Millet olarak nemelazımcılık hastalığına tutulmamıza rağmen, BOP konusunun mutlak aydınlığa kavuşması gerekmektedir. Devlet ve millet nokta-i nazarında nemelazımcılık o ülkenin batışına sebebiyet verebilir.
Hikaye edilir;
Kanuni Sultan Süleyman, devletini olabilecek en yüksek seviyelere çıkarır; ama, bu imparatorluğun bir gün çökebileceği endişesini de sürekli hayalinde taşırdı. Kafasındaki bu soruyu zamanın velisi ve aynı zamanda süt kardeşi olan Yahya Efendiye sorar;
- Günün birinde Osman oğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı?
Aldığı cevap çok mandardır;
Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlıklar ayyuka çıksa,
işitenler de nemelazım deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de, çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa, gizleseler, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryadı göklere çıksa da, bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayiş ve emniyete vesile olan, itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir
Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı; Biz, Medeniyetler ittifakının olabileceğini kanıtlayacağız
Ortadoğuda oluşacak oluşumlarda (BOP kapsamında) ABD ile stratejik ortağız
İspanya Başbakanı ile ortaklaşa yürüttüğümüz Büyük Ortadoğu Projesinin Eş Başkanları olarak yürütmekte olduğumuz görevler devam edecektir.gibi kültürümüzle tarihimizle yakından uzaktan alakası olmayan bu söylemlerin, görevlerinin ne manaya geldiğini
Devlet olarak üslenilen bu görevlerin millet olarak bize yükledikleri sorumlulukları mutlak öğrenmek zorundayız. İşte onun için BOP, gerekirse fert fert anlatılmalı, yazılmalı, çizilmeli, sorgulanmalıdır.
Mesela; seçimlerde oy kullanan vatandaşların kaçta kaçı Başbakanın BOP Eş Başkanı olduğunu bilmektedir. Seçimde vekaleti alınan milletimiz sandıkta oy kullanırken, Başbakan mı seçti? BOP Eş Başkanı mı seçti? Bunlar gerçekten çok önemli sorulardır. Millet olarak bunları öğrenmeye herkesin hakkı olmalıdır.
BOP, öğle yazılması yada okunması dile kolay gibi gelen basit bir sözcük değildir. BOP bir milletin tarihinin karakterinin kültürünün dininin dilinin sınırlarının yeniden düzenleneceği haçlı batının lehine asırlardır planlanan bir projedir. Bütün ayrıntıları şeytanca planlanmış, para kaynaklarından insan kaynaklarına, her şey en ince ayrıntısına varıncaya kadar hazırlanmış, iktidara gelişin; halk tabanından cemaat bağına varıncaya kadar topyekün bir milletin duyguları, istek ve arzuları, gen haritaları çizilmiş, en ince yapıları tesbit edilerek damardan kuşatılmıştır. Tezgah çok düzenli işlemekte; herkes rolünü en güzel şekilde oynamaktadır.
Vatandaş; maalesef gününü kurtarmakla meşgul olduğundan oluşan manzaranın çok uzağındadır. Seçim öncesi aldığı kömürünü sobasında yakmakta, tıkır takır çayı demlenmekte, sağlık sorunu yeşil kartla afiyette, sabah çorbası çorba evinden, akşam öğünü falan aşevinden, para mı lazım banka kartları sağ olsun! Araba, ev mi lazım? Kredi sağ olsun..!
Doğacak çocuklarımızın geleceği ipotek altında mı? Sağlık olsun!
Halbuki kıyamete kadar oluşacak manzaranın Haçlı batının lehine değişmesi BOPun işleyişine bağlıdır. Bunda katkısı olanların akibeti, geleceği BOPa bağlıdır. Dünya ahiret dengesi, yolculuğu BOPa bağlıdır. O zaman BOP hakkında en ince ayrıntıların anlaşılması, özelde Türk milletine, genelde 22 İslam ülkesine anlatılması gerekmektedir.
UĞUR KEPEKÇİ