Son günden başlayıp, geriye doğru giderek bir ufuk turu oluşturmaya kalkışırsak, bunu birlikte müşahede etmiş oluruz. Kısaca birkaç örnek verelim;
Asrın soykırımı, İsrailin Filistinlileri en gelişmiş silahlarını ve füzelerini kullanarak, gerçekleştirmiştir.Bu korkunç soykırım karşısında; hangi dine, hangi ırka, hangi millete ait olursa olsun topyekün bir insanlığın suskunluğuna şahit olduk. Bu suskunluk insanlığın ne kadar duyarsız ve ruhsuz bir duruma düştüğünün de göstergesi olmuştur.
Tarımda kendine yeten ender uluslardan biri olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, yanlış politikalar nedeniyle tarım ürünleri ithal eden devletler arasına girdik.
Ekonomik sıkıntıları yüzünden kapanan büyüklü küçüklü işletmeler, dolayısıyla işten çıkartılan binlerce insan açlığa yoksulluğa mahkum edildi.
İç borç, dış borç oranları hızla artarak, devletin ulusal güvenliğini tehdit edecek bir hal aldı.
***
Ekonomik kriz bütün dünyayı kasıp kavururken ve en fazla etkilenen ülkelerden biri olmamıza rağmen, Başbakan R. T. Erdoğan, biri birinden ilginç ve farklı açıklamalarda bulunmuştur;
İlk başta;
''Ülkemizde, şu anda böyle anlatıldığı şekilde bir kriz söz konusu değildir
sonra;
Kriz tepe noktasına ulaştı ve inişe geçmiştir
daha sonra;
Hamdolsun kriz bizi teğet geçecek
daha sonra da;
Türkiyedeki olay psikolojiktir. Ve Türkiyede kasıtlı olarak psikolojik olarak bu krizi körükleme gayreti içinde olanlar var.
Dedi
***
Sosyal haklar, özgürlükler bahanesiyle, başka dinlere, başka milletlere kendi ulusal bütünlüğümüzü tehdit edecek kadar haklar verilmeye çalışılmış, yabancılara toprak satışlarında, yabancı vakıflara verilen haklar bağlamında artışlar kaydedilmiştir.
Sözde Alevi vatandaşlara verilecek hakların altında, başka niyetlerin olduğu, AKP İstanbul Milletvekili Reha Çamuroğlu, tarafından şu ifadelerle dile getirdi;
Azınlıklar, Lozanda tanımlanmıştır. Ama bize Süryanilerden de Bahai ve Yezidilerden de sorunlar geliyor. Kendilerini itilmiş, kenarda tutulmuş, ikinci sınıf vatandaş olarak hissettiklerini söyleyenler var. Demokratik bir devlet, vatandaşları arasında ayrımcılık yapamaz. Yapacağımız açılım ve çözüm politikalarında, onları da hesaba katmak zorundayız dedi.
***
Bir grup sözde aydınlar, ortaklaşa hazırladıkları Ermenilerden özür dileme kampanyasını başlatarak tarihi gerçekleri çarpıtma gayretlerine girmiştir. Bu konuda, Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak,"Bizim burada görüşümüz, yapılanları kesinlikle doğru bulmuyoruz. Özür dileme yanlış olduğu kadar zarar verici sonuçlar da doğurabilecek bir davranıştır" açıklaması yapmasına rağmen
Cumhur Başkanı Abdullah Gül;
"Herkes fikrini özgürce ifade edebilir."
İfadesini kullanmıştır.
2009 hakkında umut beklemek için farklı şeyler söylemek, farklı yollara devam etmek gerekmektedir. Her şey eski tas, eski hamam misali devam edecekse, boşuna umutlarınızı bekletmeyin, atın gitsin,sırtınızda yük olmasın
Her şeye rağmen insanlık çözümsüz değil, çaresiz değildir; çare vardır. Çare; Milli Ekonomi Modelindedir.
UĞUR KEPEKÇİ