. Belki
de birçok kişinin konuşmaya bile cesaret edemeyeceği farklı konularda, tabuları
yıkarak birleştirici harç hükmünde olmuştur.
Sayın Hocamız, 14 Nisan
2020 sabahı Hakk’a vuslat ederek aramızda ayrıldı. Acımız büyük. Ama biliyorum
ki; “Birlik” yolunda tüm köşe taşlarını yerine koyup, çok ciddi mesafeler
alarak, yıllardır ifade ettiği ülkemizi Kainat Devleti yapmanın tüm
formüllerini bizlere vererek gitti. Birlik diyerek çıktığı yola “bir kişi”
olarak çıkmıştı, bugün yüzbinler oldu.
Hep konuşmalarının sonunda
derdi ya “Var mısınız?”
Evet Hocam, Varız. Bir
kere değil, yüzbinlerce kere Varız.
Son nefesimize kadar,
senin çizdiğin birlik yolunda ve ülkemizi kainat devleti yapma yolunda
mücadelemize, senin bıraktığın yerden devam edeceğiz. Sen bize öyle değerler,
fikirler bıraktın ki yolun yolumuz, emanetin emanetimiz...
Dr. Öğr. Üyesi Ali Bestami
Kepekçi