Bildiğiniz gibi Galatasaray kulübü Ali Sami Yen stadına ve tesislerine veda ederek Seyran tepedeki yeni yerine taşındı. Basından takip ettiğimiz kadarıyla her yönüyle çok mükemmel kompleks bir tesis yapılmış. Emeği geçenleri tabi ki kutlamak gerekir.
Yazılı ve görsel basında ?Aslan yeni Mabedine taşındı? ifadesine yer verilmektedir. Ancak bir spor kompleksine basın tarafından yakıştırılmaya çalışılan ?mabet? terimini hiç de yakışık bulmuyorum.
Bildiğiniz gibi mabet tapınak anlamındadır. İnsanlar maçlara takımlarını desteklemeye, deşarj olmaya ve belli bir mutluğu paylaşmaya gelirler?
Mabetlere ise tanrılarına ibadet etmeye gelirler. Siz spor yapmayı tapınmayla birbirine karıştırırsanız, insanları fanatizme kendi elinizle sürüklersiniz. Sonrada sporun yerini şiddetli çekişmeler, kavgalar ve düşmanlıklar alınca da şikayetçi olursunuz?
Mademki spor müsabakalarında çıkan, sokaklara taşan olaylardan şikayet ediyoruz o zaman toplumun yatışmasını, barışmasını sağlamanın yolu; fanatizme giden yolları tıkamaktır. Spor komplekslerine mabet, iyi oynayana ilah gibi yakıştırmalar yapılması, basit bir olay gibi görünse de işin aslından sapmasına sebebiyet verilmektedir.
Maalesef ülkemizde en fazla ihlal edilen kavram kargaşası hayatın her sahasında kendini göstermektedir.
Beyler bayanlar, toplumsal barışa katkı sağlamak istiyorsanız eğer, sapla samanı bir birine karıştırmamalı, her kavram yerli yerinde kullanılmalı, kimse kimseyi bilerek yada bilmeyerek yanlışa sürüklememelidir.
Dikkat ederseniz, yaşanan olaylardaki problem hep aynıdır. Bilgisizlik, dikkatsizlik?
Sıradan bir olay gibi görünen bu hadisede de kendini gösteren aynı şeydir. Bilgisizlik dikkatsizlik?
Ben yaptım oldu, ben söyledim tuttu mantığı?Yada laf olsun torba dolsun?
Sporcuyu ilah, statları salonları mabet ilan ederseniz, ya taraftarı ibadet yapıyormuş gibi sporda fanatizme sürüklersiniz, yada birileri mabetleri salon, ilahları oyun oyuncak etmeye kalkışır, o zaman da batman çağıla karışır. Hadi çıkın işin içinden çıkabilirseniz.
Toplumda yaşanan sıkıntıların sebebi de bu değil mi? Hemen her konuda ağzı olan konuşuyor; laf olsun torba dolsun?
Halbuki sonucu hesap edilmeden yapılan her iş yada söylenen her sözün toplumsal yansımalarının olduğunu aklımızdan çıkarmamalı, herkes üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir. İşte o zaman özlenen toplum yapısına kavuşulur.
UĞUR KEPEKÇİ