Şu açılım bu açılım derken, alçılımın gündem edildiği ilk anlardan itibaren, bu açılımın Ermeni açılımı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Haydar Baş, gerek Meltem TV deki eko analiz programında, gerekse de Gaziantep il kongresinde yaptığı açıklamalarla tekrar bu meselenin altını çizerek olası tehlikelerden bahsettiler.
Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolde yer alan soykırım iddialarını araştırmak üzere tarih komisyonu kurulacak maddesi üzerinde duran Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, kurulacak komisyondan Türkiyenin lehine bir kararın çıkmasının mümkün olmadığını söyledi.
BTP Genel Başkanı şöyle konuştu: Kim kuracak bu komisyonu? Bu komisyonu bu bölgede hesabı olan devletlerden Fransa, İtalya, İngiltere, İsviçre ve de bizdeki bizdekiler (!) bu komisyonu kuracak. Bunların verdikleri raporlar geçerli olacak ve bu raporlara göre soykırım yapıldı yapılmadı tasdik edilecek. Diplomatların yapacağı milletinin muhafaza ve müdafaasını gerektiren eylemi, siyasiler geliyor tarihçilere yaptırıyor. Peki, bundan sonra ne olacak? Ben raporu size söyleyeyim. 1915 yılında Türkler Ermenileri kırdı. Özeti budur. Arkasından ne gelir? Elbette tazminat talebi gelir.
Prof. Dr. Baş, aslında Ermenilerin bu konudaki niyetlerinin tanınma, tazminat ve toprak talebi şeklinde üç aşamada meydana gelebileceğini yaklaşık 10 yıl önce Trabzonda düzenlenen Ermeni soykırım iddialarını ret ve AB ye hayır mitinginde dile getirmişti.
Bakınız değerli dostlar Sayın Başın haber verdiği tehlikeler zamanı gelince bir bir yaşanmaktadır.
Sayın Başa geçenlerde; Hocam siz meseleleri öyle bir tahlil ediyorsunuz ki gelecekte de bunlar gerçekleşiyor. Bunu nasıl açıklarsınız diye bir soru sorulduğunda, Sayın Baş, Nasrettin hoca hikayesini anlatmıştı. Nasrettin hoca bir bakmış ki adamın biri ağaçta elinde bir testere, bindiği dalı kesiyor. Hoca adama seslenmiş bre adam yanlış dal kesiyorsun şimdi düşeceksin. Adam kulak asmayıp dalı kesmeye devam etmiş. Biraz sonra daldan düşmüş. Koşarak hocaya gelmiş; hoca hoca sen benim düşeceğimi bildin ne zaman öleceğimi de bilirsin. Hoca da bre oğlum ben gördüm ki bindiğin dalı kesiyorsun, tabi ki biraz sonra düşeceğini bilirim, çünkü bunu ben görüyorum diye cevap vermişti. İşte bende hangi dalı kestiklerini gördüğüm için önceden uyarıyorum. Şeklinde bir cevap vermişlerdi.
Maalesef hükümetteki siyaset, talimatla hareket ettiği için, almış eline bir testere bindiği dalı kesiyor. Bilmiyor ki birazdan düşecek!
Düşecek düşmeye de bari millete bir zeval gelmese!
UĞUR KEPEKÇİ