Geçtiğimiz yıl itibariyle beklide üzerinde durulması gereken en önemli olayların başında dünyadaki misyonerlik faaliyetleri gelir. Yenidünya düzeni, Büyük Ortadoğu, Ilımlı İslam, Dinlerarası Diyalog gibi isimler adı altıda milletlerin dini ve milli yapıları yozlaştırarak işgal hareketleri hız kazanmıştır. Tarihte sürekli olarak Müslüman Türk milleti üzerinde türlü oyunlar oynanmıştır. Her zaman olduğu gibi bugünde maalesef bu faaliyetlerden en fazla zarar gören yine Aziz milletimiz ve devletimiz olmuştur. Misyonerler, her ülkenin zararında ise o ülkenin vatandaşlarından bazılarını piyon olarak kullanılmıştır.
Dini hizmetler adı altında yapılan bazı sinsi faaliyetlerle, artan misyonerlik hizmet ehli diyalogcu ağabeyler(!) tarafından korkulacak bir şey yok, din değiştirenler eskiden o dine mensup olanlar, ya da o dine mensup olduğu halde gizlenenlerin açığa çıkmasıdır diyerek hedef saptırılmış, adeta din değiştirenler gizlenerek pirim verilmiştir. Bu sayede açılan binlerce kilise evleri ve dinlerini değiştiren binlerce Müslüman evladı arada kaynayıp gitmiştir.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sayın Ali Gedik Beyin Meltem televizyonunda yaptığı bir konuşmada Geçtiğimiz 2005 yılı içerisinde ülkemizde cereyan eden misyonerlik faaliyetleri, son elli yıl içerisinde yapılan çalışmaların toplamından daha fazla olmuştur. Tespiti gelinen noktanın anlaşılması için çok önemlidir.
Misyonerlik faaliyetleriyle artık hemen her şehir, kilise evleri, kilise kültürü, haç
Papaz, haham gibi terimlerle tanışmış. Bizlerin çocukluk dönemlerinde adını bile duymadığımız terimlerle, çocuklarımızın körpe dimağları çoktan tanışmış oldular. Dinlerarası diyalog faaliyetleriyle getirilmiş olduğumuz bu hale vesile olanları bir kez daha Allaha havale ediyorum. Yaptıklarının hesabını gerek tarih, gerek millet ve gerekse de Allah huzurunda vereceklerdir.
Yapılan bir iş; neticesiyle ölçülür. Muhataplar ne derse desin gelinen nokta; ne dinimiz ne de milletimiz açısından iç açıcı değildir. Vatanın bütünlüğü tehlikededir. Misyonerlerin faaliyetlerine hala sadece dini bir mesele gibi bakılmaktan vaz geçilmelidir. Yapılan faaliyetlerin dini olmaktan çok, siyasi olduğunun tespitini ilk defa Prof. Dr. Haydar Baş yapmıştır. Hala bu konudaki uyarılarına devam etmektedir.
2005 yılının huzur adına anılacak maalesef bir tarafı yoktur. Gerek siyasi, gerek ekonomik, gerek kültürel açıdan milletimiz adına pek güzel bir tarafı görülmemektedir. Ancak yarınlardan umudu kesmek bizim inancımızda ve kültürümüzde yoktur. Umudu gönlümüze gömdük ve ellerimizi Allaha açtık. Yarabbi milletimizi; karanlık gecenin sabahına erdir Diye dua ve niyazda bulunuyoruz.
UĞUR KEPEKÇİ