Artık dik bir duruş ve doğru bir karar verme zamanıdır, durmak yaraşmaz! Türkoğlu Türk Prof. Dr. Haydar Baş, dünyaya hayat sunuyor, bu hususta gaflet; hayata sırt dönmek ve yok olmayı tercihtir. Buda millet olarak bize asla yakışmaz.
İnsanlık tarihi her sıkıntılı zamanda, her şeyin bittiğini, tükendiğini zannettiği bir anda mutlaka içinden kurtarıcılar çıkarmasını bilmiştir. Bu aynı zamanda ilahi kaderin tecellisi hükmündedir. Dünyanın sonu gelinceye kadar bu tecelli sürekli devam edecektir. Umutlar azalsa da bitmemeli ve bitmeyecektir de
Umutların bittiği anda hayat ve yaşantının da sonu gelmiş demektir. Öğleyse mademki hayat devam edecek o zaman mutlaka insanların ve dünyanın kaderinde önemli dönemeçlerin oluşması, önemli olayların gelişmesi insanların dönem dönem umutlarını yenilemesi hayatın mutlak kurallarıdır.
İnsanlık önüne çıkan tarihi fırsatları değerlendirdikleri oranda başarılı olur, hem kendileri, hem yaşadıkları toplum ve dolayısıyla dünyadaki herkes fayda görürler.
Yaşadığımız çevreden başlamak üzere dünyaya baktığımızda açlık ve sefaletin kol gezdiği, sadece haksız kazanç sahiplerinin hayatlarından memnun olduğu bir zaman diliminden geçmekteyiz. Doğusundan batısına bütün dünyada haklının değil de güçlünün hâkim olduğunu gören insanlık; Haktan yana değil de güçten yana tavrını ortaya koymuş, böylece haksızlık bir hayat felsefesi oluşmuş, ezilenler modern dünyada(!) köle konumuna düşürülmüştür. Bu olumsuz gidişata dur diyen bazıları çıktığı zamanda önceden öğretilen yanlış ezberler devreye sokulur; Böyle gelmiş böyle gider
Böyle gelmiş böyle gider mantığı, haksız ve yanlış insanların kurdukları haksız çarkın dönmesine çomak sokmak isteyenlere karşı uydurulmuş yanlış bir ezberdir. Bir uyutma taktiğidir. Bu ifade çoğu zaman; fedakârlıktan kaçınan, tembellik ve miskinliği hayat felsefesi haline getiren insanlarında sığınağı olmuştur. Toplumsal bilince erişen, yaşama ve yaratılış gerçeğinin sırrına eren kimseler için bu tanımların hiçbir önemi yoktur.
Böyle gelmiş böyle gider v.s. Bu ve benzeri yanlış ezberleri bozmak niyet ve gayretinde olan bir kutlu insan Prof. Dr. Haydar Baş aramızdan çıkmış, sadece Türk insanına değil bütün dünyaya; Ey insanlık bu güne kadar boşuna uyutuldunuz işsiz ve aşsız bırakıldınız ben sizi bu sefaletten kurtarırım diyor.
Dünyanın en büyük ve en tehlikeli yalanı, terör ve açlığın en temel dayanağı olan kaynaklar sınırlı ihtiyaçlar sınırsızdır tezini tersine çevirerek, insanlığa farklı bir bakış, farklı bir çözüm sunmaktadır. Kaynaklar sınırsız, insan ihtiyaçları sınırlıdır
Bu sese kulak verip cevap vermek için dünyanın dört bir yanından bilim adamları yüklendikleri tarihi sorumluluk bilincini taşıyarak, asla enaniyet göstermeden ilmin namusu gereği ; Evet bu model herkese iş aş ve umut vaat etmektedir diye ses vermektedirler.
Bütün küresel hastalık sahipleri derdine derman bulmuş hasta misali sevinç halini yaşamaktadır. Almanyada yapılan 3. Uluslararası MEM Kongresine katılan ilim adamlarının Prof. Dr. Haydar Başa karşı saygı ile önünde eğilmeleri, tebliğlerini sunmak için bizzat iştirakleri bunu teyit etmektedir.
Şimdi millet olarak bize düşen; duymayan duyamayan duymak istemeyenlere Milli Ekonomi
Modelinin herkese iş ve aş sağladığını anlatmaktır. Bunun dışında çözüm aramak; Hazine üzerinde oturan dilenci misali abesle iştigal etmek değil de nedir?
UĞUR KEPEKÇİ