Seçimden hemen sonra başlayan krizlerin merkez noktası anayasa değişikliğine ve genel affa odaklanmaktadır. Geçtiğimiz günlerde 60. Hükümet'in Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'den genel afla ilgili çarpıcı bir açıklama gelmişti.
"Devlete karşı işlenmiş olan suçlarla ilgili af her zaman gündeme gelebilir." Demişti.
Mecliste yemin krizi ile başlayan süreç yavaş yavaş bazı kanuni düzenlemeler yapılarak milletvekili dokunulmazlıklarının kapsamının daha da genişletilmesine imkan sağlanması, krize sebep olan vekillerin affedilmesi, dolayısıyla devlete karşı işlenen suçların affedilmesi her an gündeme gelebilir.
Yeni rotanın bu şekilde seyredeceğini bu söylentilerin halk arasında en tabana ulaştığından anlıyoruz. Sokaklarda, cemaatlerde, arkadaş toplantılarında iş dönüp dolaşıp bu eksene çekiliyor.
Son zamanlarda önceden çizilen rotalar, senaryolar, önce halka değişik yollardan dikte ediliyor, arkasından fısıltı gazetesi dediğimiz gönüllü yada maaşlı toplum mühendisleri tarafından konuşuluyor ve toplum istenilen yöne sevk ediliyor.
Şimdilerde halk arasında konuşulan şudur; ?Yasaklarla milletin iradesine konulan ipoteklere artık son verilmeli, bu anayasa yamalıklı bohçaya döndü, bu anayasanın işlevi kalmadı, artık tamamıyla sivillerin yapacağı bir anayasaya sıra geldi. İsteyene istediği kadar özgürlük verilmeli, toplumun mutluluğu için herkese kendini ifade edebilecek fırsat verilmeli?? gibi ifadeler sıradan vatandaşlar arasında bile dillendirmeye başladı. Ülkenin neresine giderseniz gidin ifadeler aşağı yukarı biri birinin aynısıdır.
Her şeyde olduğu gibi bu meselede de vatandaş çok fazla bilgili olmasa da iktidar sahiplerinin değirmenine su taşımaya hazırlanmaktadır. Zemin buna göre oluşmaktadır.
Süreç, terörist başını teslim eden iradenin istediği rotada, istediği şekil ve zamanlamasında işlemekte, millet de kuzu kuzu yönlendirilmek istenen yöne doğru gitmektedir.
Açık bir ifade ile söyleyecek olursak ?bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete?
Zannetmeyin ki yaşananlar rastlantı yada tesadüf olsun. Olayların birbiri ile ilişkilerini zincirin halkaları gibi birleştirdiğinizde oynanan oyunun figüranlarını, yazanlarını, oynayanlarını, sebeplerini, sonuçlarını anlarsınız. Sadece ilgili ve sorumlu bir gözlükle olayları tahlil ediniz, görürsünüz.
Ancak pek de görebileceklerin çoğunlukla olacağını sanmıyorum. Çünkü olayların perde arkasını tahlil edecek bir bakışa sahip olunsaydı, zaten bu hâllere düşmezdik.
Ne yapalım, elden gelen bir şey yok şimdilik. Bekleyip göreceğiz. Allah cümlemizi kötü akıbetlerden korusun ve uyanık gönüller ihsan eylesin. Amin?
UĞUR KEPEKÇİ