Bir garip ülkeyiz ki; gerek medya, gerekse alışageldiğimiz siyasilerimiz, vatandaşlarının gerçek bilgiye ulaşmalarına engel olmaktadırlar. İnsanların düşünceleri görsel ya yazılı basın yoluyla istenildiği gibi yönlendirilmeye çalışılmaktadır. Sonunda da yapılan işin faturasını hem fert hem de millet olarak çekmekteyiz.
Son zamanlarda bazı medya çevrelerinde anketler dolaşmaktadır. AKP iktidarının arkasındaki halk desteğinin son süratle yitirilmesi karşısında panikleyen çıkar çevreleri, yeni oyunlar sahnelemeye koyuldular. AKP nin halk desteğinin devam ettiğini, asıl değişen dengelerin diğer siyasi partilerde olduğu haberi pompalanmaya çalışılmaktadır. Görünen o ki erken seçim ihtimalini göz önüne alan bazı çevreler; kendi rant elde ettiği siyasi oluşumları gündem etmeye çalışarak, doğru olmayan anketler düzenlemektedir.
Milletimiz her zamanki gibi aldatmaca anketlerle farklı mecralara doğru yönlendirilmeye çalışılmaktadır. Ama artık milletimiz yapılan aldatmaca anketlerin ne manaya geldiğini gayet iyi anlamaktadır. İnternet haber sayfalarında yayınlanan haber yorumlarında hemen her yorumcu yapılan anketlerin aldatmaya yönelik olduğu tespitini yapmaktadır. Milletimiz adına gelinen bu nokta sevindiricidir. Milletimizin öğle sessiz durduğuna bakmayın, başına ne gibi çoraplar örülmeye çalışıldığını anlamaktadır.
Gerçek anketler milletimizin kendisindedir. Milletten kopuk masa başı ya da birkaç çıkar çevresinin oturduğu yerden uydurduğu anketler gerçeği yansıtmamaktadır. Anketler çarşıdadır, pazardadır, köydedir, delinmiş ceplerde, aç karınlarda, soğuktan donmuş bedenlerdedir. Yüreği tutan onlara sorsun, bu gidişten, halinden, ülkenin durumundan memnun musun? diye? Cevaptan öte ortaya koyduğu tepkisini yüzünden okumak bile gerçeğin kendisini yansıtmağa yeter artar bile. Sokaktaki vatandaşa bir dokun bin ah işitirsiniz sen ne demek istiyorsun kardeşim halimizi görmüyor musunuz? sözleri sıkça duyduğumuz sözler arasındadır.
Seçimlerden hemen sonraydı; Esnaf bir dostumun ziyaretine gitmiştim. Dükkânında, hemen koltuğunun arkasında yukarıda asılı bir fotoğrafa rastlamıştım. Fotoğraf, Sayın Tayip Erdoğanla yan yana esnaf arkadaşımın birlikte çektirmiş olduğu bir fotoğraftı. Kendince bir gurur içinde bir ülkenin Başbakanı ile çekilmiş fotoğrafını duvarında taşıyordu. Şimdilerde o fotoğraf esnafın duvarını süslemiyor.
Ziyaretine gittiğimde fotoğrafın yerinde olmadığını görünce sordum: Hayrola fotoğrafa ne oldu?
Bir ümittir peşlerine takıldık. Aha bugün, aha yarın bekledik durduk. Siftahsız dükkân kapattığımız, günden güne eriyip yok olmaya yüz tuttuğumuz bir zamanda, bu fotoğrafın duvarımda durmasının ne anlamı var ki? Dükkânıma girip çıkan esnaf arkadaşlarında tepkisini almaktaydım. Fotoğrafı indirmekte buldum çareyi. Diye cevap verdi. Bırakın sempati duyanları, gerçek taraftarlarını bile kaybeden siyasilerin oyunlarını Bağımsız Türkiye sevdalıları bozacaktır.
Anket düzenleyenler eğer vatandaşın kendisine sorsalar bu sonuçların çıkmasına imkân yoktur. Milletimiz suni gündemlerle uyutulurken açlık sınırının altında yaşam mücadeleleri devam etmektedir. Zamlar yeni yılla beraber hız almış, vatandaşın ayak uydurması artık imkânsız bir hal almaktadır. İktidar her geçen gün kan kaybetmektedir. Çıkar çevreleri anketleri kendine yontmaya devam etsin. Milletimiz iktidar sahiplerine gereken dersi vermeye sessiz ve derinden bir bekleyişle sandığın önüne konacağı günü beklemektedir.
UĞUR KEPEKÇİ