Çoğunluğun tam bir akıl tutulması yaşadığı ülkemizde insan insandan, anne babadan şikayetçi! Rayından çıkan bir tren, maddemizden mananımıza herşeyimizi yıkıp geçerken, gözler seyirden gönüller idrakten uzak!
Eğri oturup doğru konuşmanın vakti gelip geçerken, yaşadığımız hayatın hayat, gittiğimiz yolun yol olmadığını görmemiz gerekiyor. Kaçımız kazandığımız paradan veya yaptığımız işten memnunuz? Türkiye’de işsizlik bilmem yüzde şu kadar mış! Yalan hem de koskoca bir yalan! Mecbur kaldığı için açlık sınırının altında bir ücrete çalışan insanı siz işi var kategorisine mi koyuyorsunuz yani? Güldürmeyin Allah aşkına! Türkiye’de iş diye babasının, dayısının yanında çalışan insanlar, sizce kendini iş sahibi mi zannediyor? Elbette hayır! Türkiye’de gerçekten işsiz insan sayısı şu an ki rakamın bilmem 4 bilmem belki de 5 katıdır.
Biz iş nedir, para kazanmak nedir hiç bilmedik ve yaşamadık aslında! İş ve para sahibi olmak, geleceğinden, sağlığından, düştüğünde kalkacağından emin olmaktır. Bu ülkede kaç esnaf para kazanmadan 3-4 ay, bir memur maaş almadan 1-2 ay yaşayabilir. Çünkü yokluğu dibine kadar yaşıyor, sonra Allah’a şükür diyoruz, ama bize bu kaderi reva görenlere toz kondurmadan! 2007 seçimlerinden önce bir muhabir İstanbul’da bir adamla konuşuyor. Diyor ki muhabir kadın, “Durumdan memnun musunuz? Adam diyor ağzı bir karış açık, “Elbette domatesin fiyatı hiç artmadı. Hala 3 lira!” Muhabir bu hayatından sonuna kadar memnun olan adama şu soruyu soruyor: “Ne iş yapıyor sunuz?” Adamın cevabı ilginç: “İŞSİZİM.”
Ne diyelim: İyiliği Hiç Bilmemişseniz Zalimliği Yargılamak Zordur.