Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinin en kritik günlerini yaşamaktadır. Sözde Ermeni soykırımı yasası, terör, ABD görüşmeleri, AB raporu
derken; devletin ve milletin omurgası ile oynanmak istenmektedir.
Türk milletinin tarihi, geleceği, hemen her türlü varlığı yok edilmeye, genleri bozulmaya çalışılmasına rağmen; vatandaşlarımız, hâlâ geleceği üzerinde örülen çorapları anlamaktan çok uzaktır.
Devlet olarak sürekli savunma pozisyonuna bürünmüş, hemen her konuda bir şeylere zorlanmaya çalışılmaktayız.
***
Son günlerde yaşanan olaylarla, nelere zorlandığımıza bir bakalım:
& Asla doğru olmamasına rağmen, sözde Ermeni soykırımını tanımak zorunda bırakılmaya,
& Teröristlerle masaya oturup, onların istek ve arzularına cevap verilmeye,
& İç ve dış güvenliğimizi sağlamak dahil olmak üzere, ABDden onay almadan bir adım atmamaya,
& AB ilerleme raporunda neredeyse ön koşul olarak istenen; Türklüğe hakaretin önünü tıkayan Türk Ceza Kanununun 301. maddesinin değiştirilmesine, çalışılmaktadır.
***
Bu yazımızda diğer konulardan çok 301. madde üzerinde durmak istiyorum. Önce değiştirilmek istenen bu maddeye bir göz atalım:
Türk Ceza Kanununun 301 maddesi;
(1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi; altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
***
301. madde, hukukçular tarafından değerlendirilmeli ama, madem biz de bu vatanın bir ferdiyiz; bizim de vatandaş olarak mutlaka bir şeyler demeye hakkımız olmalıdır.
Hukukçuların yapacağı yorumlara bir şey dediğimiz yok ama, akl-ı selim olarak düşünecek olursak; Avrupa Birliği (AB) asla; tarihine, dinine, şan ve şerefine bağlı bir Türk milleti istemiyor.
Böyle bir dayatma, özellikle bize yapıldığına göre, bu Avrupa Birliğinde bizim ne işimiz var?! Kriterlerin içine hakaret edebilme özgürlüğü konulmak isteniyor, millet olarak doğru dürüst bir tepki bile ortaya koyamıyoruz. Devletin en tepesinden, en sade vatandaşına varıncaya kadar; madem AB istedi, öyleyse yapalım diyebilenler çıkıyor.
Aman Allahım
! Bu nasıl iştir? Bu nasıl şartlanmadır? Koca Çınara bu kadar mı çok kurt düşmüş? Bu kadar mı bu millet zillete müptelâ olmuş? Kendine hakaret edilmesinin önünün açılmasına bu kadar mı meraklıymış?
***
Şimdi, Allah için soruyorum, bu madenin kaldırılması kimin işine yarayacak? Kim bu madenin kaldırılmasını istiyor? Kimler buna destek veriyor ve verecek?
İzlemeye devam edin..!
Kim kimin dostuymuş, görmeye ve anlamaya çalışın!
301. madde ile oynamak; Türkün haysiyetini yok saymaktır, Türkün genleriyle oynamanın önünü açmaktır. Bu aşağılanmaya nasıl razı olabiliriz..!
Dün, hayal bile edilemeyen bir çok felaket; bundan bir şey olmaz diye diye bugün başımıza geldi.
***
Ben Türküm ve kendime hakaret edilmesine asla ve asla müsaade etmiyorum.
Uğur KEPEKÇİ