Bir milletin gücünü ve varlığını sürdürülebilmesi için onu ayakta tutacak, her türlü tehlikeye karşı koruyabilecek ruha ve gayrete sahip kararlı kimselere ihtiyaç vardır.
Devletin bekasını milletin selametini savunmak ve korumak sıradan bir iş değildir. Bilgi ister iman ister yürek ister sebat ister…
Kurtuluş mücadelesi öncesinde işgal olmuş yağmalanmış düşman çizmesi altında ezilmiş topraklarımızda namusumuz, izzet ve şerefimiz çiğnenmişti.
Aziz vatanın işgal ve işkence altında kalmasına bir gün bile tahammül edemeyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum Kongresi hazırlıkları için Sivas'tan Erzurum'a geldiğinde dava arkadaşlarıyla bir toplantı yaptı ve onlara gerekli açıklamaları yaptı.
Nutuktan "Milli Gaye ile Ortaya Atılma Kararı" başlığı altındaki toplantıda yaptığı konuşmadan bir bölüm aktaralım:
"Kendilerine genel ve özel durumu açıklayarak tutulması gerekli olan yolu anlattım. Bu münasebetle en elverişsiz durumları, genel ve şahsi tehlikeleri; her ihtimale karsı göze alınması kaçınılmaz olan fedakârlığı dile getirdim. Bir de "Milli gaye ile ortaya atılacakların bugün yok edilmesini düşünen, yalnız saray, Hükümet ve yabancılardır.
Ancak, bütün memleketin aldatılmasını ve aleyhimize çevrilmesini de ihtimalden uzak tutmamak gerekir. Millete önder olacakların, her ne pahasına olursa olsun amaçtan dönmemeleri, memlekette barınabilecekleri son noktada, son nefeslerini verinceye kadar, bu amaç uğrunda fedakârlığa devam edeceklerine daha işin başında karar vermeleri gerekir. Kalplerinde bu gücü duymayanların teşebbüse geçmemeleri elbette isabetli olur. Çünkü aksi halde hem kendilerini hem de milleti aldatmış olurlar.
Bir de söz konusu görev, resmi makam ve üniformaya sığınarak, altından yürütülebilecek türden değildir. Bu tarz bir dereceye kadar sürdürülebilir. Fakat artık, o devir geçmiştir. Açıkça ortaya çıkmak ve milletin hakları adına gür sesle bağırmak ve bütün milleti bu sese ortak etmek lazımdır." (Nutuk / Milli gaye ile ortaya atılma kararı)
Değerli dostlarım! Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra her geçen gün Cumhuriyetin kazanımlarını kaybetmemize, ulus devlet anlayışından ve milli benliğimizden uzaklaşmamıza sebep olanlar Atatürk'ü anlamaktan uzak kimselerdir. Onların dünyasında, şahsi menfaatleri milli menfaatlerinin önüne geçmiş vaziyettedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş ayarlarına dönebilmesi için Atatürk'ün tarif ettiği lider ve önderlere olan ihtiyaç zaruridir.
Nutukta ne diyordu Atamız?
"Millete önder olacakların, her ne pahasına olursa olsun amaçtan dönmemeleri, memlekette barınabilecekleri son noktada, son nefeslerini verinceye kadar, bu amaç uğrunda fedakârlığa devam edeceklerine daha işin başında karar vermeleri gerekir. Kalplerinde bu gücü duymayanların teşebbüse geçmemeleri elbette isabetli olur. Çünkü aksi halde hem kendilerini hem de milleti aldatmış olurlar."
Atatürk'ün tarif ettiği lider ve kadro Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), lideri Hüseyin Baş ve kadrosudur. Bu tespit bir hamaset değil gerçeğin kendisidir. Görene!