Genellikle doğru davranış sergilemeyen, yanlış adımlar atanlara kullanılan bu tabiri kusura bakmasın ama Sayın Başbakana kullanmak zorunda kalıyoruz. Ve diyoruz ki; ?Başbakan nereye koşuyor.?
Daha iktidara gelmeden önce başlayan akıl almaz olayları şöyle bir gözümüzün önüne sermeye çalışalım müsaadenizle?
İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı iken Şiir okumakla başlayan cezaevi serüveni sayesinde mağduriyet rolü ile iktidarın kapıları aralanmaya başladı?
Refah Partisindeki siyaset hayatından sonra kendine AKP ile yeni bir yol haritası çizen Sayın Başbakan ?biz milli görüş gömleğini çıkarttık. Ve değiştik? demişti.
Batılı dostlarının desteğini almak ve onlara teslimiyetinin biatı konumunda olan; ?gerekirse iktidar için papaz elbisesi bile giyeriz? sözü manidardır.
İktidara geldikten sonra yapılan uygulamalarla gerek dini gerek milli konularda akıl almaz uygulamalar ve sözlere imza attı. Dinlerarası diyalog ve medeniyetler ittifakı konusunda attıkları adımlar sayesinde açılan kiliseler ve kilise evleriyle memleket toprakları adeta misyoner cennetine döndü?
Milli unsurlara ve milli duygulara zarar verecek tarifler getirdi; ?Biz bölgesel milliyetçiliği, ırksal milliyetçiliği ve dinsel milliyetçiliği reddediyoruz? dedi. (Allah aşkına milli olan her duygunun reddi değil mi bu anlayış)
Satılan kamu kurum ve kuruluşları, madenler, topraklar, küresel sermayeye teslim edilerek devlet daha fakir bir hale dönüştü.
Terörist başı Öcalan?ın yıllardır dillendirdiği Kürt sorunu sözünü bizzat kendisi de dillendirerek onların faaliyetlerine bir yerde meşruiyet kazandırdı.
Kandilden gelen terör örgütü elemanlarının ülkemize davulla zurnayla gelerek, devletin yargı mensuplarını ayaklarına kadar getirecek kadar küçülten kanuni düzenlemelere imza atıldı.
Her gittiği yabancı memlekette bulunan Türk vatandaşlarına ?Alman vatandaşı olun?, ?Fransız vatandaşı olun? gibi tavsiyelerde bulunarak onların bir yerde asimile olmasına zemin hazırladılar.
Asırlardır Müslüman Türk?ün kanının döküldüğü, canının alındığı akıl almaz işkencelere maruz bırakıldığı Haçlı seferlerine, dünyada hiçbir vicdan sahibinin kabul edemeyeceği bir tarif getirdiler; ?haçlı seferleri, aslında farklı kültürlerin birbiriyle kaynaşma hareketidir.? Diyebildiler.
Daha neler neler?Buraya kadar yapılanlar bile bize, ?Başbakan nereye koşuyor.? Diyebilme hakkını doğuruyor sanırım. Siz ne dersiniz değerli dostlar!
UĞUR KEPEKÇİ