Kilisli ünlü gazeteci Hıncal Uluç’un geçtiğimiz aylardaki ziyaretinin ardından kaleme almaya başladığı eleştirisel yazı dizilerinin yankıları devam ediyor.
Ağır bir dille eleştirerek Kilis’in pek çok aksayan yönünü masaya yatıran Hıncal Uluç’a, hedef aldığı çevrelerden yine köşe yazılarıyla cevaplar gecikmedi. Bir nevi savaş başladı. Sen şunu yaptın öteki bunu yapmadı! şeklinde karşılıklı atışmalar devam ede dursun, Kilis yine aynı Kilis olarak kalıyor unutmayalım!
Hıncal Uluç mevki ve yetki sahibi olarak doğduğu şehre 63 yıl gelmemek ve yeterince sahip çıkmamak ile suçludur elbette. Ancak 2002 yılından bu yana her türlü imkan ve iktidara sahip olanlar, bu şehri ileri değil de geriye taşıyanlar Uluç’tan 1 milyon kez daha suçludur.
Önce oturup insanların bunu değerlendirmesi gerekir. Yıllardır Kilis’in durumu ve hali ahvali dile getiriliyor. Efendim Kilis’te üzümcülük bitirildi deniliyor, karşıdan “Yok öyle bir şey her şey yolunda” cevabı geliyor. Kilis’te alt yapı ve şehircilik kötüdür söylemi ortaya atıldığında, “Hayır Efendiler biz şu kadar yatırım yaptık” diye konuşuluyor.
Yani şu anda Kilis’te balta suya düştü, suyu inek içti inek dağa kaçtı yandı bitti kül oldu hikayesinden başka bir terane okunmuyor aslında!
Herkes yaptıkları ile övüne dururken Kilis’in genel hali ve ahvali hep aynı kalıyor. Bir kör döğüş devam ederken, silleyi kavgaya ayırmaya çalışan kişi mesabesindeki Kilisliler yiyiyor.
Ancak her yaptığı gösteriyi batıran başarısız bir ilizyonisti alkışa boğan seyirciler gibi, bu kötü gidişe alkış tutanlar da destekleyenler de, şehrimizin bu hale gelmesinde en az yetki sahipleri kadar suçlu ve sorumludur.